Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Okuma Listeniz: Her şey kontrol altında




Toplam oy: 1086
Babaannem artık pek haber izlemiyor. Başbakan çıkınca limon yemiş gibi yüzünü ekşitip kanalı değiştiriyor. Evet, limon gibi…

Bir akşam oturduğum masanın başındaki adam şöyle dedi: Hiçbir şeyle ilgilenmediğin vakit,  bu ülkede yaşamak güzel. Gazete okuma, televizyonu açma. Yaşamak öyle güzel ki…

 

 

Sahiden de öyleydi. İki haftadır, televizyonda ne zaman haber bültenine rastlasam panik atak gelmiş gibi bir telaşla kumandaya sarıldım. Değil gazete okumak, gazete kağıdına bile dokunmadım. Sosyal medyaya bulaşmadım. Ne mi yaptım? Film izledim; DJ’lerin konuşmadığı radyo kanallarını dinledim, Leyla ile Mecnun’u izledim, evin köpeğiyle konuştum; kitapları karıştırdım, kitaplar okudum. Sokağı değil, sadece ağaçları gören pencereden dışarı baktım.
Bir süre sonra azıcık kafamı kaldırdım “Ne oluyor acaba?" diye. Şöyle olmuş: Bir Başbakan, 2500 polis, 20 zırhlı araç, 105 özel koruma ve sekiz TOMA… Başbakan ODTÜ’de, Göktürk-2 uzayda. Neden? Çünkü “Uzayda da iddialıyız”mış. (Yazar burada gülüyor.)

 

 

 

 

 

 

"ÖYLE GAZETECİ" OLMAYAN GAZETECİ

 

 

80 yaşını deviren babaannemle yaşadığım bir anım geldi aklıma. Akşam haberlerini izliyor babaannem. Ben de en fazla 17 yaşındayım. Haber bülteni, İstanbul Üniversitesi’nde çıkan öğrenci olaylarını gösteriyor. Olayı hatırlamıyorum; hatırladığım, polisin öğrencilere "kontrollü güç" kullandığı. Her şey kontrol altında: Misal, bir kız öğrenci iki polis tarafından saçlarından kavranarak polis aracına sürükleniyor. Kontrol altında. Bir öğrenci yerde, üstünde de birkaç polisin kontrol altındaki postalları. Babaannem de “Oh olsun, alın götürün anarşikleri, kör olasıcalar.” diyor. Tamam, babaannemden belki bir Emma Goldman değildi, bunu biliyordum ama ona yine de çok kızmıştım. “Niye öyle diyorsun babaanne, yarın bir gün onlar arasında ben de olabilirim!” demiştim. O da bana, “Sen de mi devlete karşı geleceksin? O zaman sana da yapsınlar aynılarını, hiç acımam.” demişti. Tabii benim güzel babaannem biricik torununun daha ortaokuldayken okulun duvarlarına neler yazdığını, başına ne belalar aldığını bilmiyordu. Çok şükür ki ben üniversiteye gitmedim, babaannem de, “Benim torun da işinde gücünde. Gazeteci oldu; ama ‘öyle gazeteci’ değil, kitap okuyor sürekli.” filan diyor. Babaannemin çocukken köyünde kuzuları mı, koyunları mı ne varmış... Aman ne güzel de otlar dururlarmış, ne güzel de oldukları yerde bakarlarmış. İşte ben o koyunların şimdi aslında kim olduğunu hiç anlatamayacağım. Ya da ne bileyim... Mesela Sırça Köşk hikayesini ve oradaki koyunun başını anlatsam… Yok, olmaz. Babaanneme hiçbir zaman o çocukların yumruklarının neden havada olduğunu anlatamayacağım. 2500 polisin orada ne işi olduğunu, biber gazını, göğsüne tekme yiyen çocukları... Babaanneme Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı'nı nasıl anlatayım... Neyse ki, artık pek haber izlemiyor. Başbakan çıkınca limon yemiş gibi yüzünü ekşitip kanalı değiştiriyor. Evet, limon gibi…

 

 

 

Nietzsche ve Babaannem Mustafa Ulusoy


Hayatımı Yaşarken Emma Goldman (iki cilt)


Yeryüzünde Bir Sürgün Juan Goytisolo


Protestodan Direnişe
Ulrike M. Meinhof


Modern Devlet ve PolisFerdan Ergut


Sırça KöşkSabahattin Ali

 

 

 

 

 

 

(Manşette kullanılan görsel Samantha Blyth'e aittir.)

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder


Ah ne güzel değil mi güncelden kopmak ? Ne rahat ! Oysa aynı zamanda o kadar yanlış ki...Etrafımızda uçurum olup olmadığını bilmeden otlamaya devam edelim sadece...En iyisi evet haklısın...

37%
63%

Güzel yazı olmuş. Yine de ne olursa olsun her gazeteye her habere bakın derim :)

25%
75%

Gazete okuduğunuz zamanlar oldu mu? yada başka soru önerdiğiniz kitapları kim önermenizi söyledi? daha birçok soru...!!!

37%
63%
Beğendim.

Katiliyorum yazdiklariniza. Ben 2 senedir tv izlemiyorum. Gundemi de takip etmiyorum sadece twitterda gorduklerimle yetiniyorum ve mutluyum. Beynimi yormuyorum bu ulkenin sacmaliklariyla.

49%
51%

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.