Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

2012'de neler oldu? (2)



Toplam oy: 1512

SabitFikir olarak, 2012 boyunca ayaktaydık, hiç uyumadık. Türkiye ve dünya çapındaki yayın sektöründen ve edebiyat alanındaki haberler ile dün başladığımız  2012 yılı derlemelerine, bugün polemikler ve ifade özgürlüğü ile devam ediyoruz. Buyrun, edebiyatın hararetli gündemine.

 

 

 

 

Özgürlüğünüzü nasıl alırsınız?

 

 

 

 

 

 

 

 

Ülkemiz (ve dahi dünya) hiçbir zaman ifade özgürlüğünden yana pek şanslı bir memleket olamadı ya, bu yıl işler iyice sarpa sardı.

 

 

  • Avrupa Komisyonu'nun 2012 Türkiye İlerleme Raporu’nda, ifade özgürlüğü ihlalleri “endişe verici” olarak değerlendirildi. Raporda; Kürt meselesini konu edinen yazar, akademisyen, gazeteci ve araştırmacılara çok sayıda dava açıldığı, “terör örgütü propagandası yapmak”la suçlanan birçok Kürt ve solcu gazetecinin yanı sıra 2 bin 800 öğrencinin de cezaevinde tutulduğu hatırlatıldı. Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 6. ve 7. maddeleri ile Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 220. ve 314. maddelerinin ifade özgürlüğü konusunda suiistimallere açık olduğu tespitine yer verildi. Medyadaki holdingleşmenin düşüncelerin dolaşımı önünde engel oluşturduğu belirtildi, sansürün yaygınlığına dikkat çekildi. İnternet sitelerinin yasaklanması ve Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) televizyon kanallarına verdiği cezalar da raporda yer aldı. Yüksek düzeydeki hükümet üyeleri ile askeri yetkililerin medyaya karşı konumlanması ve hükümetin yazarları doğrudan hedef alması da eleştirildi.

 

  • Habertürk gazetesi köşe yazarı Ece Temelkuran'ın işine son verildi. Köşe yazarı Ece Temelkuran, Twitter'da gazete yönetiminin kendisiyle yolları ayırdığını duyurdu. Temelkuran son yazısında Uludere katliamına değinmiş, Başbakan Erdoğan’ın konu hakkındaki konuşmasını sert biçimde eleştirmişti.

 

 

  • Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Ahmet Altan’ı, “Devlet Yardakçılığı ve Ahlak” yazısı sebebiyle 15 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Altan'ın yazdıkları sebebiyle hükümetin ve yargının mercek altına aldığı bir isim olduğu öne sürüldü.

 

 

  • Yayıncı Ragıp Zarakolu, 2012 yılı içinde, “yayıncılık faaliyetleri”nden ötürü KCK terör örgütüne üye olmakla suçlanmış KCK davası kapsamında mahkum edilmişti. Tutuklu bulunan Ragıp Zarakolu'nun aralarında bulunduğu 15 kişi “tutuklu kaldıkları süre, suç vasfının değişme ihtimali ve delil durumu” nedeniyle Nisan ayında tahliye edildi.

 

 

 

  • Saadet Partisi Gençlik Kolları mensupları Okan Çalışan ve Zekai Tatlı, yazar Sevan Nişanyan hakkında, Hz. Muhammed'e hakaret ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, din, vicdan ve inanç özgürlüğünün anayasada teminat altına alındığı ancak inanç değerlerine yapılacak hakaret ve aşağılamaların bu teminat kapsamında olmadığı ifade edildi. Bu bağlamda Twitter hesabında, Peygamber’i aşağıladığı öne sürülen Nişanyan'ın "hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan cezalandırılması talep edildi.

 

 

 

  • Mayıs ayında, İstanbul Beyoğlu'nda Penguen dergisinin de bulunduğu dört katlı bir binada yangın çıktı. İtfaiye ve polis raporları olayın kundaklama olduğunu ortaya çıkardı. Dergi, bu haftaki sayısına olay hakkında bir not ekleyerek konu hakkında soruşturma başladığını duyurdu ve “Bizim bildiğimiz tek şey yazıp çizmek, okuyucumuzu biraz gülümsetebilmek” dedi.

