Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

KomşudaPişen // Nisan 2013




Toplam oy: 986

Sevgili KomşudaPişen okurları, nisan ayında da sizler için dergileri karıştırdım, okudum, notlar aldım ve ilgimi çekenleri paylaştım. Bu ay komşuda neler mi pişmiş? Notos'ta harika bir öykü varmış mesela, Natama'da ilgi çekici bir araştırma yazısı, Amargi'de makyaj blogları mercek altına alınmış ve Varlık'ta, üçüncü sayfa haberlerinin yazımından empati kavramına uzanan güzel bir yazı kaleme alınmış. Ve karşınızda bu ayın KomşudaPişen'leri...

Notos

 

Gönül Hazneci - An

 

 

 


 

 

 

Size her şeyi sabırla anlatan, hayata dair bildiğiniz her şeyi bir bir öğreten, yıllar boyu her sorunuzu bıkmadan usanmadan yanıtlayan annenizin bir gün gelip hiçbir şey hatırlamamaya başladığını düşünün. Doktorlar görevi size veriyor, zamanında ondan dinlediğiniz her bir anıyı her bir güzel günü ona tek tek bu kez de siz anlatacaksınız. Size ikinci el gelen çocukluk hikayelerini birinci elden yaşayan kişiye satmaya çalışacaksınız. Nasıl görev ama?

 

 

Psikiyatri edebiyat için bitmez tükenmez bir kaynak orası şüphe götürmez. Ayfer Tunç'un Trabzon'daki bir akıl hastanesini anlatan ve bir Türkiye panoraması olarak da tanımlanabilecek muhteşem romanı Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi belki de bunun en büyük örneği. Gönül Hazneci de bu öyküsünde Notos'un Şubat - Mart sayısında yayınlanan "Bu fotoğrafın öyküsünü yazar mısınız?" çağrısına kayıtsız kalmıyor ve bu güzel öyküyü kaleme alıyor. 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Natama

 

 

 

 

 

 

Enis Akın - Otomobilin Şiirleştirilmesi Şiirin Otomobilleştirilmesi

 

 

Enis Akın detaylıca hazırladığı araştırma yazısında otomobil reklamlarında kullanımı özellikle 2008'deki finansal krizden sonra gittikçe yaygınlaşan şiiri ve şiirin otomobilin kapitalist dünyasında "zayi olmaya" neden bu kadar gönüllü olduğunu sorguluyor. Kapitalist dünyanın genelde küçümsediği ve para etmediğine inandığı şiirden kriz sonrası "bedava" bir reklam aracı olarak faydalanmak istemesini değerlendiren Enis Akın oldukça ilginç örneklerle çıkıyor karşımıza. Örneğin bir otomobil markasının 2006 yılındaki GO kampanyasında Turgut Uyar, Ataol Behramoğlu ve Metin Altıok'un şiirlerinden bölümleri işlerine geldiği gibi keserek reklamda kullanması ve Can Dündar'ın Milliyet gazetesindeki köşesinde bunu eleştirmesinden ama merhum olmamış şiir sahiplerinin duruma itirazı olmadığı gibi bu durumdan maddi kazanç sağlamaktan dolayı memnun olduklarından bahsediyor. Otomobillerin ve otomobil sahibi olmanın tüketim toplumunda nasıl bir fetiş haline geldiğini açıklamak için anlattığı diğer olay ise daha da acayip, Kuzeybatı Detroit'te 8000 üyesi olan Pentecostal kilisesi Greater Grace Temple'da bir pazar ayininde krizde olan otomotiv sektörü için topluca dua edilmesi ve bu ayin için kilisenin ortasına 3 tane SUV (genelde jip olarak adlandırdığımız arazi araçlarından) getirilmesi.

 

 

Edebiyat kapitalist anlayışa karşı nasıl bir duruş sergilemelidir'i sorgulayan başarılı bir araştırma yazısı arıyorsanız, doğru yerdesiniz.

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Amargi

 

 


Gizem Ekin Çelik - Yok,Teşekkür Ederim, Ben Sadece Bakıyorum: BLOGGER MEVZUSU

 

 

Amargi bir edebiyat dergisi değil, feminist dergi yazıyor kapağında. Bu ay KomşudaPişen'de ufak bir torpille edebiyatla direkt ilgili bir yazıyla değil makyaj ve kozmetik bloglarını tecrübe eden müthiş bir yazıyla yerini alıyor. Gizem Ekin Çelik kendini bilime adamış bir kişi olarak tüm önyargılarından arınarak makyaj blogları alemine dalıyor. Feminist görüşün temel prensiplerine dayanarak tasvip etmediği bloglara yorumlar bırakıyor, çeşitli cevaplar alıyor. Kendisinden alıntılamak gerekirse:

 

 

"...Sonra 'sayın her şeyi bilen' pozlarımdan, 'erkekler için süslenir, erkekler için boyanırız, kozmetiğimiz fallusunuz etrafında döner' ön kabulünün karşı tarafı hiç dinlemeden verilmiş, kadınlar için kadınlara rağmen bir noktaya doğru ilerlediğini fark etmeye doğru evrildi." 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Varlık

 

 

Reyhan Yıldırım - Karışık İşler (Üçüncü Sayfa Yazma Eylemi)

 

 


Tarihi zafer kazananlar yazar ya hani peki ya üçüncü sayfa haberlerini kim yazıyor? Kulaktan kulağa oyunundaki gibi yaşananla anlatılan arasındaki farktan kim sorumlu? Bir evlat kime teröristtir, bir teröristin annesi sadece küfür ederek mi anılır? Bir olayı binlerce insana anlatmanın sorumluluğu insanın omuzlarında yük olur mu? Günümü karartıyor, içimi daraltıyor diye hızlıca geçtiğimiz üçüncü sayfa haberlerinde kahramanlar, kurbanlar hiç akıllarına getirmiş midir, gün olur da benim o korkunç nüfus cüzdanı vesikalığım bu sayfada basılır mı acaba diye? 

 

 

Türk Dil Kurumu empati kavramını insanlara nasıl açıklarız diye bir endişeye sahip olursa Reyhan Yıldırım'a ve bu öyküye danışmasını öneririm naçizane.

(Manşette kullanılan görsel Marie Fox'a aittir.)

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.