Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

"Öykü, hayatın kırılma noktasıdır"



Gayet iyi
Toplam oy: 1369

Aslında öykü yazmaya başlarken ve onları “Heveskuşu” adı altında bir araya getirdiğimde, neden öykü yazdığımı bilmiyordum. Hala da tam olarak bunun nedenini bildiğimi söyleyemem. Sanırım hayatın parçalar halinde üzerime savurduklarını birleştirmek ya da yan yana koymak istemişim.

 

 

Yazıda her malzemenin kendi seyrini oluşturduğuna inananlardanım. Anlattıklarım öykü olmalıymış, öykü yapmışım. Öykü benim için hayatın kısa bir anının yansıması değil, daha net bir şekilde hayatın o kısa anının geleceği biçimlendirmesidir. Hep kırılma noktaları var anlattıklarımda. O kırılma noktaları, geçmişi ve geleceği kılıç gibi birbirinden ayırıyor. Kısası, öykü benim için hayatın kırılma noktasıdır ve önemlidir.

 

 

 

 

Huzursuz öyküler yazdım. Acı katmeri yüksek öyküler. Ama insan okudukça, hayatın içinden geçtikçe bakış açısı da değişiyor. İster eğlenceli bir şeyler yazayım isterse de trajik (bazen ikisi birlikte. Bunun da adına trajikomik demişler) ama sonuç hep aynıdır sanırım. Hayat daha katlanılır hale geliyor.

 

 

 

Ama yazmak için önce okumak gerekir

 

 


Bu yola çıkmadan önce ustalarımdan el aldım. Hâlâ çırak olmam bir şeyi değiştirmez. Çehov, Marquez, E.A. Poe, Oscar Wilde, Borges, O. Henry, Bukowski, Sait Faik, Haldun Taner, Necati Cumalı, Füruzan, Tomris Uyar, Cemil Kavukçu, Ferit Edgü, Oğuz Atay, Murathan Mungan gibi yazarlar bu seyrimde ellerini sırtımdan eksik etmediler.

 

Sanırım her yola çıkanda bu biraz böyledir. Önce özenirsin, onlar gibi yazarsın sonra da kendi yolunu bulup ustalarına selam edersin. Ama onlar bir aşkın unutulmaz anları gibidir. Ne zaman yazıya otursan onları etrafında bir koruma kalkanı, bir yol gösterici olarak görürsün.

 

Yüzün yere düşmesin, yazdıkların en azından sadece “yazı” olmasın diye onlardan sakınırsın. En azından ben öyle oluyorum.

 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.