 

 

 

  • Uluslararası PEN Başkanı John Ralston Saul, Türkiye’deki basın özgürlüğü ile ilgili kaygılarının bulunduğunu belirterek, 20 kişilik bir heyetle Türkiye’de görüşmelerde bulunduklarını ifade etti. Odatv davasından yargılanan gazeteci Ahmet Şık ve KCK davasından yargılanan yazar Ragıp Zarakolu’nun da katıldığı toplantıda, Türkiye’deki durumu uzun süredir takip ettiklerini söyleyen Saul, tutuklamaların arttığını ve ifade özgürlüğü konusunda ciddi bir gerilemenin yaşandığını söyledi.

 

 

 

  • Yazar İrfan Babaoğlu, Auschwitz'ten Diyarbakır'a 5 Nolu Cezaevi kitabında cezaevinde yaşananları anlattı. Yazar, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki ay önce açılan davada, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 7/2 maddesi uyarınca "PKK propagandası" yapmaktan 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı.

 

 

 

  • Tibet'in önde gelen isimlerinden şair ve blog yazarı Tsering Woeser, Hollanda Büyükelçiliği'nde onuruna düzenlenen törene katılamadı. Ev hapsinde olan şairin, Anti-Çin protestolarını başlattığı gerekçesi ile törene katılması polis tarafından engellendi. Hollanda Büyükelçiliği konu ile ilgili yorum yapmazken Prens Claus Vakfı yöneticisi Pekin'de ev hapsinde olan şair için "Tsering Woeser'in özgürlüğünün elinden alınması, düşünce özgürlüğünün olmayışı bile onun fikirlerinin önemini anlamamızı sağlıyor" dedi.

 

 

 

  • Londra 2012 Kültür Olimpiyatları kapsamında, 37 ülkeden 37 dilde Shakespeare oyunlarını ağırlayacak olan Shakespeare Festivali’nde ortalık karıştı. Emma Thompson, Mike Leigh, Jonathan Miller ve Richard Wilson gibi 37 oyuncu ve yazarın imzaladığı açık mektuba göre, İsrail’den festivale katılacak olan Habima Tiyatrosu’nun festivale katılması istenmedi.

 

 

 

  • Bir Rus yayınevi, kapağında eski Sovyet diktatörü Josef Stalin’in fotoğrafı bulunan defteri okullardan toplatmayı reddetti. Rus Halk Meclisi üyeleri, hükümet denetim komitesi ve Moskova şehir idaresi, üzerinde Stalin’in üniformalı bir fotoğrafının bulunduğu defteri eleştirdiler ve yeniden “Stalinleşme”ye doğru bir yola girilmesinden endişe duyduklarını açıkladılar.






Peki ya yasaklar?

 

 

 

 

  • Ahmet Şık'ın kaleme aldığı ve henüz yayımlanmadan imha edilen İmamın Ordusu adlı kitap 000 Kitap Dokunan Yanar adıyla Postacı Yayınevi tarafından piyasaya çıktı. Kasım ayında düzenlenen TÜYAP Kitap Fuarı'nda okurlarla buluşan kitap büyük ilgi gördü. Dokunan Yanar, D&R'ın en çok satanlar listesinde tepeye yerleşti. Ancak Ahmet Şık, 2012'nin büyük bir kısmını hapishanede geçirdi.

