Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Okumanın anksiyeteyle baş etmekteki beş etkisi



Gayet iyi
Toplam oy: 734

Anksiyete, görülme sıklığı son yıllarda hızla artan bir problem. Özellikle şehir hayatının stresiyle baş etmek zorunda olanlar için anksiyete daha da ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Kalp sağlığından mide sağlığına, birçok hayati organı doğrudan etkileyen anksiyete kimi zaman öyle boyutlara ulaşıyor ki hayatı kişi için çekilmez kılabiliyor. Anksiyetenin, ne yazık ki, doğrudan bir tedavisi yok. Ancak anksiyeteyle baş edebilmek için türlü yöntemler geliştirmek mümkün elbette. Meditasyon yapabilir ya da uzun yürüyüşlere çıkabilirsiniz. Bir diğer faydalı faaliyet ise kitap okumaktır. Peki kitap okumanın anksiyeteyle baş etmekte ne gibi bir etkisi vardır?

 

1. Okumak kan basıncını düşürür ve fiziksel olarak rahatlamanızı sağlar.

 

Anksiyete ruhsal bir sorundur ama yanında birçok fiziksel belirtiyle ortaya çıkar. Yoğun kasılmalara, mide ve baş ağrılarına, kalp çarpıntılarına sebep olabilir. Hatta anksiyetenin panik atağa evrildiği anlarda kişi kalp krizi geçirmekte olduğunu dahi sanabilir. Kitap okumak işte bu aşamada devreye girer. Kitap okumak kan basıncını düşürür, gerilmiş olan kasları gevşetir ve etkin bir fiziksel rahatlama sağlar.

 

2. Okumak zihninizi kurcalayan sorunlardan bir nebze de olsa uzaklaşmanızı sağlar.

 

Anksiyete özünde henüz çözülememiş problemlerle ilgilidir. Kişi bu problemlere gömüldükçe ve zihninde sürekli olarak bu problemlerle uğraştıkça problem sanal bir biçimde derinleşir ve kişinin gözünde gerçekte olduğundan çok daha çözümsüz ve güç bir hal alır. Okumak problemlerine gömülen kişi için mevcut durumundan uzaklaşmak ve zihnen rahatlamak için iyi bir yoldur. Zira okumak, dikkatinizi mevcut durumdan okuduğunuz şeye yönlendirmenizi gerektirir.

 

3. Okumak beyninizi, kendiniz de dahil olmak üzere, insanlara karşı daha şefkatli olmaya sevk eder.

 

Anksiyete ve utanç çoğu zaman el ele ilerler. Kişi kendini kimi konularda yetersiz bulur ve bu yetersizlik hissi beraberinde maksadını aşan bir özeleştiriyi de getirebilir. Bu yetersizlik hissinin anksiyeteyi tetiklemesi ise oldukça doğaldır. Ancak araştırmalar göstermiştir ki okumak kişinin empati yeteneğini geliştirmektedir. Başkalarının duygularını daha iyi anlayan ve onlara şefkat göstermeyi başarabilen birinin bu becerisini kendi üzerinde de kullanmaması için hiçbir neden yoktur.

 

 

 

4. Okumak size bakış açısı kazandırır; olaylara başka açılardan bakabilmenizi sağlar.

 

Sizin mevcut problemlerinizle doğrudan ilgili olmasalar dahi, başkalarının başından geçen hadiseleri okumak kendinizi başkalarının yerine koymak için oldukça etkili bir yoldur. Bu sayede kendi hayatınıza da başka bir açıdan bakma fırsatı yakalayabilirsiniz. Kurgusal karakterlerin problemleri hakkında kafa yormak kişiye kendi problemlerini çözmekte bir anahtar görevi görebilir.

 

5. Okumak gerilimi azaltarak ve düşünme biçiminizi değiştirerek rahatlamanıza yardımcı olur.

 

Anksiyete çoğunlukla yoğun stresin bir ürünüdür. Stres seviyesini azaltmak anksiyete üzerinde de olumlu etkiler görülmesini sağlayabilir.  Okumak stres seviyesini azaltmakta oldukça etkili bir yoldur. Araştırmalar sadece 6 dakika boyunca bir şeyler okumanın dahi stres seviyesini yüzde 60'a kadar düşürdüğünü göstermiştir.

 

 

Son olarak, okumak elbette tek başına anksiyetenin ilacıdır diyemeyiz. Ancak halihazırda sevdiğimnz bu faaliyet anksiyetenizle başa çıkmanızda size oldukça destek olabilir. İşte kitap okumak için bir neden daha!

 

 


 

 

 

Kaynak: Bustle

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.