Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Sokaktan // Bozkırınız politiktir efendiler



Vasat
Toplam oy: 1983
Televizyon haberleri ve gazetelerin yarattığı gündemin ve bunların gündeme bakışının taraflı ve yönlendiren bir yapısı olduğunu düşünüyorum.

Dümdüz bir çizgi çek, bak bozkır. Sonra çizgi yükselecek, bir ovaya denk düşecek, al sana Haymana. Bozkırın ayazında bir ova, ovanın başında bir mahpushane. Haymana Cezaevi'nden Ulucanlar'a bozkırın alameti teğet geçer bu çizgide. Karanfil Sokağı bürokratik olarak anılır, politiktir aslında. Ankara'lı siyasi meseleler üzerine akıl yürütmek için doldurmuş heybesini. Güncel mevzulara temkinliyse de sesinde aynı dizelerin sessizliği: ''Bir dal süzülür mavide/ Al al bir yangın şarkısı/ Bakmayın saksıda boy verdiğine/ kökü Altındağ'da, İncesu'dadır.''  

 

 

 

Hayatın kendisi politiktir dolayısıyla edebiyatın politik olması doğru ya da yanlış değil doğaldır. Türkiye’nin politika gündemiyse zaten edebiyatı doğrudan etkiliyor. Çünkü edebiyat var olan toplumsal durum üzerinden yeni ürünler yaratır. Bu gerçeklikler sanatçının eserine ya da sanatçıya yansır. Örnek olarak Orhan Kemal ve Vedat Türkali'nin kitapları gösterilebilir. Geçmişte edebiyat belli bir kesimin elindeydi ama şimdi öyle bir şey yok. Edebiyat herkese hitap edebiliyor artık. Politik gelişmeler de kitap olarak daha derinlemesine irdelenebiliyor. 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

Övgü Özdoğan 17 / Öğrenci

 

 

 

 


 

 

 

Pek çok haber bültenini, haber metnini izliyor ve okuyorum.
Bize sunulanlar, öne çıkarılanlar özgün yaşamsal gelişmelerin alt metninden çok da farklı değil. Sadece, siyasal atmosferin biçimlendirdikleri dışa vuruluyor. Yani haberciler hazır olanı haberleştirirken konuyu aile, bekâret, ahlak gibi istenene bağlamakta veya öne çıkarmakta sıkıntı yaşamıyorlar. Üstelik böylece daha az zaman harcamış oluyorlar. Benim için öğretici. Hem mevcut yönetimin toplumdan ne istediğini görüyorum hem de toplumun ahlaki değerlerini.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Dilan İkizoğlu 27 / Ziraat Mühendisi

 

 

 

 


 

 

Türkiye'nin yoğun siyasi atmosferinde edebiyat benim için gündemden kaçış ve kafa dinlemek demek. Sığ olarak gördüğüm siyasi atmosferden kaçmak için edebiyata sığınıyorum. Son dönemde edebiyatın da siyasete her zamankinden daha fazla bulaştığına üzülerek tanık oluyorum. Elbette böyle bir siyasi ortamda bunun böyle olması doğal ama benim tercihim aşk ve polisiye romanlarından yana. Açıkçası yakınlarıma da bu tür kitaplar öneriyorum.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Levent Boz 33 / Alım satım müdürü

 

 

 

 

 

 

Siyaseti elbette televizyondan takip ediyorum. Ancak televizyon haberleri ve gazetelerin yarattığı gündemin ve bunların gündeme bakışının taraflı ve yönlendiren bir yapısı olduğunu düşünüyorum. Buna karşılık ben siyasi kişiliklerin yazdığı kitapları, günceleri takip ederek onların anılarından olaylara bakmayı daha doğru buluyorum. Örneğin bazı siyasi gelişmeleri Mehmet Baransu'nun Karakutu, Soner Yalçın'ın Şamizdat, Çetin Doğan'ın Ateşi ve İhaneti Gördük kitaplarını okuyarak takip ettim. Bu okumaların bana daha objektif bir bakış açısı kattığını, fikirlerimi daha doğru yönlendirdiğini düşünüyorum.

 

 

 

 


 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.