 

 

 

  • Müstehcen oldukları gerekçesiyle ABD'li yazar Chuck Palahniuk'un Ölüm Pornosu isimli kitabı ile Williams S. Burroughs'ın Yumuşak Makine kitapları nedeniyle yargılanan Ayrıntı ve Sel Yayıncılık'ın yayıncıları hakkındaki dava karara bağlandı. Her iki kitap için görülen dava, edebi bir eser oldukları ve müstehcenlik suçunun oluşmadığı yönündeki bilirkişi raporlarına rağmen, yürürlükteki "6352 sayılı Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki Yasa" uyarınca ertelendi. Sanıklar üç yıl içinde yeni bir suç işlerse davaları yeniden görülmeye başlanacak. Ayrıntı Yayıncılık sahibi Hasan Basri Çıplak, hakime yeni yayımladıkları iki kitabı daha vererek "Bu kitapların muzır kuruluna gönderilmesini istiyoruz. Kendimizi ihbar ediyoruz. En fazla bir yıl içinde yeniden karşınızda oluruz" diye tepki gösterdi. Sel Yayıncılık'ın yetkilisi İrfan Sancı ise bilirkişi raporunun lehlerine geldiğini belirterek, "Bir gün önce yargılansaydık beraat edecektik, ama şimdi dava ertelendi. Bu yasa, açık bir tehdit. Yani diyor ki, 'Aynı suçu işlemeyin; işlerseniz canınıza okurum!' Ama biz aynı suçu işleyeceğiz" dedi.

 

 

 

  • 25 Mayıs Cuma günü Yeni Şafak'ta yayımlanan Roboski (Uludere) katliamına yönelik “Özür açıklanmaz, özür dilenir” başlıklı yazısı sebebiyle Ali Akel gazetesinden uzaklaştırıldı. Akel Başbakan Erdoğan'ı eleştiren yazısında “Allah aşkına susun” ifadesini kullanmıştı. Gazeteci, 16 yıldır çalıştığı gazetesiyle yollarının ayrıldığını Twitter’dan duyurdu.

 

 

 

  • Başbakan Erdoğan 11 Ağustos günü, partisinin iftar yemeğinde yaptığı konuşmada Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu eleştiren gazeteciler için medya patronlarına seslenmişti: “Ben buradan o medya patronuna 'yazıklar olsun' diyorum. Bu adamları köşe yazarı olarak nasıl tutuyorsunuz. Bu tür hedefi olmayan, bu tür aşkı, heyecanı olmayan insanların eline kalem vermişsin, köşe teslim etmişsin. Bunlar bu millete yabancı, bu milletin tarihine yabancı, bu milletin derdiyle dertlenen kalemler değil bunlar.” Ertesi gün, 16 yıldır Radikal’de köşe yazan muhalif ses Yıldırım Türker ise, yazısından kaynaklanan bir “anlaşmazlık” nedeniyle gazetesinden ayrıldı.

 

 

 

  • Üçüncü Yargı Paketi kapsamında yapılan bir düzenleme, 453 kitap, 645 gazete, dergi, broşür ve pankart üzerinde yıllardır yasak kararı bulunduğunu ortaya çıkarmıştı. Daha sonra gelen haberlere göre, Basın Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral, bu 453 kitap, 645 gazete, dergi, broşür ve pankart üzerindeki yasağın kaldırılmasına karar verdiğini açıklamıştı. Hatta Kayral "Eğer kimseye anlatamıyorsak, kralın çıplak olduğunu bilmemizin hiçbir önemi yoktur." diye bir açıklama bile yapmıştı. Gel gelelim, Habertürk'den Cemal Doğan'ın haberine göre Emniyet, bu yayınlardan 67 kitap ile 16 dergi, bildiri, afiş ve gazete için yeniden yasak istedi. Emniyetin listesinde 12 Mart döneminin öğrenci liderlerinden Mahir Çayan, Hüseyin Üzmez, İmam Humeyni, Abdullah Öcalan ile İsmail Beşikçi gibi isimlere ait yayınlar dikkat çekiyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü, “3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan kanunun 78. maddesiyle Basın Kanunu’na eklenen geçici madde doğrultusunda, “basılı yayınlarla ilgili verilen toplatma, yasaklama, dağıtım ve satışın engellenmesi kararlarını” içeren listeyi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderdi. Emniyetin gönderdiği listede bulunan 453 kitap ile 645 gazete, dergi, broşür ve pankarttan, 5 Ocak 2013’e kadar yeniden yasaklama kararı alınmayan yayınların tamamı üzerindeki yasak kararları kalkacak.

