Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

			

Kulis


Kulis

Edebiyat ve Edebiyat Dışı



Zayıf
Toplam oy: 610

Hah, nihayet bayram geldi de biraz evde oturup dinleneyim, dedim sayın okurlar. Şöyle ayağımı kanepeye uzatarak mesela Julianne Moore’lu bir film izleyeyim. Olmazsa şöyle hareketli bir animasyon da olabilir. Ya da klasiklerden bir şey. Ne bileyim, bana göre Yaz Bekarı, her tatilde izlenecek filmdir. Tatlı tatlı, çayınızı içerek izleyebileceğiniz sevimli bir klasiktir.

KİTAP İNSANIN PEŞİNİ BIRAKMIYOR

Yine de şu kitap, bir kere bulaştınız mı artık peşinizi bırakmıyor sevgili okurlarım. İnsanın başında gölge ediyor ve bela kesiliyor. Bakın şimdi, bayram tatilidir diye güzel güzel şortumu giymişim, hava sıcak, evde oturmuş uzun bir kahvaltı yapmış, kahvemi en güzelinden önüme koymuşum. Açıyorum kitap ekini. Güzel. Bak ne güzel sayfa tasarımları yapıyorlar artık, demek ki basıncılık mesleği bizde de yoluna giriyor diye düşünüyorum. Ve gözüm “En Çok Satanlar” listesine takılıyor. Ulan bununla canımı sıkmayayım şimdi, diyorum, çeviriyorum sayfayı. Ama olmuyor. Liste, bildiğiniz gibi bizde de artık ikiye ayrılıyor: Edebiyat ve Edebiyat Dışı... Allah razı olsun. Edebiyatı ayırarak öbür saçma sapan listeye ezdirmiyorlar en azından. Bazı gazeteler liste başlıklarının aslına (yani İngilizcesine, sayın okurlar) uyuyor: Kurgu ve Kurgu Dışı. Kurgu ne oluyor? Fiction... Bu gibi durumlarda tabii sözcüğü birebir çevirmek gerekiyor ki aslına uygun olsun. Neyse, gelelim listemize...

BUYRUN: EDEBİYAT LİSTEMİZ

Listede on güzel kitap bulunuyor sayın okurlar. İlk sırada İskender Pala Bey’in Şah and Sultan kitabı var. İskender Bey “edebiyatta ben de varım” dediğinden beri, bildiğiniz gibi, camiamız daha bir renklendi, köklerine dönerek huzur buldu. Vay be, inançlı ve efendi bir edebiyat da yapılabilirmiş, neydi o zıpırlıklar, dedirtti hepimize. Neyse, inşallah Şah and Sultan kitabıyla ilgili daha ayrıntılı yazacağım.

İkinci sırayı Hüzünlü Can Dündar Bey’in Can Yayınları cebesığmaz dizisi tarafından basılan kitabı Lüsyen işgal ediyor. Geçen hafta bu kitap hakkında epey kelam ettiğim için burada geçiyorum. Yararlı ve fakat “edebiyat”la ilgisi olmayan bir kitap. 

Üçüncü sırada meşhur polisiye muharririmiz Ahmet Ümit Bey’in İstanbul Hatırası adlı kitabı var. Bu fevkalade orijinal başlıklı kitabı ne yalan söyleyeyim okumadım sayın okurlar. Fakat meşhur muharririmizin kitabın tanıtımıyla ilgili olarak gösterdiği insanüstü çaba herhalde akıllardadır. Onunla ilgili olarak da “Şahane Tanıtımlar” başlıklı yazımda düşüncelerimi açıklamıştım. Ümit, sadık okurlarını kitabında adı geçen semtlere götürerek rehber-yazarlık yapmıştı.

İstanbul Hatırası adlı güzel isimli kitabı yabancı bir best-seller izliyor: Alaycı Kuş. Yazarı, Suzanne Collins. Kitabı son zamanlarda adını iyice belleklerimize kazımış bulunan Pegasus Yayınevi tab etmiş.

