Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Çizgi Roman // Gerçek bir öyküden alınmıştır




Toplam oy: 1173
1984'te Lübnan İç Savaşı sırasında, Beyrut'taki bir apartmanda bombardımanın geçmesini bekleyen bir grup insanın hikayesi anlatılıyor Kırlangıç Oyunu'nda.

Gerçek susturulamayan, bas bas bağıran küçük bir çocuk gibidir, derler. Nasıl, nereden çıkacağını bilemediğiniz tehditkar gerçek, bir o kadar da aktarılması zor bir meseledir. Gerçek bir hikayeyi olduğu gibi anlatmak, onu illaki ve illaki kendi dilimize, kültürümüze, bakış açımıza göre bir başka şekle sokmak anlamına gelir. Başka şekle sokulmamış, evrensel haber cümleleriyle (ne, nerede, nasıl, ne zaman, neden ve kim sorularını yanıtlayarak) olduğunca anlatılmış en basit hikaye bile, üç kişiden beş farklı şekilde dinlenebilir. Madem öyle, bizler de yazıyla, çizgiyle, sesle anlatırız gerçeği. Ve gerçek bir hikayeden alınmış kısa zaman dilimleri yazının, çizginin, sesin diline taşındığında, “Önce bunun gerçek olduğunu bil, sonra dinle,” der, anlamaya çalışana.

 

 

Lübnan asıllı yazar ve çizer Zeina Abirached’in Kırlangıç Oyunu adlı çizgi romanı da, yayımlandığı ülkelerde çokça ilgi görmüş gerçek bir hikaye. 1984’te Lübnan İç Savaşı sırasında Beyrut’taki bir apartmanda bombardımanın geçmesini bekleyen bir grup insanın hikayesini anlatan bu dramatik öykü, özellikle Avrupa’da -pek çok röportaj ve eleştiriyle- ses getirdi. Gerçeği duyurma ihtiyacı, Zeina Abirached’e de sivil savaş sonrasında musallat olmuş. “Çizgi roman yazmaya başlamamın sebebi, bizim hikayemizi acil olarak anlatma ihtiyacımdı. İç Savaş’ta büyüdüm ve bu savaş hiç anlatılmadı. Ders kitaplarında resmi tarih 1960’lara kadar anlatılıyor Lübnan’da. Savaştan sonra da zaten hiçbir şey olmamış gibi davranıldı. Savaş bittikten 10 yıl sonra ben bunu anlatmaya karar vermiştim. ‘Bu oldu, bunlar yaşandı,’ demek istedim. Bu yüzden de Beyrut ve çocukluğumdan hatırladıklarımı çizmeye ve yazmaya başladım. Çocukluğumun Beyrut’u yavaş yavaş ortadan kaybolurken ben onu bir çizgi romana çevirdim,” diyen Zeina Abirached, çocuk gözünden yazdığı çizgi romanda hatırladığını, gördüğünü anlatmış.

 

Hem çocuksu hem de dramatik

 

Lübnan’da büyüyen ancak daha sonra Fransa’ya taşınan Zeina Abirached, bir röportajında, Ortadoğu’da çizgi roman geleneğinin olmadığını, anne ve babasının Belçika, Fransa ve ABD kaynaklı çizgi romanlarından beslendiğini söylüyor.

 

Kırlangıç Oyunu’nda, siyah beyaz grafik ağırlıklı çizgiler hem çocuksu hem de dramatik havayı aynı anda yakalıyor. Kitabın sürükleyiciliği, çocukluk ve savaşın oluşturduğu -hepimizin bildiği, ne yazık ki güncel de olan- o acıklı tezatlıktan geliyor. Beslendiği gelenek açıkça Fransız ama hikaye bir o kadar da açık şekilde Ortadoğu’dan olunca bu iki kültürün karışımı okura ayrı bir “zevk” veriyor.

 

Son olarak da, adını pek de sevilmeyen ve gizli bir sırıtışla akıllara gelen “sırtlan”dan alan yayınevinden de bahsedelim: Bundan bir yıl önce kurulan Sırtlan Kitap, ağırlıklı olarak çizgi roman yayımlamaya çalışıyor; aynı zamanda, görsel kültürel eserlere de yer veriyorlar. Bundan sonra da bizleri, güzel kitaplarla buluşturmaları dileğiyle...

 

 

 

 


 

 

 

* Görsel: Kitaptan

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.