 

 

 

  • 27 Mayıs 2011 tarihinde ‘örgüt üyesi’ olduğu iddiasıyla tutuklanan Gülsüm Yıldız Cumhuriyet Gazetesi’ne cezaevinde yaşanan yasaklara ilişkin bir mektup gönderdi. Gazetenin haberine göre Yıldız mektubunda, dışarıda serbestçe satılan kitapların Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne alınmadığını söylüyor. Yıldız'ın iddiasına göre, cezaevinin yasaklı kitapları arasında Fyodor Gladkov’un Çimento, İlya Ehrenburg’un Paris Düşerken adlı romanları, Server Tanilli’nin Uygarlık Tarihi, Karl Marx’ın Komünist Manifesto, Mao Zedung’un Seçme Eserler, Georgi Dimitrov’un Savaşa ve Barışa Karşı Birleşik Mücadele adlı eserleri bulunuyor.

 

 

 

  • CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanıtlaması istemiyle Türkiye’de hakkında yasak ve toplatma kararı bulunan kitap, CD ve albüm sayısını sordu. Bakan Ergin soruya, “Bakanlığımızın bilgisi bulunmamaktadır” yanıtını vererek önergeyi İçişleri Bakanlığı’na sevk etti. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 1952’den günümüze kadar çeşitli mahkemeler tarafından haklarında toplatma, yasaklama ve yayın durdurma kararı verilen yayın sayısının 22 bin 601 olduğunu, toplama kararı kaldırılan yayın sayısının ise 529’da kaldığını bildirdi.

 

 

 

  • ANF’nin haberine göre polisler İstanbul, Kadıköy'de hiçbir yasal dayanağı olmaksızın kitapçıları dolaşarak ellerindeki listede yer alan kitapları topladı. Aralarında Azadiya Welat, Kızıl Bayrak, Atılım ve Yürüyüş gazetelerinin de bulunduğu gazeteler ile Kürt sorunu gündemli kitaplara el koydular. Kitapçılara ise yayınları satmamaları yönlü "telkinde" bulunuldu. Kimi kitapçılar listeye baktığında, polisin elindeki toplatma kararlarının söz konusu gazetelerin eski sayılarına ait olduğunu gördü.

 

 

 

  • Suriyeli yazar Salwa Al Neimi'nin erotik romanı Balın İspatı (The Proof of the Honey), kitap kapağının "uygunsuzluğundan" ötürü Apple'ın sansür ağına takıldı. Kitabın İngilizce baskısını iTunes'dan kaldıran yetkililere, kitabın yayıncıları büyük tepki gösterdiler.

 

 

 

  • Aylık mizah dergisi Harakiri, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nun verdiği para cezasının ardından 2011'de kapanmış; dergiye verilen para cezasının gerekçesi çok tartışılmıştı. "Türk halkını tembellik ve maceraperestliğe itmek" gerekçesiyle kapatılan Harakiri dergisi, bu sene 3. sayısıyla yola devam etme kararı aldı.

 

 

 

 

Yıl biter, polemik bitmez: Türkiye'den

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2012 yılı, bizi kocaman bir Paul Auster ve Recep Tayyip Erdoğan gerginliği ile karşıladı. Uğurlu (!) gelmiş olacak ki; sene boyunca polemiklerin ardı arkası kesilmedi, gerek 'intihal' ve 'korsan eser' tartışmalarıyla, gerekse yeni çıkan yasalar ve sansasyonel demeçlerle gündem hep meşgul kaldı. İşte küçük bir derleme.

