Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

La Casa de Papel hayranları için okuma önerileri



Vasat
Toplam oy: 246

Soygun anlatılarının okuyucuyu/izleyiciyi hemen avcuna alabilen bir yapısı var. Kulaktan kulağa yayılarak hatırı sayılır bir seyirci kitlesi edinen, Netflix tarafından yayınlanınca bir fenomene dönüşen İspanyol dizisi La Casa de Papel de izleyeni bir merak duygusuyla sarmalıyor, karakterlerin duygusal salınımlarının ortasına atıveriyor. Diziyi benzer kalabalık kadrolu soygun anlatılarından ayıran şey, gerektiği zaman işleri yavaştan alan hali, karakter kurulumuna verdiği önem, tahmin edilebilir olmaktan her daim kurtulan olay örgüsü ve elbette, zekice kurgulanmış büyük soygun planı...

İspanyol Kraliyet Darphanesi’ni soymayı planlayan “Profesör” önderliğindeki ekip aslında “halkın cebinden” çalmadıklarını, çağın Robin Hood’u olduklarını düşünüyor. Onların duygusal gelgitlerinin peşine takılıp yeri geldiğinde “suçlu”yla özdeşleşerek, yeri geldiğinde suçu ve adaleti temsil eden taraflar arasındaki çizginin bulanıklaşmasına tanık olarak, bir sonraki bölümü izlemek için tuşa basmaktan kendimizi alamıyoruz. Dizi bitince, kendi lakabımızın hangi şehirle eşleşebileceğini, bizim karakterimizi en iyi hangi şehrin anlatabileceğini düşünmeye başlayıp, Salvador Dali maskesi siparişi için interneti yokluyoruz.

 

 

La Casa de Papel'i izlemeye başlayacak olanlar ya da çoktan izleyip sindirmiş olanlar için, farklı coğrafyalardan, nevi şahsına münhasır “nitelikli” hırsızları, “suç dehalarını” sahneye çıkaran kitaplardan bir seçki hazırladık. Paranın geçirdiği dönüşümlere toplumsal bir perspektiften ışık tutan kitapları da ihmal etmedik.

 

 

 

1) Kargalar Meclisi

 

 

 

2) Locke Lamora'nın Yalanları

 

 

 

3) İsveç Çetesi

 

 

 

4) Cingöz Recai serisi

 

 

 

5) Arsen Lüpen serisi

 

 

 

6) Artemis Fowl

 

 

 

7) Hırsızlar Sosyetesi

 

 

 

8) Kültürel Sermaye

Kibar Hırsız ve Şehir

 

 

 

9) Yüzyılın İkinci Yarısında

Darphane-i Amire

 

 

 

10) Paranın Felsefesi 




 

 

SabitFikir arşivinden ek okuma:

Altered Carbon hayranları için okuma önerileri

Annihilation hayranları için okuma önerileri 

 


Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.