Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Yazarların zihni: Kelimeleri duymak mı, yazmak mı?



Toplam oy: 846

Okurlar yazarların beyinlerinin nasıl çalıştığını oldum olası merak etmiştir. O sihirli kelimeleri acaba nasıl bir araya getirir, o karakterlere nasıl can verirler? Son zamanlarda bu merak yazarları ve bilim insanlarını da sarmış olacak ki “Daha iyi yazmak için yazdıklarımızı yüksek sesle okumamız mı gerekir?” sorusuna yanıt aramaya başladılar. Aralarında Kamila Shamsie, A. S. Byatt gibi yazarların ve Johns Hopkins Üniversitesi’nden Profesör Brenda Rapp, Psikoloji, Sağlık ve Toplum Enstitüsü’nden Edebiyat Profesörü Philip Davis gibi bilim insanlarının bulunduğu grup, konu hakkındaki görüşlerini geçtiğimiz günlerde açıkladı.

 

Soruya ilk “evet” cevabı Pakistanlı yazar Kamilia Shamie’den geldi. “Genelde her bölüm bitiminde yazdıklarımın çıktısını alır, sesli okurum,” diyen Shamie, buna üniversitede başladığını, Agha Shadid Ali’nin “Gözlerin görmediğini kulaklar duyar,” tavsiyesini dinlediğini ifade etti. 

 

 

Johns Hopkins Üniversitesi’nde Profesör Brenda Rapp da Shamsie’nin yöneliminde bilimsel olarak kanıtlanmış bir fayda bulundunu söyledi. Yazma ile konuşmanın beynin farklı bölgeleri tarafından desteklendiğini ve bunun sadece eli kontrol eden bölge ile ağzı kontrol edenin farklılığından ibaret olmadığını belirten Rapp, iki bölge arasındaki ayrımın çok daha derine, kelimelerin nasıl bir araya getirilmesi gerektiğine ilişkin dil sistemine dayandığını anlattı.

 

Soruya bir diğer evet ise roman yazarı ve psikolog olan Charles Fernyhough’dan geldi. Kafanın içinde sesler duymadan yazmanın neredeyse mümkün olmadığını öne süren Fernyhough, “Çoğu romanlar konuşma dilinin titreşimlerini kullanan anlatıcı bir sesle yazılıyor. Kurgu odası gürültüyle dolu olabilir. Ama bu sesler kulağa doğal gelmezse sayfalardaki işlevlerini de yerine getiremez,” dedi. 

 

Edebiyat Profesörü olan Philip Davis’in bakış açısı ise şöyle: “Konuşmanın durması gerektiği yerde, devreye yazı girmek ve doğrudan söylenemeyenleri farklı bir araçla ‘konuşmak’ zorunda. Öte yandan bazı yazarlar yazarken, konuşulandan ziyade yazılanı model olarak alırlar. Diğerleri ise konuşulanı yazıya tercüme etmeyi yeğlerler. Yazının dışında kalan duygu ve hafıza ile ‘Ah, Ooo, Vay’ gibi ünlemler okuma sırasında önemlidir. Bu ayrı fakat ilintili alanlar, anlamı zenginleştirmek için gereklidir.”

 

A. S. Byatt ise yazdıklarını hiç sesli okumayanlardan... Yazı ve konuşma dilinin tamamen farklı olduğunu savunan Byatt, “Bugünlerde ellerim çok ağrıyor, herkes yazmak istediklerimi bilgisayara deşifre ettirmemi söylüyor. Fakat yazının ritmini böyle yakalayamam. Parmaklarım ve gözlerim yazının ritmini hissetmeli,” diyor.

 

 


 

 

* Kaynak: Guardian

 

* Görsel: Fırat Bilal

 

MA

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.