Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Albatros, dört metreye ulaşan kanat açıklığı ile bu alanda lider bir kuştur. Eşine sadık oluşu, eşini kaybedince yalnızlığı seçmesi, havada uyuyabilmesi, okyanus üzerinde haftalarca uçabilmesi, gökyüzünde bir uçak gibi süzülebilmesi… Onu ilginç kılan daha birçok özelliği var…
//php print_r ($fields); ?>
Hatice Dırmıkcı’nın Profil Kitap’tan çıkan romanı Şifacı yerli fantastik kurgunun umut vadeden örneklerinden biri. Berweuli serisinin ilk kitabı olarak kurgulanan roman, yazarın iki kapak arasına girmiş ilk eseri olsa da kurgu ve dildeki olgunluk kurmacaya harcanmış uzun bir mesainin habercisi gibi.
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz günlerde ilk sezonu Netflix’te yayınlanan The Umbrella Academy son birkaç yıldır dizi ve filmlerde sıkça karşılaştığımız tipik süper kahraman maceralarından sıkılanlar için alışılmadık karakterleri ile dikkate değer bir alternatif olacak gibi.
//php print_r ($fields); ?>
Kadınlar bilir; hangi endüstride olursanız olun, hangi ülkede yaşarsanız yaşayın eşitlik için -kimisi büyük, kimisi küçük ama mutlaka- çeşitli “savaşlar” vermeniz gerekir. Günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir adeta bu savaşlar. Öyle ki onları bazen görmezden geldiğimiz, “ne yapalım, hayat böyle,” deyip geçtiğimiz durumlar olabiliyor.
//php print_r ($fields); ?>
Jack London olarak tanıdığımız John Griffith London, 1876’da San Francisco’da dünyaya geldi ve 1916’da California’daki çiftliğinde öldü. Kırk yıllık kısa hayatı boyunca birçok edebi yapıtın yanı sıra siyaset, sendikacılık, insan ve hayvan hakları savunuculuğu, gazetecilik, yayıncılık gibi alanlarda ciddi izler bıraktı.
//php print_r ($fields); ?>
Kaynağını şu an hatırlayamadığım bir alıntıda anlatıcı, yazar Alan Moore’un hikâyelerini dünyaya anlatabilmek için çizgi roman mecrasını seçmesinin, çizgi roman okuyucuları için bulunmaz bir nimet olduğunu belirtiyordu.
//php print_r ($fields); ?>
Ruhunuz... Bu âlemde, hangisi? Yalnız, tek, ayrı, başka, eşsiz, kayıp, yabancı… Çok defa iç sesimiz dış sesimize senkronize olamaz da duyumsarız bu kayıp hallerinden birini. Yalnızlığımız kadar ikna olup yarımlığımıza, asla olmadığımız o zamanı, o mekânı, o insanı ararız.
//php print_r ($fields); ?>
Amerikan şiirinin en önemli figürlerinden Langston Hughes 1967 yılında hayatını kaybetmişti. Aynı yıl, Hughes’ün büyük bir hayranı olan Nina Simone'un efsanevi şairin dizelerini ödünç aldığı “Backlash Blues” dinleyiciyle buluştu. Şarkı uzun yıllar Nina Simone’un repertuarının bir parçası oldu.
//php print_r ($fields); ?>
Moda Cinayetleri’nde hikâye, jeoloji profesörü Aziz Aksoy’un genç esiyle güzel bir gece geçirme hayaliyle Kadıköy çarşısından alışveriş yapmasıyla başlıyor. Eve döndüğünde kapının kilitlenmediğini fark eder. Salona girdiğinde profesyonel bir katil tarafından susturuculu tabancayla, eve sonradan gelen eşi de tecavüz edilerek öldürülür.
//php print_r ($fields); ?>
Uzun bir zaman, ciddi ciddi, insanı bir yazıya başlamaya, onu sürdürmeye yönelten ya da başlamaktan ve sürdürmekten alıkoyan gerçek şeyin ne olduğunu düşünmeye çalıştım. Sanırım buna iyi bir cevabım var artık: ‘Sonra’yı düşlemek.