Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Mürekkepbalığı'nın ilk sayısını editörleri anlattı



Toplam oy: 1421

"Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir." (George Gordon Byron)


Türkiye'nin ilk yazı kültürü dergisi Mürekkepbalığı, yayın hayatına derginin ilk sayfasındaki bu cümleyle başladı. Derginin Kasım-Aralık'a tarihli ilk sayısı vesilesiyle sorularımızı yanıtlayan Özge Dinç ve Mehmet Çelik, "Mürekkepbalığı, yazı yazan, defteri kâğıdı seven, bilgisayardan da uzak durmayan, yazının bir zevk, bir yaşam tarzı olarak çevremizi kuşattığını anlayan genç yaşlı herkese sesleniyor" diyorlar.

 

Derginin bu ilk sayısında Google'ın font satın aldığı ilk ve tek Türk tasarımcı Onur Yazıcıgil ile Meydan Larousse'un Oğuz Atay, Ece Ayhan ve Hakkı Devrimli günlerinin yanı sıra daha pek çok içerik var. Bundan sonra da dil, dilbilimi, edebiyat, mektup, kaligrafi, hat sanatı, daktilo, yazı devrimi, yazı gereçleri, yazarların yazı masaları, ekslibris, ciltçilik, şarkı sözü yazarlığı; yani içinde yazının olduğu her konuya yer vermeyi planlıyorlar.

 

İki ayda bir yayınlanacak olan dergiyi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Özge Dinç ve Yayın Yönetmeni Mehmet Çelik'in cevaplarıyla daha yakından tanıyalım:

Yazı kültürü edebiyatı da kapsar


Derginin giriş yazısında, Türkiye'nin ilk yazı kültürü dergisi olduğunuzu vurgulamışsınız. İlk olduğunuzu keşfetmeden evvel yaptığınız araştırmaları bizim için de özetler misiniz?

 

Yazıya, edebiyata, dergilere meraklı kişiler olarak kütüphanelere sık sık gidiyorduk. Dergi fikri oluştuğunda geçmişten yararlanabiliriz umuduyla dergi kataloglarını, sözlüklerini taradık, eski yayınlara tek tek baktık; daha evvel bir yazı kültürü dergisi çıkmadığını hayretle fark ettik. 70’li yıllarda Enis Batur’unYazı dergisinden 2000’lerde çıkan Turgut Çeviker’in Posta Kutusu’na, tarih dergilerinin yazı özel sayılarına kadar beğendiğimiz dergiler oldu. Fakat kimi sadece edebiyatla, kimi mektup kültürüyle ilgileniyordu. Bu, sanıyoruz ki edebiyatın ülkemizde yazı kültüründen daha güçlü olmasıyla ilgili. Oysa yazı kültürü edebiyatı da kapsar.

 

Yazı hayatımızın merkezinde


Bir yazı kültürü dergisinin sorumlulukları nelerdir? Bu tanım, beraberinde hangi vaatleri getiriyor? Varlığınızın nasıl bir boşluğu doldurduğunu hayal ediyorsunuz?

 

Yazı, tarihi başlattı. Tarihi değiştiren, dönüştüren önemine rağmen bugün dergilerde yalnız matbaa, sahaf haberleri yer bulabiliyor. Yazının hat ve kaligrafiyi içeren sanat tarafıyla, tarihi yakınlığımızdan ötürü de daha çok ilgileniliyor. Yazı az sayıda sanatçının ilgilendiği bir alan sanılıyor. Oysa hayatımızın merkezinde. Bunun fark edilmesini istedik. Adliyelerde suçlular hâlâ el yazısı analizi marifetiyle, imza tespitiyle bulunuyor, tabelalar, Twitter, Facebook, mahyalarda, müzikte, e-maillerde, fontlarda yazı var. Dünyamızı alt üst eden kitaplarda, sakladığınız ilk aşk mektubunda, anılarınızı tutan günlüklerinizde yazının gücü var. Yazmak yalnız bir kültür meselesi değil, ihtiyaç da. Onun için görselliğin hakimiyetinde bile ondan vazgeçilemiyor. Dil, dilbilimi, edebiyat, mektup, kaligrafi, hat sanatı, daktilo, yazı devrimi, yazı gereçleri, yazarların yazı masaları, ekslibris, ciltçilik, şarkı sözü yazarlığı; yani içinde yazının olduğu her konu dergimizde yer alacak. Konuyla ilgilenenler için hem yurtiçinden hem yurtdışından haberler ve kişilerle içerik üreten Türkçe bir kaynak olsun istedik, umarız boşluğu doldurmakta katkımız olabilir.

 

Dergide neler var?

 

 

Okurlar sizin derginizi neden satın almalı? Sizi kimlerin okumasını istiyorsunuz?

 

Mürekkepbalığı, yazı yazan, defteri kâğıdı seven, bilgisayardan da uzak durmayan, yazının bir zevk, bir yaşam tarzı olarak çevremizi kuşattığını anlayan genç yaşlı herkese sesleniyor. Bizim konumuzdaki bir dergiden beklendiği gibi siyah beyaz ve baştan sona okunması güç değil; renkli, tasarıma kafa yoran, azla yetinmeyen bir dergiyiz. Okurlarımız ilk sayıda Meydan Larousse’un nasıl çıkarıldığını okuyacak, Oğuz Atay’ın kısa film çektiğini şahitlerinden dinleyecek, evinde mürekkep ve defter üreten inatçı bir adamı tanıyacak, tasarladığı fontu Google’ın satın aldığı ilk ve tek Türk tipografı bilecek, yırtıcı bir kuşun gagasından ilham alan bir dolmakalemi inceleyebilecek, erkek berberi bir kadının günlüğünü okuyabilecek. Aylık konuşmalar ve yılda bir kez düzenleyeceğimiz festivallerle bu hobi alanını daha da genişletmek niyetindeyiz.

 

GG

Yorumlar

Yorum Gönder


uzun zamandır sabitfikir dışında bir dergi beni heyecanlandırdı. almak için sabırsızlanıyorum.

41%
59%
Beğenmedim.

Merak ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Başarılar

31%
69%

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.