Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Eşekarısı Fabrikası’nın yeni baskı yapması için baskı...




Toplam oy: 1113
Iain Banks
Ayrıntı Yayınları

Keşfet’ bölümü için önereceğim romanın Türkçe baskısı hiçbir yerde yok. İnternetten aratınca da kapağının hemen altında ‘Tükendi’ yazıyor. Tavsiye ettiğim yapıtın etrafta bulunmaması anlamsız bulunabilir. Umarım bu vesileyle bir kült kitap olan Eşekarısı Fabrikası tükenişten kurtularak yeni baskı yapar.

Eşekarısı Fabrikası İskoç yazar Iain Banks’in ilk romanı. Ayrıntı Yayınları’ndan 1996’da çıkıp sonra ortalıktan kaybolmuş. Ben The Wasp Factory isimli orijinalinden okumuştum bu acayip kitabı.

‘Çocuk ve şiddet romanları’ arasında sayılabilecek en önemli üç eserden biri olarak kabul ediliyor Eşekarısı Fabrikası.  Diğer ikisi birer başyapıt olan Teneke Trampet (G. Grass) ve Sineklerin Tanrısı (W. Golding)… Romanların felsefi derinliği ve tonu farklı olsa da Eşekarısı Fabrikası şiddeti gösterme açısından bu üçlü arasındaki en sert örnek. Öyle ki okuyanın gözbebekleri durmadan büyüyor. Kitap üç beş sayfada bir okuru şoke ediyor. Tansiyonu gittikçe yükselterek bu şok durumuna alışılmasını da engelliyor.

Romanın anlatıcısı bir çocuk… Babası tarafından nüfusa kayıt edilmediği için bir anlamda var olmayan, yapayalnız bir ruh. Tüm yalnız çocuklar gibi kendine dünya dışı bir alem kurmuş. Ancak burası çocuksu saflığın çok ötesinde, hastalıklı, ölüm ve zulüm dolu bir yer… Hayvanları kullanarak kurduğu şeytani düzeneklerden haberler alan ve gittikçe tekinsizleşerek yaşıtlarını öldürmeye başlayan bir çocuk var karşımızda. Tabii bu mikro cehennemden aldığı türlü ilhamla katil olan çocuğun öldürme biçimleri de normal değil. Tahammül sınırlarını zorlayacak bir deneysellik söz konusu.

Eşekarısı Fabrikası gotik tonuyla, yazarının cadıca hayal gücüyle, sunduğu gerçeküstü manzaralarla eşine az rastlanacak türden bir eser. Deheşet ve ölüm, arkasında tuhaf bir ironi gizliyor hemen her zaman. Kitabın ahlaki bir mesajı yok ama okura tüm ahlak kavramını derinden sorgulatıyor. Masumiyeti tıkıştırdığımız son sığınak olan çocukluğun içerebileceği şiddetle yüzleştiriyor bizi.

 

 

1980´li yıllarda İngiltere´de yayımlanan tüm romanlar arasında en çok tartışılan kitaplardan biri oldu Eşekarısı Fabrikası. Gazete ve dergilerde abartılı yergi ve övgülerle sürdürülen tartışmaların harareti dindikten ve Banks yazdığı diğer romanlarla yeteneğini kanıtladıktan sonra kitaba gerçek değeri verilebildi. Umarım bu muhteşem roman yeniden basılır ve yeni kuşaklar da ona hak ettiği değeri verebilirler.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.