Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Yıldız Ramazanoğlu'nu Tanımak



Vasat
Toplam oy: 97
Alpay Doğan Yıldız bu kitabı ile okuyuculara bir Yıldız Ramazanoğlu rehberi hazırlamış. Son otuz yılımızın hafızası olan yazarlardan Ramazanoğlu’nu tanımak, yaşananlara şahit olmayı da beraberinde getiriyor.

Alpay Doğan Yıldız’ın Yıldız Ramazanoğlu Hikâyeciliği adlı kitabı yazarın hikâyelerini; insaf, merhamet, adalet, karşılıklı af temaları ile işleyen bir kitap. Kitaptaki “Sessizlerin Sesi” başlığı da dikkate değer bir nokta olarak yer alıyor kitapta.

 

İnsanlığa “ses olma”, bir yazarın en dikkate değer özelliklerinden biridir. Yazar olma arzusunda olan her kalem sahibi, varlığını sürdürdüğü en küçük parçadan başlayıp tüm dünyaya yayılan bir sesin sahibi olmayı arzular. Ramazanoğlu, kadınların ve mazlumların sesi olmayı kendine ilke edinmiş bir yazar. Yıldız da birçok başlıkta bu hassasiyete dikkat çekiyor. “Ev Hali, Evliliğe Giden Yol, Çalışan Kadın, Okumuş; Okumaya, Yazmaya İlgili Kadınlar” başlıkları Yıldız Ramazanoğlu hikâyelerindeki kadınları ayrıntılı şekilde işleyen bölümler.

 

“Yıldız Ramazanoğlu’nun pek çok hikâyesinde pek çok ev hali görebiliriz. Yazar evin hallerini güzel anlatır. Hikâyelerin çoğunda ana karakterler kadın olduğu için evler daha çok kadınların gözünden, kadın merkezli anlatılır demek yanlış olmaz.” “Yıldız Ramazanoğlu’nun pek çok hikâyesinde kadınlar ev dışında da bir işte çalışırlar: “Son Leylek”te Ayşe bir şirkette çalışır. (Aslında öğretmendir; başörtüsü nedeniyle işinden atılmıştır.) “Anemon Çiçeği”nde ağrı tedavisi yapan kadın, “At Hikâyesi”nde bütün işlerini yola koyup, herkesin gönlünü ayırıp ‘yazmak’ için vakit oluşturmaya çalışan kadın, ev dışında da çalışmaktadır.”

 

SON OTUZ YILIMIZIN HAFIZASI

 

Alpay Doğan Yıldız, bir tez ciddiyetinde böylesine hassas bir tarama yapmış Ramazanoğlu hikâyelerine. Kitapta en hacimli bölüm “İkna Odası”na ayrılmış. Ramazanoğlu’nun tek romanı İkna Odası. Alpay Doğan Yıldız’ın ifadesi ile; “Bir Sosyolojinin Psikolojisi.” 28 Şubat dendiğinde akla gelen en karanlık olaylardan biridir ikna odaları. Bu roman da o yılları ve yaşananları anlatan en önemli eserlerin başında geliyor. Tarihe bu romanıyla bir not düşüyor yazar. Alpay Doğan Yıldız’ın İkna Odası romanı ile ilgili yazısından bir bölümü paylaşmak istiyorum; “Yıldız Ramazanoğlu’nun 2004’te yayımlanan bu romanı, özellikle 1990’ların ikinci yarısından itibaren Türkiye gündeminin üst sıralarında yer alan ‘başörtülü kadın’ konusunu, konunun gündemde olduğu dönemde ele almış ve yayımlanmış bir romandır.” Daha sonra Alpay Doğan Yıldız bu romanı; “Anlatılan”, “Tartışılan”, “Anlatma”, “İkna Odasına Dönüp Bakınca” başlıklarıyla inceliyor.

 

  

 

Alpay Doğan Yıldız bu kitabı ile okuyuculara bir Yıldız Ramazanoğlu rehberi hazırlamış. Son otuz yılımızın hafızası olan yazarlardan biri olan Ramazanoğlu’nu tanımak, yaşananlara şahit olmayı da beraberinde getiriyor. Olaylara birinci tekil şahıs olarak dâhil olan yazarın okunacak her öyküsü bir Türkiye ve dünya gerçeğini de beraberinde getirecektir. Yaşananlara bir ikinci gözden bakmak isteyenlere de benim tavsiyem, Yıldız Ramazanoğlu ile birlikte Cihan Aktaş öykülerini de okumaları. Çünkü bu iki yazar bütün gerçekleri olay yerinden bildirmede oldukça mahir iki yazarımız.

 

 

YILDIZ RAMAZANOĞLU
HİKÂYECİLİĞİ

Alpay Doğan Yıldız
KESİT YAYINLARI 2019

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.