Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

			


Versus Kitap Yayınları

Charles Darwin - Türlerin Kökeni




Toplam oy: 1162

DARWIN'İ ANLAMAK

Charles Darwin’in doğumunun iki yüzüncü, doğal seçilim yoluyla evrim kuramını ortaya attığı kitabı Türlerin Kökeni’nin yayınlanmasının yüz ellinci yılı onura 2009 yılı Darwin Yılı olarak kutlanıyor. Türlerin Kökeni’nin yayınlandığı gün olan 24 Kasım’ın yaklaşmasıyla yılın son aylarında Darwin Yılı etkinliklerinde yeniden bir canlanma yaşayacağız gibi görünüyor. 

Darwin Yılı’nı, Charles Darwin üzerinden evrim kuramına karşı yürütülen kampanyaya bilim dünyasının verdiği bir yanıt olarak değerlendirilebiliriz. Evrim karşıtlarına göre evrim kuramı “sadece bir teoridir” dahası bu “Darwin’in teorisidir.”

Evrim fikrini Darwin mi buldu?

Elbette hayır. En geniş anlamıyla evrim düşüncesi, yani yaşamın doğal süreçler sonucu ortaya çıkıp geliştiği fikri Eski Yunan’a kadar uzanır. Modern anlamıyla biyolojik evrim düşüncesinin kökeniniyse Charles Darwin’den yüz yıl öncesine kadar götürmek mümkündür.

Charles Darwin evrim kuramını tümüyle yalıtılmış bir biçimde, hiç kimseden etkilenmeden geliştirmiş, onu yoktan yaratmış değildir. İnsanlık tarihinde onu bulabilecek tek kişi de o değildi. Eğer Darwin dünyayı dolaştığı tehlikeli yolculuğu sırasında talihsiz bir kazaya kurban gitseydi, bugün hala canlıların bir yaratıcı tarafından kusursuz ve bulundukları ortama en uygun şekilde, tek tek yaratıldığına inanıyor olmayacaktık.

Aslına bakarsanız onu, başyapıtı Türlerin Kökeni’ni, yıllar süren çalışmalarının, dünyanın dört bir yanından topladığı olgular yığının bu beş yüz sayfalık özetini alelacele yayınlamaya zorlayan öykü tam da bunun aksini söylemektedir: Darwin’in yolunun Alfred Russel Wallace’la kesişmesinin öyküsü. 

Wallace adında genç bir doğa bilimcinin Endonezya’daki bir adadan gönderdiği mektuptan, henüz yakın çevresi dışında kimseye açmadığı kendi kuramının çıkması karşısında Darwin’in yaşadığı şok ve hayal kırıklığını şu sözlerinden öğreniyoruz: “Hayatımda hiç bu kadar şaşırtıcı bir tesadüfle karşılaşmamıştım... Kullandığı terimler bile benim bölümlerimin başlıkları gibi duruyor... Böylece benim tüm özgünlüğüm kaybolmuş oldu, ne değeri olacaktıysa da artık yok olup gitti.”

Dostları Lyell ve Hooker’ın ustaca manevralarıyla Darwin öncelik hakkını kaybetmekten kurtulur. Doğal seçilim yoluyla evrim kuramı, 1858 yılında Linean Derneği’nin bir toplantısında Wallace’in Darwin’e gönderdiği makaleyle Darwin’in kendi kuramını anlattığı kısa bir makalenin birlikte okunmasıyla dünyaya duyurulur ve hiç bir şey olmaz. Ta ki bir yıl sonra 24 Kasım 1859’da Darwin Türlerin Kökeni’ni yayınlayıncaya kadar.

Türlerin Kökeni’nin ve Charles Darwin’in başarısının ne olduğu konusuna tekrar döneceğiz. Şimdi bugünden geçmişe doğru bakıp başka bir yanılgıyı düzeltmeye çalışalım.

Evrim Kuramı hala “Darwin’in teorisi” mi?

Elbette hayır. Darwin kuramının en zayıf noktalarından biri onun zamanında kalıtım mekanizmalarının bilinmemesiydi. Kuramın bu zaafı yaşamın sonlarına doğru Darwin’in Lamarkçılığa yaklaşmasına neden olur. Darwin’in ölümünden bir süre sonra “Darwinizmin Tutulması” olarak adlandırılan bir döneme girilir. Bu tutulma büyük oranda yeni keşfedilen Mendel genetiği ile doğal seçilim mekanizması arasında görülen uyuşmazlıktan kaynaklanır. Artık doğal seçilim yaşamın evrimi açısından önemli bir mekanizma olarak görülmüyor yeni keşfedilen mutasyon olgusuna önem veriliyordu. Mendel genetiği ile doğal seçilim yoluyla evrim kuramının birleştirilmesi 1930’larda çok sayıda bilim insanın katkılarıyla gerçekleştirildiğinde evrim kuramı bugün bizim bildiğimiz biçimine kavuşmuş olur. Modern Sentez olarak bilinen bu sürecin ardından evrim kuramı biyolojinin pek çok alanıyla birleşir, doğal seçilim dışı yeni evrimsel mekanizmalar fark edilir, DNA’nın yapısının çözülmesiyle de evrimsel biyolojinin önünde önceden hayal edilemeyen yeni olasılıklar doğar.

Bugün evrim kuramı sürekli olarak yeni olgularla desteklenen, pek çok farklı alana ayrılmış dünyanın dört bir tarafında binlerce bilim insanın üzerinde çalıştığı bir kuramdır. Dahası evrim kuramı yaşam bilimlerinin tümünü bir arada tutan bir iskelet haline gelmiştir.

Darwin’i özel yapan nedir?

