Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

En çok okunanlar  

Eleştiri


Punk'ın Azize'sinden bir Güzelleme

Tarih: 10 Temmuz 1999, Yer: İstanbul, Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi. Gece başlamadan önce nasıl bir gece yaşayacağım ve o gecenin hayatımda nasıl önemli bir yere sahip olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu. Müzik konusunda sıradan bir dinleyici olmanın ötesine gidememişimdir. Hatta kendi standartlarımla cehalet sınırında olduğumu bile söyleyebilirim.


Shakespeare iştahınız açılabilir, Dikkat!

- Hayatta ne yapayım? Neye inanayım? Kimi seviyorum?


Yazının Hatırlattıkları, Unutturdukları

“Yazı” karşısında farklı tutumlar alırız. Kimi zaman (ya da kimi yazı) kâğıt üzerindeki siyah lekelerden ibarettir, ama başka yer ve zamanda yazılı bir metnin en kudretlimizden bile kudretli olduğuna inanıverdiğimiz olur.


İyilik Kazanacak!

Internet kitap sayfalarına göz gezdirirseniz “Demiryolu Çoçukları”nın çok sayıda farklı basımıyla karşılaşırsınız. Sadece bu yıl yapılmış iki farklı edisyonu var. Yüzyıl önce yazılmış bir kitabın bugün hala ilgi görmesi tartışmaya değer.


“Tek serveti güneş olan” bir başkaldıran

Ne zaman Camus’yle ilgili elimde bulunmayan ya da bulunmadığını sandığım bir kitap, belge ya da fotoğrafa rastlasam, hem kendimi hem de belgeyi ufak bir sorguya çekerim.


Sizin hiç kediniz olmadı mı?

Hayatta yapılacak 100 şey listesi gibi bir liste hazırlasam bir kedi ile birlikte yaşamayı mutlaka dahil ederdim. Daha da ötesi, hayatta iken mutlaka yapmanız gereken 5 şey içine koyardım.


Tüccarlar

Fransız tiyatrosu ve çağdaş yazarları günümüz dünyasının hem tektipleşmiş gündelik yaşamının hem de evrensel ‘saçmalık’larını ne kadar eleştiriyorlar buradan takip etmek oldukça güç ama bir yazar var ki her yazdığı o saçmalığa iyice bir dokunuyor. İşin doğrusu, yazmadıkları asıl dokunan.


"Uzanmış Koca Burun Açık Denize Doğru"

Uzanmış koca burun açık denize doğru,
Lacivert ve gri gecenin değerinde.
Karanlıkla başlar bir dünya sevgisi,
Deniz Feneri parlar,
Talihe aldırmadan kayalar üzerinde.
(...)
"Deniz Feneri", Fazıl Hüsnü Dağlarca


Kanıksamışken, şaşırmak...

Bekir Yıldız, töre cinayetlerini, Almanya’daki Türkler’i, göçmen çaresizliğini anlattığı Beyaz Türkü’de, kırsal kökenli yoksul insanların yaşadığı çıkmazlara odaklanmış. Karakterlerinin önemli bir kısmını Kürt kökenli, Güneydoğulu insanlardan seçen Yıldız, onların ait oldukları yaşam ve kültürden kaynaklı trajik yaşamlarına dokunmuş.


"İkimiz"in olanaklılığına dair

Lacan, “Aşk, sizde olmayan bir şeyi, bunu sizden istemeyen birisine vermeye çalışmanızdır” demiş. Aynı Lacan "aşkın yüce anından" bahsetmiş: "aşkın iade edildiği", âşıkın maşuktan aşkının karşılığını aldığı an.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.