Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Edebiyat sahnesinden erken inen yazarlar



Toplam oy: 1184

Geçtiğimiz hafta Nobel ödüllü yazar Gabriel García Márquez’in kardeşi Jaime García Márquez, yazarın bunama sürecinde olduğunu ve yazmayı bıraktığını açıkladı. Bir yazarın böyle bir durumu kabullenmesi elbette zor olacaktır. Ancak bir yandan edebiyat tarihine baktığımızda Márquez’in yalnız olmadığını görmek de bir hayli şaşırtıcı. Farklı dönemlerde kendisi gibi pek çok tanınmış yazar muhtelif sebeplerden ötürü kalem bırakmak zorunda kalmış. Hastalıklar, psikolojik sorunlar ve bağımlılıklar, yazarları edebiyat sahnesinden yavaş yavaş uzaklaştırmış.

 

Bu hafta Flavorwire hazırladığı liste ile edebiyat sahnesinden erken inmek zorunda kalan sekiz yazarı ve ayrılık nedenlerini inceliyor. Sıralama en güncel örnekten, Márquez’den başlıyor;

 

 

 

Gabriel Garcia Marquez

 

 

1. Gabriel García Márquez: Jamie García Márquez, yaptığı açıklamada kardeşinin kanser yüzünden bunama sürecinde olduğunu söylüyor. Kemoterapinin yazarın hayatını kurtardığını ancak tedavinin yıpratıcı etkilerinin bunama sürecini hızlandırdığını düşünüyor. Ayrıca Jamie, bu süreçte yazarın huzurlu olduğunu, her gün kitap okuduğunu ve ailesiyle birlikte olduğunu da belirtiyor.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Iris Murdoch

 

 


2. Iris Murdoch: İrlanda doğumlu yazar, 1995 tarihli Jackson’ın İkilemi adlı romanının yayımlanmasından kısa bir süre sonra Alzheimer hastalığına yakalanmış ve yazarlık kariyeri anında sonlanmış. O zamanlar bazı eleştirmenler de romanın sade bir dille yazılmış olmasını hastalık belirtisi olarak değerlendirmiş. Sonunda hastalık, yazarı Oxford’daki evinde acınası bir halde ölüme terk etmiş.

 

 

 

 


 

 

 

 

Eugene O'Neill

 

 

 

 

3. Eugene O’Neill: Hayatı boyunca verem ve sıtma dahil olmak üzere birçok hastalıkla mücadele etmiş oyun yazarı, 1941 yılında Parkinson hastalığına yakalanmış. Zaman sonra ellerindeki titreme kötüleşince de yazmayı bırakmak zorunda kalmış. Sonraları eserlerini başkalarına yazdırmayı denemiş ancak başarısız olmuş.

 

 

 

 


 

 

 

 

E.B. White

 

 

4. E. B. White: Amerikalı yazar, ömrünün sonlarına doğru tıpkı Márquez gibi bunama sürecine girmiş. Bu süreçte hem yazarken hem de konuşurken zorluk çekmesine rağmen son anlarına kadar espri anlayışını hiç kaybetmemiş. Tabii ki ailesi ve arkadaşları her zaman en büyük destekçileri olmuş. Hatta son aylarında oğlu Joel, yazdığı kitapları babasına okuyormuş.


 

 

 

 


 

 


5. Ernest Hemingway: Alkol bağımlılığından depresyona binbir türlü rahatsızlıkla uğraşmış ünlü yazar, 60’lı yıllara gelmeden yazmayı bırakmış. Yazar A. E. Hotchner’e göre o yıllarda Hemingway’in bir taslak üzerine saatlerce düşündüğü olmuş ancak ne yazık ki yazmayı bir türlü becerememiş. Hotchner, yazarın sürekli kendisini öldürmeyi düşündüğünü ve elinde silahla uzaklardaki dağlara baktığını anımsıyor.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

E.M. Forster

 

 

 

6. E. M. Forster: Listedeki diğer isimlerden farkı olarak İngiliz yazar, ölümünden tam 46 sene önce yazmayı bırakmış. Sebebinin ise 38 yaşında bekaretini kaybetmesi olduğu düşünülüyor. Forster, birkaç yıl önce bulunan günlüğünde cinselliğin daha ünlü bir yazar olmasını ve kitaplarının basılmasını engellediğini yazmış. Bekaretini Mısır’daki bir sahilde yaralı bir askere verdikten sonra itibarını etkileyen konular üzerine yazamayacağını belirtmiş.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Jane Austen

 

 

 

7. Jane Austen: İngiliz gerçekçilik akımının en önemli kadın temsilcilerinden sayılan Austen, ömrünün son demlerine kadar yazmayı sürdürmüş. Göğüs kanseri ile yıllarca savaşan yazar, ölümüne dört ay kala yazmayı bırakmak zorunda kalmış.

 

 

 

 


 

 

 

 

Arthur Rimbaud

 

 

 

8. Arthur Rimbaud: Viktor Hugo’nun ‘Küçük Shakespeare’ lakabını taktığı Fransız şairin hikayesi tam bir muamma. En verimli dönemini gençlik yıllarında yaşayan şair aniden yazmayı bırakıp Doğu Afrika’ya yerleşmiş ve ölene kadar tüccarlık yapmış. Bu yüzden yazmayı bırakmak zorunda mı kaldı yoksa kendi isteği ile mi bıraktı tam olarak emin olamıyoruz.

 

 


 

 

Çeviren: Serter Akyol

Yorumlar

Yorum Gönder


Şu ziyaretçi gerçekten tuhaf. Bence çok güzel illüstrasyonlar. Ellerinize sağlık. Ben onlara bakarken yazarları görüyorum onların hastalığını değil.

45%
55%

Cemal Süreya'nın "99 yüz" adlı kitabındaki kişilerin portreleri de Semih Poroy tarafından çizilmiştir. Bu portre çizimler daha karikatürize olmasına rağmen rahatsız edici değilken; karikatür ile illüstrasyonun farkını bilmeyerek editöre direkt olarak "saçmalık" olarak eleştiri getirmek aslında karikatürün ta kendisidir. mizahtır yani. hem de kara mizah. !!!!!

37%
63%

yazıyla da tırnak içine alıyorum karikatür değil "karikatürize" dedim. Herhangi bir resim de, illüstrasyon da karikatürize olabilir. Bu, anlam yaratmaya yönelik bir tutumdur.

53%
47%

Oldukça üzücü bir tablo!

44%
56%
Beğendim.

gerçekten anlayabilmek bu kadar zormu? bunun neresi saçmalık olsun..hoş bişey yapılmışken..birde.. tv dizisinden ..hafızada kalmış bir replik...neyse ben 'karikatürü! gördüm..elinize sağlık...

48%
52%

Sayın Ziyaretçi,

Yukarıdaki haberde gördüğünüz çizimler karikatür değil, illüstrasyondur. Kesinlikle kötü bir amaçla yerleştirilmemiştir, aksini düşünmek zor olmasa gerek. Dergimizin genel tercihi illüstrasyon yönündedir. Bu habere özgü bir şey değil anlayacağınız.

Sevgiler,

 

35%
65%

birsürü hastalıktan muzdarip olan yazarları, karikatürize çizimlerle göstermeniz ne büyük saçmalık, editörlüğünüze sağlık!

39%
61%

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.