 

 

 

  • ABD'li yazar Paul Auster ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki polemik, bu yılın en çok tartışma yaratanlarındandı. Auster, Hürriyet gazetesi muhabiri ile yaptığı söyleşide hapiste yatan gazeteci ve yazarlar olduğu için Türkiye’ye gelmeyi reddettiğini ve Türkiye’nin kendisini en çok endişelendiren ülke olduğunu söylemişti. Yazar, aynı nedenle Çin’den gelen davetleri de geri çevirdiğini ifade etmişti. Erdoğan ise, “Gelsen ne olur gelmesen ne olur.” diye cevap vererek, Auster'ı cahillikle suçlamıştı. Türkiye'de sadece edebiyat dünyasının değil, pek çok kesimin de dahil olduğu bir tartışmaya neden olan bu sözler yurt dışında da yankı buldu. TIME dergisi Erdoğan ile Auster’in “kahvehanevari bir polemiğe” giriştikleri, bunun gerçekten “Türkiye’nin irtifa kaybetmesine yol açacağı” değerlendirmesini yapmıştı.

 

 

 

  • Bu sene, Elif Şafak ve “intihal” kelimesi yine yan yana geldi. Daha önceleri İskender adlı kitabın konusunun Zadie Smith'in İnci Gibi Dişler kitabına benzerliği tartışılan Elif Şafak'ın son kitabı Şemspare'nin kapağında, İspanya'daki bir enstalasyondan esinlenildiği iddia edildi. İddialara yayınevi aracılığıyla yaptığı basın açıklamasıyla yanıt veren Şafak, fotoğrafı aylar önce Twitter'dan paylaştığını ve takipçilerinin beğenisi üzerine yeni kitabının kapağı olması için seçtiklerini açıkladı. Kapağın esin kaynağını Twitter'da paylaşarak meşrulaştırdığını savunan Şafak'ın kitabının hiçbir bölümünde bu kaynakla ilgili bir açıklama bulunmuyor.

 

 

 

  • Yılmaz Erdoğan'ın 2013 Şubat'ta vizyona girecek yeni filmi Kelebeğin Rüyası hakkında intihal iddiaları ortaya atıldı; filmin senaryosunun, Hikmet Bilan'ın 2007 tarihli Kömür Kara eserinden “esinlendiği” ileri sürüldü. Erdoğan, bir açıklama yaparak, yedi yıldır üzerinde çalıştığı senaryo ile kitap arasındaki tek benzerliğin ikisinin de gerçek hayat hikayelerini konu almaları olduğunu belirtti.

 

 

 

  • Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yer alan “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” ile Kur'an-ı Kerim, Tevrat, Zebur ve İncil kitaplarına uygulanan KDV oranı yüzde 8'den yüzde 1'e düşürüldü. Kararın tepki çekmesinin nedeni, basılı kitapların %8, ekitapların ise %18 oranında yüksek bir KDV'ye sahip olması idi. Söz konusu indirimin sadece dini kitaplara uygulanması ise, AKP'nin son dönemlerde odaklandığı dini politikaları güçlendirmek için olduğu iddiasını gündeme getirdi.

 

 

 

  • Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, Türkiye'de nüfusun yüzde 40'ından fazlasının kitap okumaya ihtiyaç duymadığını ifade ettiğini ve "Kitap okumuyorum." diyenlerin sayısının hızla arttığını söyledi. Türkiye'deki bin 118 kütüphanede toplam 311 kütüphanecinin görev yaptığını ifade eden Kula, Türkiye'deki kütüphaneci sayısının dünya ortalamasının çok altında olduğunu kaydetti.

 

 

 

  • Burgazada'da yapılan çevre düzenlemesi kapsamında Sait Faik Abasıyanık Meydanı'nda bulunan Sait Faik büstünün kaldırılması fikrinden, gelen tepkiler üzerine vazgeçildi. Gürdal Duyar tarafından yapılan büstün 1990'larda yerleştirildiğini anlatan Ada Dostları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Perihan Ergun, heykelin Ada Dostları Derneğine ait olduğunu, envanterinin ise Darüşşafaka Cemiyeti'nin olduğunu ifade etti.

 

 

 

  • Öğrencilerin okuma alışkanlığını arttırmak için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce başlatılan “Yazarlar Okulda” projesinde yer alan Aslı Tohumcu’nun Abis adlı kitabı tartışmaların odak noktası oldu. Kitap hakkında Yeni Çağ gazetesi, "pornografiye varan yüz kızartıcı bazı cümleler" barındırdığı iddiasını ortaya atınca, konu ailelere ve Milli Eğitim Bakanlığı'na sirayet etti. Edebiyat, yine edebiyat dışı emellerin gündemi oldu.

