Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Keşfetmeniz için Jehan Barbur öneriyor: AZ



Gayet iyi
Toplam oy: 1101

Keşfet'in bu ayki konuğu Jehan Barbur, AZ'ı neden seçtiğini kendi el yazısıyla yazdı! Hakan Günday'ın AZ romanı için "Dahiyane bir kurgu. Bana iyi bir tokat attı," diyen Barbur'un seçimini kendi el yazısından okuyun.

 

 

 

 

 

Sevgili Jehan Barbur, bu ay hangi kitabı keşfedelim?

 

Çok yeni bir kitap olmasa da, Hakan Günday- AZ.

 

Başka hangi kitaplar vardı aklında? Bu şanslı kitabın zorlu rakiplerini öğrenmek isteriz.

 

Yine Hakan Günday'dan Azil, Barış Bıçakçı'dan Sinek Isırıklarının Müellifi, Charles Bukowski'den Ekmek Arası. Hepsi ayrı ayrı çok güzel.

 

Neden bu kitap? En çok ne vurmuştu seni?

 

Dahiyane bir kurgu. Kendime, hayata ve görebileceklerime bu kadar yukarıdan, dışarıdan ve aynı zamanda da bu kadar içten ve içeriden bakabilmeyi isterdim. Oya gibi incelikle işlenmiş. Bana iyi bir tokat attı AZ.

 

Hangi müzik eşlik etmeli bu kitaba?

 

Kitabın kendi müziği var ve çok değişken. 'Şu müzik' eşlik etmeli desem, kitabı kısırlaştırmış olurum. Ayıptır söylemesi ama ama hiçbir kitabı okurken klasik müzik dışında bir müziğe emanet edemem. Hikayenin kendisi yeterli.

 

Bize bir tadımlık cümle yazsan kitaptan?

 

AZ'dan yazamam. Kitabın tamamı koca bir cümle, ama Azil'den yazacağım:

 

"Sevgi, tırmananları birbirine bağlayan bir halattı. Biri düşerse diğerinin hayatta kalması için halatın kesilmesi gerekiyordu. Ancak sevgi, kesilemeyecek kadar kalın bir halattı ve sonunda herkes düşerdi. Aptallar sevdikleriyle düşer, kötüler sevdiklerini aşağıya çeker."

 

"Her şey söylenmiş olabilir ama ben daha söylemedim."

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.