Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



"Biz zaten ölüyüz"

Bu haftanın en şahane kitabı kallavi bir polisiye, kelimenin tam anlamıyla gerçek bir “kara” roman, yani “Tokyo Sene Sıfır”. Yazarı, yirmili yaşlarında bir süre İstanbul’da da yaşamış olan ve son yirmi yılını Japonya’da geçiren, bu sırada da ardı ardına romanları yayımlanan David Peace.



Bir Ailenin En Uzun Yüzyılı

 



Sistemden çıkma planı 1: Evinizi yakınız

Modern zamanlar ne yaptı insanlığa, ya çekirdek aile? Sigorta poliçeleri, kredi kartları, okul taksitleri, kara delik misali yaşamı yutan faturalar, kazanamamakla daha çok kazanıp daha çok harcamak arasında salınıp duran tüketim sarkacı… Sahte bir kayıp cennet misali, çok yakınlarda bir yerlerde duran mutluluk vaadi…

 

 

 



Şarkının devamı

Epik fantastik dizilerin kaderidir. Dizi kaç kitaptan mürekkep olursa olsun, eleştirmenler, kitap tanıtım yazarları için birinci ve sonuncu cilt önemlidir. Bu ciltler dikkate alınır, yazılır.



Anadolu'nun karanlık prensi

Deli Gücük: Anadolu’nun karası, Anadolu’nun karanlığı… Otlakların karaltısında, kervansarayların tozlu uğultusunda, eşkıyaların huzursuz uykularında, metruk köylerin koynunda yaşayan bir Anadolu iblisi o.



Düşünürlerin elinden alınan ütopya

Consuelo, ona ailesinin verdiği isim: Meksikalı bir kadın, hizmetçilerin hizmetçisi, hiç sesi çıkmayan, durmaksızın acı çeken, katlanan ve dayanan. Connie, onun koleje gidip iki yıl burada okumayı başarmış hali, bir parça da olsa toplumun diplerinden yukarılara uzanmasını sağlayan.



Modernizmin askerleriyiz!

"Duyduğum en acıklı hikaye bu. Ashburnhamları Nauheim kentinde son dokuz mevsimdir oldukça yakından- ya da hem yarım yamalak ve üsütnkörü hem de elinize giydiğiniz güzel bir eldiven kadar yakın bir ahbaplığımız vardı diyelim- tanıyorduk.



“Bir süre sonra her şey birbiriyle bağlantılı görünmeye başlar”

Kara Kitap’ın temel izleklerinden biridir “sır”. Hikaye boyunca kahramanımızla, Galip’le birlikte bir sırrın peşinde koşar, başka pek çok sırlara işaret eden şehrin, toplumsal kodların ve var oluşun çelişkilerinin etrafında döner, nihayetinde de hiçbir sırrın tam olarak açık edilmediği bir durumda kalakalırız.



İstanbul, içimizde bir uzak diyarmış...

“Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı bir üçgen biçimindedir. İki yanı deniz tarafından çevrelenir ve korunur, üçüncüsü ise Rum imparatorların hakimiyetinde inşa edilmiş olan ve şehre karadan girişi engelleyen çift sıra bir sur ile kuşatılmıştır. Sur içinde, birbirine bitişik yedi tepe üzerine inşa edilmiş binlerce ev bir amfitiyatro gibi yükselir.



Buyurun düş sofralarına…

Ot, meze, ara sıcak, balık, salata, ekmek, tatlı, likör ve kahve… Çeşitlerden de mesela, radika, şevketibostan, biberiyeli levrek marine, midyeli barbunya pilakisi, ızgarada kalamar dolması, tavada dilbalığı, zeytinli ekmek ve enginar tatlısı ve satsuma likörü ve az şekerli kahve…Bu aslında bir düş sofrası…

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.