 

 

 

  • Orhan Pamuk’un Die Zeit gazetesine verdiği röportajda burjuvazi üzerine söylediği sözler hepimizi pek heyecanlandırdı ve her zamanki gibi polemiklerin tetikleyicisi oldu. Peki, ne demişti Orhan Pamuk o röportajında? “Burjuvazi beni çok sinirlendiriyor. Küstahlıklarından tiksiniyorum. Dar görüşlü ve bencil oldukları gibi, kendi halkından da nefret ediyorlar. … Laik Türk üst sınıfını askeri müdahaleler de Kürtlere yapılan baskı da rahatsız etmez. Türk kadınlarının birçoğuna, sadece başörtüsü taktıkları için tepeden bakarlar.” Tepkiler ise, Orhan Pamuk'un da bir burjuva olduğu, dolayısıyla yaptığı açıklamaların inandırıcı olmadığı yönündeydi.

 

 

 

  • Orhan Pamuk'un özel hayatı ne kadar okurlarını ilgilendirmese de, Nobel ödüllü yazarın Karolin Fişekçi ile olan ilişkisinin magazinel boyutunun tırmanması hayli ilginçti. Bir dönem Orhan Pamuk'un aşk hayatını tüm Türkiye ezberledi. Bu da, "edebiyat" ve "magazin" ilişkisinin tartışılmasına neden oldu.

 

 

 

 

  • İskender Pala, Zaman'daki yazısında "Son 20 yılda TÜYAP'ta 'Onur Yazarı' listesinde neden 'sağ' kesimden bir yazar yok?" diyerek bir polemik başlattı. Yıllardır edebiyat masalarında konuşulan bu konu, ilk kez ulusal bir gazetede ele alınmış oldu.

 

 

 

  • CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Nazım Hikmet’i kim hapse attı? Sabahattin Ali’yi kim öldürdü? CHP. Doğrulara her zaman doğru deriz ama CHP ile ilgili yanlışların da istismar edilmesi doğru değil. Biz bunu söylüyoruz" diyerek hem bir yüzleşmeye işaret etti, hem de elbette çok tartışıldı.

 

 

 

 

Yıl biter, polemik bitmez: Dünyadan

 

 

 

 

 

 

 

     (Görsel çalışma: Kaan Bağcı)

 

 

 

 

 

Uluslararası edebiyat sahnesine, bu yıl da Nobel tartışmaları damgasını vurdu. Mo Yan, hemen hemen herkesçe; bir yazar olarak değil, bir siyasi figür olarak değerlendirildi. Dünya 2012 senesinde hangi tartışmalara tanık oldu, hatırlamak isteyenler için, kısa bir derleme sunuyoruz size.

 

 

 

  • 2012'nin kuşkusuz en büyük tartışmalarından biri, Çinli yazar Mo Yan'ın Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesiydi. Mo Yan Çin Komünist Partisi'ne olan yakınlığı, hükümet politikaları konusunda konuşma isteksizliği ve yakın zamanda sansürün gerekli olduğunu belirten açıklamalası nedeniyle bir anda tartışmaların odağı oldu. Edebiyat dünyasının büyük bir kesimi, Mo Yan'ın ödülü hak etmediğini öne sürdü. Nobel Komitesi'nin bu kararı, aralarında Salman Rushdie ve geçen yılın Nobel ödülü sahibi Herta Müller gibi isimler de olan çok fazla kişiden tepki aldı. Ne yazıktır ki, Mo Yan edebiyatçı olarak değil, bir siyasi figür gibi görülmeye başlandı.

