Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Özel Kütüphaneler 3 // Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi



Gayet iyi
Toplam oy: 744

Yaklaşık iki yıllık bir süre içinde yenilenerek birkaç ay önce tekrar hizmete giren Yapı Kredi Kültür Sanat binası, kültür sanat takipçilerini bir hayli heyecanlandırdı. Hatta belki de bir süredir İstiklal Caddesi'ne uğramayanlar, yollarını bir kez daha o tarafa düşürdüler. Mimarisiyle, Akdeniz heykelinin yeni konumuyla, kitapçısıyla çokça konuşuldu; özellikle sosyal medyada çokça fotoğrafı paylaşıldı. Ancak bütün bu süreçte, binanın aslında –yalnızca bir kitabevi değil– bir sanat merkezi olarak hizmet verecek olması biraz geri planda kaldı gibi görünüyor. Örneğin bütün bu yenilenme hikayesinin bir unsuru da Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi.

 

 

 

 

Çoğunluğu tarih, sanat, edebiyat ve İstanbul kenti konularında olmak üzere 80.000 cilde ulaşan kitap koleksiyonuna sahip olan Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi beş ana bölümden oluşuyor: Genel Koleksiyon, Yazma Eserler, Nadir Basma Eserler, Süreli Yayınlar ve Yapı Kredi Yayınları olmak üzere... Kütüphanede ayrıca satın alma veya bağış yoluyla kuruma kazandırılan özel koleksiyonlar ve arşivler de yer alıyor. Prof. M. Fuat Köprülü, Prof. Cavit Baysun, Falih Rıfkı Atay, Hamdullah Suphi Tanrıöver, İsmail Hikmet Ertaylan, Küçük Sait Paşa, Şevket Rado, Vedat Nedim Tör, Yaşar Nabi Nayır, Memduh Tayanç, Orhan Burian ve Yahya Kemal Beyatlı’nın bu koleksiyonları araştırmacıların kullanımına açılacak. Bu koleksiyonlarda bulunan kitap, dergi, gazete ve yazmalar araştırmacılara daha iyi hizmet sunulması amacıyla genel koleksiyonda ilgili bölümler içine dahil edilmiş. Arşiv malzemesi niteliğinde olan evrak, resim, kartpostal, mektup vb materyaller ise ayrıca düzenlenmiş ve yakında okuyucuların hizmetine sunulacak.

 

 

 

 

 

 

Binanın yenilenmesiyle birlikte gelen yeniliklerden biri ise, kütüphane içerisinde sergi alanlarının açılmış olması. Böylelikle okuma ve kitapla ilgili tematik sergilere de ev sahipliği yapıyor Yapı Kredi Araştırma Kütüphanesi. Pazartesiden cumaya 10.00-17.30 saatleri arasında hizmet veren kütüphanede bir üyelik sistemi bulunuyor; basılı ve dijitalleştirilmiş kaynakları kullanmada öncelik üyelere ait ama aslında herkese açık bir kütüphane. Üstelik, baskısı tükendiği için muhtemelen alt kattaki kitapçıda bulamayacağınız YKY kitaplarının tümüne göz atma imkanı var!

 

 

 

 

 


 

 

 

Fotoğraflar: Pelin Ulca

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.