Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Tamam mı, devam mı?




Toplam oy: 710
Görünen o ki, şu sıralar daha çok Sherlock Holmes kitapları açısından bereketli bir dönemdeyiz.

Stieg Larsson’un Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız ve Arı Kovanına Çomak Sokan Kız’dan oluşan Millennium serisiyle elde ettiği ilgi, öyle kolayca göz ardı edilebilecek gibi değildi zaten. (Örneğin Arı Kovanına Çomak Sokan Kız, Publishers Weekly’ye göre, 2010 yılında ABD’de en çok satılan kitap olmuştu.) Nitekim, edebiyat tarihinde zaman zaman rastladığımız –artık kanıksanmış– bir “uygulama,” Millennium serisi için de devreye sokuldu; seri, devam ediyor...  

 

Stieg Larsson’un kalp krizi sonucu hayata erken veda etmesiyle üç kitapta “kalan” Millennium serisi, tıpkı Larsson gibi İsveçli bir gazeteci-yazar olan David Lagercrantz tarafından kaleme alınan Örümcek Ağındaki Kız ile sürüyor. Yurt dışında çok yakın bir zaman önce yayımlanan ve hiç kuşkusuz tartışmaları da beraberinde getiren bu devam romanının Türkçesi için de fazla beklemeyeceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz sanırım. Ayrıca, yine en az bir üçleme olarak yayımlanması beklenen “yeni seri”nin sinemaya aktarılacağı da gelen haberler arasında... 

 

 

Özellikle çokça ilgi gören, sıkı takipçiler edinen polisiyeler söz konusu olduğunda “tamam” demek kolay olmuyor tabii. Sophie Hannah’nın “Agatha Christie Vakfı'nın onayıyla” kaleme aldığı Monogram Cinayetleri romanı (Altın Kitaplar Yayınevi, 2014), Agatha Christie’nin unutulmaz karakteri Hercule Poirot’nun yeni bir macerasıydı örneğin. Üstelik o kadar “uzağa” gitmemize de gerek yok! Zamanında, Mickey Spillane cephesinden Mike Hammer romanlarına ara verdiği haberi gelince, Türkiye’deki yayıncı Çağlayan Yayınevi’nin çareyi yerli Mike Hammer romanları –daha doğrusu “Mayk” Hammer romanları– yayımlamakta/üretmekte bulduğunu biliyoruz. Yayınevinin bu doğrultuda başvurduğu isim de, daha önce yayımlanmış Mike Hammer romanlarını F. M. İkinci takma adıyla çeviren Kemal Tahir... Zamanında İthaki Yayınları Merhaba Sam Krasmer, Kıran Kırana, Ecel Saati ve Kara Nara isimli bu romanları bir seri olarak yayımlamıştı.

 

Ama görünen o ki, şu sıralar daha çok Sherlock Holmes kitapları açısından bereketli bir dönemdeyiz. Anthony Horowitz’in “Conan Doyle Vakfı Onaylı Yepyeni Bir Sherlock Holmes Macerası” olarak nitelenen Moriarty romanı, yakın bir zaman önce –İthaki Yayınları tarafından– Türkçede de yayımlandı. (Anthony Horowitz, aynı zamanda yeni Bond romanının da yazarı; değir bir deyişle hem bir Conan Doyle hem de bir Ian Fleming!) Orijinal Sherlock Holmes maceraları okumak isteyenler için de, Dörtlerin İmzası çıktı geçen ay içinde İthaki’den. Timaş Yayınları’ndan da –bir tesadüf eseri– aynı kitap, yine geçen ay içinde Dörtlerin Yemini adıyla yayımlandı. Asıl heyecan verici Sherlock Holmes gelişmesi ise, Everest Yayınları’nın, dünyanın önde gelen Victoria dönemi ve Sherlock Holmes uzmanlarından biri olarak görülen Leslie S. Klinger editörlüğünde hazırlanan Açıklamalı Notlarıyla Sherlock Holmes’ün ikinci cildini yayımlamış olması. Sherlock Holmes külliyatını içeren üç kitaplık serinin bu ikinci cildinde, 1903-1927 yılları arasında Strand Magazine’de yayımlanan öykülerin özgün halleri yer alıyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.