Evrim fikri ilk kez Darwin tarafından ortaya atılmadıysa ve evrim kuramı bugün Darwin’in ilk ortaya attığı halinden çok farklıysa neden evrim deyince ilk aklımıza gelen isim onunki? Onu evrimcilerin gözünde bir kahraman, evrim karşıtları içinse bir düşman haline getiren nedir? 

Bu sorunun cevabı için Modern Sentezin mimarlarından Ernst Mayr’a kulak verelim: “Bazı filozofların ve kavrayışlı biyologların cesurca çabalarına rağmen, yaratılmış ve esasen değişmez dünya kavramının saltanatı sürdü. Ta ki biri, Charles Darwin, onu bir seferde sonsuza kadar ortadan kaldırıncaya kadar.” (Mayr, 1982) Türlerin Kökeni’nin yayınlanmasının ardından başlayan süreçle yaratılış düşüncesi bilimsel tartışma alanın dışına itildi. Darwin’in titiz bir biçimde topladığı olgular yığını bilim dünyasını evrimin varlığına ikna etti. Evrimleşmeyi sağlayan sürecin ne olduğu ise tartışılmaya devam etti.

Türlerin Kökeni’ni okumaya başlayan biri bugün hala evrim-karşıtları tarafından kullanılan pek çok argümanın asıl kaynağının bizzat bu kitap olduğunu hayretle görecektir. Dahası Darwin’in bu sorulara verdiği ikna edici yanıtlarla kuramının kabul edilmesini sağlamıştır. Evrim-karşıtları bugünün bilimiyle değil ama Darwin’le tartışmayı ısrarla sürdürüyorlar.

Türlerin Kökeni’ni Okumak

Yüz elli yılın ardından beş yüz sayfalık Türlerin Kökeni’ni okumak biyoloji öğrencileri için bile güç bir iştir. Anlamları değişen kavramlar, o zaman bilinmeyen bugün evrim deyince olmazsa olmaz kavramlar ya da Darwin’in kuramını kabul ettirmek için hesaplaşması gereken bugün artık unutulan o zamanın tartışma konuları kitabın anlaşılmasını güçleştirir. Geçtiğimiz günlerde Versus Yayınları’ndan çıkan Türlerin Kökeni’nin Resimli Uyarlaması’nın bu güçlüklerin aşılmasın da Türkçe’deki önemli bir eksiği dolduracağına inanıyorum. Yabanhayat ekolojisi üzerine eğitim almış ödüllü gazeteci ve yazar Michael Keller’in yazdığı ve bilim çizeri Nicolle Rager Fuller çizimlerini yaptığı bu Türlerin Kökeni’nin çizgi roman uyarlaması konuyla ilgilenen herkesin keyifle okuyacağı bir kitap. Tümüyle renkli çizimlerden oluşan kitabın, yalnız bir yaşam ağacı grafiği bulunduran orijinal Türlerin Kökeni’nden çok daha renkli olduğu kuşku götürmez.

Üç kısımdan oluşan kitabın “Bir Kuramın Başlangıcı” adlı ilk kısmı Beagle Yolculuğu’ndan dönen genç Darwin yağmurlu bir günde Falmouth limanında karaya ayak basmasıyla başlıyor. Beagle Yolculuğu’nda karşılaştığı olgular ve çocukluğa geri dönüşlerin yaşandığı ve Darwin’in dostlarına yazdığı orijinal mektuplardan alıntıların bulunduğu bu ilk bölüm, Darwin’in yaşamının kitap yayınlanıncaya kadar ki dönemine ve kuramı oluşturma sürecine dair kesitler sunuyor. Alfred Russel Wallace’ın evrim kuramını buluşu ve  Darwin’e yazdığı mektuptan alıntılara da bu bölümde yer veriliyor.

“Türlerin Kökeni” adlı ikinci kısım, orijinal Türlerin Kökeni’nin her bir bölüme karşılık gelen bir bölümle bizlere renkli bir Türlerin Kökeni’ni okuma deneyimi yaşatmak üzere planlanmış. Büyük oranda Türlerin Kökeni’nden orijinal cümleler hazırlanmış bu kısımda zaman zaman günümüzden bilgiler de verilerek Türlerin Kökeni’yle aramızdaki 150 yıllık zaman farkı bir miktar giderilmeye çalışılmış.

Türlerin Kökeni’nin bir özetinin sunulduğu bu ikinci kısımda: “Göz gibi muhteşem bir organ nasıl evrimleşmiş olabilir? İçgüdüler doğal seçilimle oluşabilir mi? Neden her yerde geçiş biçimler göremiyoruz?” Benzeri bugün sorulmaya devam eden pek çok soruya Darwin’in verdiği yanıtları bulabilirsiniz. Darwin’in bu “zorluklar hakkındaki nihai kararı... büyük çoğunluğunun sadece görünüşte zorluk oldukları, gerçek zorluklarınsa, ...kuram için ölümcül olmadığı” yönündedir.

Kitabın üçüncü ve son kısmındaysa Darwin’in ardından günümüze kadar evrim kuramında kaydedilen gelişmelere yer veriliyor. Mendel’den Craig Venter’e uzanan bu yolculukla evrim kuramının son durumu hakkında genel bir fikre sahip oluyoruz.

“Türlerin Kökeni Resimli Uyarlama” Charles Darwin’in başyapıtını yazarın yaşamından ve mektuplaşmalarından kesitlerle destekleyen ve onu geçmişten günümüze taşıyan bölümleriyle Darwin Yılı’nda Darwin’i anlamanın en renkli ve kapsamlı yollarından birini sunuyor.



Bu kitabı idefix'ten sayın alın

Yorumlar

Yorum Gönder

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.