Şahane Bir Kitap Arşivi
Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
“Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı bir üçgen biçimindedir. İki yanı deniz tarafından çevrelenir ve korunur, üçüncüsü ise Rum imparatorların hakimiyetinde inşa edilmiş olan ve şehre karadan girişi engelleyen çift sıra bir sur ile kuşatılmıştır. Sur içinde, birbirine bitişik yedi tepe üzerine inşa edilmiş binlerce ev bir amfitiyatro gibi yükselir.
//php print_r ($fields); ?>
Edebiyatseverler bilirler Dar Zamanlar'ın yeri ayrıdır Adalet Ağaoğlu okurları için. Özellikle de Ağaoğlu'nu bizle tanıştıran ilk romanı Ölmeye Yatmak, düşünülürse. Bir saat yirmi dakika süren o uzun, bir ömürlük hikaye, düşünülürse...
//php print_r ($fields); ?>
Yukio Mişima, çağdaş Japon ve dünya edebiyatının kült ismi. Modern romanın dikkat çeken isimlerinden biri olması dolayısıyla, modernizmle biçimde başıhoş, içerikle ise kavgalı yazarı...
//php print_r ($fields); ?>
David Seling, onun içinde yaşayan, süngersi yuvasında pusuya yatmış, masum fanileri gözetleyip duran bir yaratık var. Sinsi, hastalıklı bir canavar ve en fenası ölmek üzere, Seling’in kendisinden bile daha hızlı bir şekilde ölmekte… Oysa Seling’in doğumundan beri içinde yaşıyor o, Seling’i bir ucubeye çeviriyor. Daha doğrusu bir ‘telepat’a.
//php print_r ($fields); ?>
Hiç unutmam, sanırım Orta Dünya’nın üçüncü çağının sonlarına doğruydu, Yüzüklerin Efendisi’ni üçüncü kere okumaktayken ve Tolkien üzerinde uzun uzun düşünmekteyken dev bir keşif duygusuyla sarsıldım.
//php print_r ($fields); ?>
Her şey, Julian’ın karısı Veronica’nın o akşam resim kursundan gelmemesiyle başlıyor ve bitiyor. Julian, Veronica’nın gelmeyişini üvey kızı Daniela’ya çaktırmamak ve onu huzurla uyutmak için “Ağaçların Özel Hayatı” adını verdikleri bir dizi uydurulmuş hikayeden birini seçiyor. Hikayenin kahramanları bir kavak ağacıyla bir baobap ağacı.
//php print_r ($fields); ?>
Psikanalist, şair ve bir cantadora (Latin geleneğinde eski öyküleri toplayıp saklayan kimse) Calarissa P.Estés. Onu tüm dünyada olduğu gibi biz Türk okurları da muhteşem çalışması “Kurtlarla Koşan Kadınlar” ile tanıyoruz.
//php print_r ($fields); ?>
“Oysa/ kim harlandırıp yüreğinde ateşi/ kıyametini büyütmezse/ve hesaplaşmazsa kendiyle/ ateşten kurtulamayacaktır.” Şiirin adı 'İnanan için ilahi', şairiyse elbette Gülten Akın. Deniz Gezgin’in Ahraz'ının adı da pekala bu şiirin adıyla aynı olabilirmiş. Zira yazar sanki aslında bir roman değil, bir şiir, inanan için bir ilahi yazmış.
//php print_r ($fields); ?>
"Kendimiz için bir anlatı inşa ederiz ve bir günden ötekine bu ipi takip ederek ilerleriz. Kişilik bölünmesi yaşayanlar bu ipin ucunu kaçırmış olanlardır." Evet, Paul Auster özel hikayelerimizden, kişisel tarihimizi inşa edip kim olduğumuzu ortaya koymak için başta kendimize ve başkalarına anlattığımız hikayelerden söz ediyor.
//php print_r ($fields); ?>
Bilimkurgu… Fantastik edebiyatın uzak akrabası… Fanteziyle aralarında pek çok kesişme noktası var ama bir tane de çok belirleyici, çok keskin bir ayrılma noktası. İmkansızla ilgili bir ayrılmadır bu. Bilimkurgunun niyetiyle ilgilidir. Bilimkurgu, fantastiğin aksine, imkansızı temsil etmeye niyetlenmez çünkü. Yani kısacası, anlattığı şey, spekülatif olarak mümkündür.