Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

New York Halk Kütüphanesi’nde görebileceğiniz en tuhaf "yazar yadigarları"




Toplam oy: 208

New York Halk Kütüphanesi’nin namını duymak için kenti ziyaret etmeye gerek yok. Burası tüm dünyadaki en aktif kütüphanelerden biri.

 

1940 yılında Albert Berg tarafından kuruma bağışlanan Berg Koleksiyonu’nu kütüphanedeki diğer koleksiyonlardan ayıran bazı özellikler var. Öncelikle bu bölümü yalnızca randevu alarak ziyaret edebiliyorsunuz. Burası ABD’nin en zengin “ilk baskı” koleksiyonuna sahip. Binlerce elyazması, orijinal kopya, mektup ve yazar notu da cabası.

 

 

Ancak burayı özel kılan asıl koleksiyon “edebi nesneler”den oluşuyor. Nesne derken neyi mi kastediyoruz? Ünlü yazarlardan kalan, onların gündelik hayatlarına dair fikir veren “kıymetli nesneler”... Aslına bakarsanız açıklaması zor, ancak örnek verebiliriz:

 

  • Jack Kerouac’ın üzerine kendi kanıyla BLOOD (“KAN”) yazdığı bir kart, çakısı, çakmağı, piposu, ayakkabıları...
  • Charlotte Brontë’nin -içinde saçının bir buklesinin de yer aldığı- yazı masası
  • Walt Whitman’ın saçı
  • Virginia Woolf’un koltuk değneği
  • Vladimir Nabokov’un kelebek çizimleri
  • Faulkner'ın hayli erotik denebilecek çizimleri
  • Charles Dickens'ın özel kalem seti
  • Mark Twain'in kalemi ve yuvarlak çerçeveli gözlüğü
  • E.E. Cummings’in “ölüm maskesi”*


*Farklı kültürlerde farklı amaçlar için kullanılabilen “ölüm maskesi”, Antik Mısır’da mumyalama sürecinin bir parçasıydı. Orta Çağ’da ise ölümden sonra yapılacak heykellere model olması için uygulanıyordu. Ayrıca bazı kültürlerde cenazede takılmak üzere de ölüm maskesi hazırlanıyordu.

 

 

 

AB

 

 

 


 

 

 

Kaynak: Bookstr 

 


Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.