Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

En çok okunanlar  

Dosya


Yasaklı Kitaplar: 1984

Yıl 1949, aylardan haziran. Secker and Warburg yayınevi tarafından basılan romanın adı 1984. Basıldıktan 32 yıl sonra komünizm propogandası, anti semitizm ve cinsel referansları dolayısıyla yasaklanan kitabın yazarı ise George Orwell’den başkası değil.   

 


Yüksek terzi: Tomris Uyar

Bir kitaba değil bir deftere yazmış gibi düşünürüm onu. Kağıda yazsaydı şiir, kitaba yazsaydı roman olurdu belki, araya yazmış, arada kalana/olana yazmış, deftere yazmış ve böylece öykü olmuş yazdıkları diye düşünürüm. Bu söylediklerimin de yanlış anlaşılma payının yüksek olduğunu düşünürüm ama, sözkonusu yazar Tomris Uyar olunca tam da böyle ve bu tehlikeli çizgide/sınırda yazmak isterim.


Sayfalardan beyazperdeye

Sinema ve edebiyatın yakın ilişkisi tartışılmaz. 1800’lerin sonlarında Lumiere Kardeşler’in treni gara girip de insanlar korkuyla kaçıştığından beri, başka bir deyişle sinema hayatımıza girdiğinden beri sinemanın edebiyatla flörtü devam ediyor.


“Hayal Sahaf”: Vahan Usta

Vahan Usta’dan ya da ‘Hayal Sahaf’ adıyla da anılan Vahan Amcadan almışım onunla ilgili çıkan kitabı: Hayal Sahaf: Vahan Usta Üzerine Yazılar. (Ex Libris Sahhaf, Temmuz 2000). İmzalamasını da istemiş olmalıyım ki, kitabın ilk sayfasına “haydar er gülen. Sevgimle” yazıp, altına da tarih atmış: 20.1.20001.(Bir sıfır fazla evet yıl yirmibinbir!)

 


Roman Cumhuriyeti: Adalet Ağaoğlu

Evrensel Kitabevinde görürdüm onu. Görürdük. Biz. İkibiz. Ömer Ateş ve ben, bazen de üçbiz, Erkut da olurdu. Evrensel, Ankara’da Kızılay’da Mithatpaşa caddesini döndüğümüz yerdeydi. Biz kitap alırdık, Ankara’da hep öğrenciydim, üniversiteye giderken bazı arkadaşlarım da oradan kitap aldıklarını söylerlerdi, ben onlar kadar çok almamış olurdum. Param yetmezdi o kadarına.


İntihal etme ne olur!

İntihal, yani aşırma, hırsızlık... Bir başkasının yazmış, yaratmış olduğu herhangi bir fikri, özgün içeriği kaynak göstermeden ve hatta bırakın kaynak göstermeyi kendi fikrinizmiş gibi ortaya çıkarmak intihalin ta kendisi. Türkiye’de, edebiyatımızda, yıllardır intihal sözler, şiirler ve hatta hikâyelerin olduğu da bir gerçek. 

 


Latin Akdenizli: Ülkü Tamer

Ülkü Tamer, galiba şair olma mevzuunda epey tartışılan, ama bir bakıma da alternatif bir tartışma ya da öneri olduğu için pek öne çıkmayan bir görüşün, inancın, anlayışın en müstesna örneği. Hangi anlayışın? Şair olduğu halde olmama ya da üzerine alınmama, hatta oralı bile olmama anlayışının.


Bloguma dokunma

Aslına bakarsanız, irili ufaklı internet yasaklarına tam alışmaya, bunların etrafından dolaşmanın yollarını tanımaya başlıyorduk ki; internet söz konusu olduğunda ancak traji-komik bir hal alabilen sansür çabası, “hassas” bir noktaya değdi: Blogspot’a...

 


Sait’in Kardeşi: Reha Mağden

 


Umut, Umudun Umudu, Kalmadı mı Gerçekten Xeno?

 

Gün güneşliydi ama. Sabah uyandığımda gökyüzünün bir yakasında çekilen bir tsunami dalgası gibi uzaklaşıyordu koyu bulutlar. Soğuk olmasına soğuktu, ama pırıl pırıldı gökyüzü. Bir ölümün ardından bakmakta olduğumuzu tahmin edemezdim.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.