Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Ray Bradbury’den genç yazarlara 12 tavsiye



Zayıf
Toplam oy: 923

20. yüzyılın en önemli bilimkurgu yazarlarından biri Ray Bradbury. 5 Haziran 2012’de hayatını kaybettiğinde arkasında başta Mars Yıllıkları ve Fahrenheit 451 olmak üzere birçok ölümsüz eser bıraktı. Fakat bencil bir yazar değildi Bradbury, 2002 yılında Point Loma Nazarene University’de düzenlenen Writer’s Symposium By the Sea adlı sempozyumda kendi yazarlık kariyeri boyunca edindiği deneyimleri çok açık bir biçimde genç yazarlarla paylaştı. Sempozyum boyunca yazarak geçen hayatından ve kendisinin “yazma hijyeni” dediği rutinlerinden bahseden Bradbury’nin genç yazarlara sunduğu 12 tavsiye ise şöyleydi:


1.    “İşe roman yazmakla başlamayın.” Çünkü romanlar çok uzun sürer. Oysa bir yıl boyunca her hafta bir kısa öykü yazsanız bu toplamda 52 kısa öykü eder ve arka arkaya 52 tane kötü öykü yazmanız neredeyse imkansız. Ray Bradbury ilk romanım Fahrenheit 451’i yazmak için 30 yaşına kadar beklemişti. Beklediğine de değdi, ne dersiniz?


2.    “Onları seviyor olabilirsiniz, ama onlar olamazsınız.” Unutmamak gerekir ki her yazar kaçınılmaz olarak sevdiği yazarlara öykünür, tıpkı Bradbury’nin H.G. Wells, Jules Verne, Arthur Conan Doyle ya da L. Frank Baum’a öykünmüş olduğu gibi.


3.    “Nitelikli kısa öyküleri inceleyin.” Ray Bradbury bu konuda Roald Dahl, Guy de Maupassant ve daha az bilinen Nigel Kneale ve John Collier’i öneriyor.


4.    “Kafanızı doldurun.” Tüm o metaforları kurmanızı sağlayacak entelektüel birikimi inşa edebilmeniz için Bradbury uyku öncesi ufak bir okuma seansı öneriyor: Bir kısa hikaye, bir şiir ve bir makale. Fakat bu makalelelerin arkeoloji, zooloji, biyoloji, felsefe, politika ve edebiyatı da içine alan geniş bir kapsam içinden seçilmesi gerek. “Böyle geçen binlerce gecenin ardından kafanız tüm o bilgiyle dopdolu olacak!” diyor Ray Bradbury.


5.    “Size inanmayan arkadaşlarınızdan kurtulun.” Arkadaşlarınız sizin bu yazma tutkunuzla alay mı ediyor? Bradbury onları hiçbir açıklama yapmadan “kovmanızı” öneriyor.


6.    “Kütüphanede yaşayın.” Ve bilgisayarınızda yaşamayı bırakın. Bradbury üniversiteye gitmemiş olabilir ama doyumsuz okuma alışkanlığı sayesinde 28 yaşındayken “kütüphaneden mezun olmuştur.”

 


7.    “Filmlere aşkla yaklaşın.” Mümkünse eski filmlere...


8.    “Keyif alarak yazın.” Bradbury’ye göre yazmak ciddi bir iş değildi. Eğer bir hikaye yazmak ona iş yaptığı hissini vermeye başlarsa onu bırakır ve tamamen yeni bir tanesini yazmaya başlardı. “Benim yazmaktan aldığım keyfe imrenmenizi isterim,” demişti okurlarına.


9.    “Para kazanma planları yapmayın.” Bradbury ve karısı ancak 37 yaşından sonra bir araba satın alabilecek gücü bulmuşlardı.


10.    “Sevdiğiniz ve nefret ettiğiniz onar tane şeyi listeleyin.” Sevdiklerinizi yazın, nefret ettiklerinizi öldürün. Tabii nefret ettikleriniz hakkında da yazmayı unutmayın.


11.    “Aklınıza düşen bildik şeyleri yazın.” Bradbury yaratıcı tıkanmalara karşı “kelime birliği” öneriyor ve ekliyordu: “Ne de olsa içinizde neler olduğunu denemeden bilemezsiniz!”


12.    “Unutmayın, yanınıza gelip ‘Yazdıklarınız yüzünden sizi çok seviyorum,’ diyecek birini aramak için yazıyorsunuz.” Ya da belki de yanınıza gelip “İnsanların dediği kadar kaçık değilsiniz!” diyecek birini aramak için...

 

 

EK

 


 

 

Kaynak: OpenCulture

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.