Uzatmayalım... Ye Dua Et Sev, Ejderha Dövmeli Kız, Ateşle Oynayan Kız... Bunlar listemizin yabancı menşeli best-seller’ları. Ünlü, Nobelli yazarımız Orhan Pamuk’un denemelerini muhteva eden Manzaradan Parçalar, İstanbul hanımefendisi Elif Şafak Hanım’ın meşhur, satışı-durmak-bilmez kitabı Aşk ve Turgut Özakman abimizin okul çocuklarının yararlanabilmesi için fevkalade titizce kaleme aldığı kitabı Cumhuriyet Türk Mucizesi... Bunlar da listemizi tamamlayan öbür kitaplar.

Gördüğünüz gibi, sayın okurlar, “edebiyat” listemizde Orhan Pamuk’un denemeleri dışında edebiyat kitabı yok (İstanbul Hatırası adlı adıgüzel kitabı tez zamanda okuyup bu genellemede bir kusurum olmuşsa düzelteceğim efendim). Buradan çok sevgili kültür sanat editörü arkadaşlarımdan bir ricada bulunacağım: Ne olur, kardeşler, üçüncü bir liste yapınız ve edebiyat az-satarlarını da listeleyiniz.

HATTA, İLK LİSTE BENDEN

Çünkü, bu listeler ne de olsa etkili oluyor efendim. Kitabevlerinden alınan satış bilgilerine göre belirleniyor ve bir istatistik olarak duyuruluyor. Fakat eninde sonunda bir öneri anlamına da geliyor. Bu önerinin yarattığı algı nedir? Herkes okuduğuna göre güzeldir. Bu somut olarak böyle düşünülüyor. Oysa bir okurun, iyi bir okur olmak isteyen bir insanın düşeceği en büyük yanılgı budur. Bakın size birazcık edebiyat paralayarak söyleyeyim: İyi okur, cevheri arar; aramazsa, yüzeydeki otlarla beslenir. Benim gönlüm buna elvermediği için okurlarıma bu hafta birkaç “cevher” önereceğim:

Can Yayınları, genç öykücülerden Ahmet Büke’nin kitaplarını topluca yayınladı. Daha önce okumamış olanlar Kumrunun Gördüğü adlı son kitabından başlayarak bu iyi öykücümüzü okuyabilirler.

Ertuğ Uçar da genç öykücülerimizden biri. Daha önce Alef Yayınları’ndan bir kitabı çıkmıştı: Yalnızlığın 17 Türü... Uçar’ın yeni kitabı Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer, Yapı Kredi Yayınları tarafından basıldı. Ertuğ Uçar’ın bir mimar olduğunu öğreniyoruz. Öykülerinde deniz fenerleri üzerine estetik yorumlar, düşsel sahneler yer alıyor.

Listemizde Gürsel Korat’ın yeni romanı Rüya Körü’ne de yer var. Korat tarihten konu aparmak yerine tarihi bütün bir edebiyat düşüncesinin, çağdaş bir anlatının nesnesi yapıyor.

Fakat, sayın okurlar, bu önerdiğim kitaplara bakınca gazete listelerini ne yapacağız diye düşündüm. Herhalde bu kitapları “edebiyat dışı” görmek en doğrusu olacak. Gerçi bayram geride kaldı ama siz bu kitapları yine de bayramlık kabul edin lütfen.   



Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Kulis Yazıları

 

 

 

 

Yeni romanınız Empedokles’in Dostları, Novalis’in “Romanlar Tarih’in kusurlarından doğar” sözüyle açıldığına göre, size tarihin hangi kısmı kusurlu geldi ve bu yeni romanınız ortaya çıktı?

 

 

 

 

 

Füruzan Yolyapan Hanım’la 9 yıl önce tanıştınız. Bir sohbetten kitaba giden yolculuğu dinlemek isteriz.

 

 

 

 

 

İlk eseriniz Muhtelif Evhamlar Kitabı’ndaki öykülerin tadı damağımızda kalmıştı ve siz, araya beş yıl gibi uzun bir süre koydunuz. Şimdi Kum Tefrikaları çıkageldi. Geçen sürecin edebi kısmını kısaca anlatır mısınız, neler yaptınız?

 

 

 

 

 

Son bir yıl içinde art arda iki ilginç roman yazdınız. Tarihimizdeki yer almış figürlerin hayat hikâyelerini romanlaştırmayı tercih ediyorsunuz. Sizin açınızdan önemi nedir bu karakterlerin?

 

 

 

 

Şermin Hanım, Deli Tarla’nın ortaya çıkışı, içindeki öyküleri bir araya getirme maceranızla başlayalım isterim…

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.