Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Nobel Edebiyat Ödülü'nün ardından...




Toplam oy: 455

Geçtiğimiz yıl Bob Dylan'a giderek bir hayli sansasyona sebep olan Nobel Edebiyat Ödülü, Dylan'ın ödülü bir türlü teslim almamasıyla da adeta bir yılan hikayesine dönüşmüştü. Bob Dylan'ın bu ödülü sonuna kadar hak ettiğini düşünenler de oldu, Nobel Edebiyat Ödülü gibi önemli bir ödülün bir "edebiyatçıya" verilmesi gerektiğini düşünenler de.

 

Bu yıl ise Nobel Edebiyat Ödülü'nü alması en muhtemelen görünen isimler arasında geçtiğimiz sezon Damızlık Kızın Öyküsü aldı romanının televizyon uyarlamasıyla sıkça gündeme gelen Margaret Atwood ve adı son yıllarda sıkça bu ödülle beraber anılan Haruki Murakami de vardı. Fakat Nobel Edebiyat Ödülü'nün bu yılki sahibi (elbette Bob Dylan kadar şaşırtıcı olmamakla birlikte) Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro oldu. Peki Kazuo Ishiguro'nun Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanması edebiyat dünyasında nasıl karşılandı? İşte Nobel Edebiyat Ödülü'nün Twitter'daki yansımaları...

 

 

 

 


 

 

Bu yıl adı ödülle en çok anılan isimlerden biri de Margaret Atwood'tu. Atwood meslektaşı Kazuo Ishiguro'yu tebrik ederken Ishiguro'nıun Beni Asla Bırakma romanı hakkında yazdığı, 2005 tarihli bir eleştiri yazısını da okurlarıyla paylaştı.

 

 

 


 

 

 

 

 


 

 

 

Hikmet Hükümenoğlu ise henüz Ishiguro okumamış takipçilerine Avunamayanlar ile başlamamaları tavsiyesinde bulundu. Merak edenler için ekleyelim: Hikmet Hükümenoğlu'nun tavsiyesi Kazuo Ishiguro okumaya Günden Kalanlar ile başlamanız.

 

 

 


 

 

Elif Şafak ise, Kazuo Ishiguro'yu "edebiyat devi" olarak tanımladı.

 

 


 

 

 


 

 

Yine adı sıklıkla Nobel Edebiyat Ödülü'yle beraber anılan yazarlardan Joyce Carol Oates Kazuo Ishiguro'nunkinin "hak edilmiş" bir ödül olduğunu söyledi. Kazuo Ishiguro'nun romanları arasında en çok Beni Asla Bırakma'yı seviyormuş Oates.

 

 

 

 


 

 

Neil Gaiman ise Ishiguro'yu "bizden biri" olarak tanımlarken Ishiguro'nun müthiş bir yazar ve harika bir insan olduğunu da eklemeden geçmedi.

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.