 

 

 

 

  • Her sene düzenlenen ve prestijli kitap fuarlarının arasında başı çeken Londra Kitap Fuarı'nın bu seneki odak ülkesi Çin idi. Bu kapsamda, fuara davet edilecek yazarları, Çin  hükümeti yanlılarından seçtiği ve muhalif seslere yer vermediği iddia edilen Londra Kitap Fuarı, bu nedenle tartışma konusu oldu. Aralarında yazar Ma Jian ve sürgün şair Bei Ling'in de olduğu Çinli muhalif yazarlar, Londra Kitap Fuarı'nı sert bir şekilde protesto ettiler.

 

 

 

  • Salman Rushdie'nin bol ödüllü romanı Geceyarısı Çocukları'nın film uyarlamasının yazarın anavatanı olan ve kitabın hala yasaklı olduğu Hindistan'da gösterime gireceği söylentisi çok konuşuldu.

 

 

 

 

  • Edebiyatla uğraşan Anglosakson kadınları desteklemek amacıyla kurulan Amerikan sivil toplum örgütü VIDA, yaptığı araştırmada Anglosakson edebiyat dünyasının ve edebiyat yayınlarının hala erkek egemen bir yapıda işlediğini ortaya koydu. The Times Literary Supplement, the New Yorker, New York Times Book Review ve London Review of Books gibi dünyanın önde gelen edebiyat dergilerinin incelemeye alındığı araştırmada, gerek kitap eleştirisi yazanların gerekse kitapları öne çıkarılan yazarların büyük bır kısmının erkek olduğu belirtildi.

 

 

 

 

  • Kitapları çoksatar listesinden inmeyen Brezilyalı yazar Paulo Coelho, yasadışı bir dosya paylaşım sitesi olan Pirate Bay'in promosyonuna katıldı ve dünya korsanlarına, “Birleşin ve her şeyin korsanını yapın, hatta benim yazdıklarımın bile!” çağrısı yaptı; bu açıklamasıyla elbette çok tartışıldı.

 

 

 

 

  • Korsan tartışmaları, yazar China Mieville'in açıklamalarıyla devam etti. Türkçede Şehir ve Şehir, Kral Fare ve Perdido Sokağı İstasyonu kitapları bulunan China Mieville, dijital çağda korsan karşıtı önlemleri “samimiyetsiz, ikiyüzlü, başarısız” ve “ucube” ifadeleriyle niteledi. Kendinin ve meslektaşlarının “gerilla editörlere hazır” olmaları gerektiğini söyleyen Mieville, hem övgülerin, hem de sert eleştirilerin odak noktası oldu. Mieville'in bu sözlerinin basılı kitaplarda da korsanı özendireceği, ayrıca dijital dünyada kimi fikri hak düzenlemelerin olması gerektiği öne sürüldü. Öte yandan, “özgür internet” fikrini savunan bir kesim, Mieville'i yere göğe koyamadı.

 

 

 

  • Nobel Ödülü'nün yaratılışından 50 yıl sonra, ödül komitesinin bugüne dek hep gizli tutulan çalışmaları İsveç'teki Nobel Kütüphanesi'nde açıldı; ortaya çıkanlar da elbette tartışma yarattı. Örneğin, C. S. Lewis tarafından aday gösterilen Yüzüklerin Efendisi yazarı J.R. Tolkien'in pek ilgi görmemiş ve hatta “kaliteli bir anlatım tekniği olmadığı” yönende kayda geçmiş olması, en çok konuşulan husustu kuşkusuz.

 

 

 

  • İngiliz yazar R.J. Ellory'nin Amazon'da, gizli kullanıcı adlarıyla kendi kitaplarının altına övgü dolu yorumlar yazarken, rakiplerinin kitaplarını yerdiği ortaya çıktı. Skandalın ortaya çıkmasının ardından bu isimlerden özür dileyen Ellory'e tepki büyük oldu. Suç Romanı Yazarları Derneği yazarı kınarken, Amazon da okuyucu yorumlarını kapsayan yeni etik kurallar yayınlayacaklarını bildirdi. Bu olayla birlikte, edebiyatın, internet üzerinde doğru bir şekilde varolup olamayacağı tartışmaları da ivme kazanmış oldu.

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.