Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

   

Şahane Bir Kitap


Şahane Bir Kitap

Amerikalılaştıramadığımız bir kahraman: Alvin Maker




Toplam oy: 930
Orson Scott Card
Altıkırkbeş Yayınları
Ünlü fantastik ve bilimkurgu yazarı, Orson Scott Card’ın Hugo ve Nebula Ödüllü en ünlü dizilerinden biri olan Alvin Maker serisi ennihayetinde Türkçede. Serinin birinci kitabı “Yedinci Oğul” ve ikinci kitabı “Kızıl Kahin” arka arkaya hızla okunması gerektiğinden olsa gerek, arka arkaya hızla basıldı.

Beyazların Amerika kıtasını yeni yeni ele geçirmeye başladığı, kıtada yaşayan hemen herkese yeni yeni Amerikalı dendiği zamanlarda; tılsımların ve büyülerin, şifa gücünün ve şifacıların yaşadığı; toprağın, suyun, ateşin ve havanın gücünün bilinip kullanıldığı, cadılığın ve kahinliğin henüz tedavülden kalkmadığı, ağaçların insanlara anlatacak hikayelerinin olduğu yıllarda geçiyor hikayemiz…

 

Meşale adı verilen kişiler insanların içindeki yaşam ateşini görüyor, toprak ve su onlarla bütünleşmeyi öğrenmiş Kızılderililere yol veriyor, koruma tılsımları kötü güçleri engelliyor hala, ama doğayla bütünleşmeyi bilmeyen beyazlar kıtada hastalık gibi hızla yayılırken bir yandan da kendi içlerinde yaşayan şifacılar cadı olarak yaftalanıp Hıristiyanlaştırılmaya çalışılıyor dört elden. Tam bir kırılma noktasındayız aslında, tam bir değişimin ortasında. Toprak nasıl değişiyorsa insanının da o şekilde değiştiği bir çağda… İşte kahramanımız bu kırılma noktasının içinde dünyaya geliyor: Yedinci oğlun yedinci oğlu olarak… O, Alvin Maker. Bir batıl inancın ürünü, adı gibi bir yapıcı, bir yaratıcı… Canlı ve cansız nesneleri iradesinin gücüyle değiştirebilen bir kahraman. Onun bu şekilde dünyaya gelmesi yok edici güçlerin de harekete geçmesi demek, ki geçiyorlar…

 

Ünlü fantastik ve bilimkurgu yazarı, Orson Scott Card’ın Hugo ve Nebula Ödüllü en ünlü dizilerinden biri olan Alvin Maker serisi ennihayetinde Türkçede. Serinin birinci kitabı “Yedinci Oğul” ve ikinci kitabı “Kızıl Kahin” arka arkaya hızla okunması gerektiğinden olsa gerek, arka arkaya hızla basıldı. İlk kitapta olağanüstü kahramanımız Alvin Maker’in doğumuna ve içine doğduğu şartlara, kaotik toplumsal yapıya odaklanıyoruz. Serinin ikinci kitabı olan Kızıl Kahin ise Amerikan tarihi içinde son derece ironik ve folklorik bir gezinti gibi.

 

Bir yaratıcı olarak doğuyor Alvin Maker. Ailesi ise bunun fena halde farkında. Zira onun dünyaya gelmesi için en büyük oğullarını ölüme yollamak zorunda kalıyorlar her şeyden önce. Doğumundan itibaren Alvin’i yok etmeye çalışan bazı güçler harekete geçiyorlar amansızca. Amansızca çünkü hayatını onu korumaya adamış babası bile zaman zaman öz oğlunu öldürme arzusunu bastırmakta zorlanıyor.  Ancak o, kimseler bilmese de daha doğar doğmaz bir koruyucu ediniyor kendisine. En önemlisi de henüz küçük bir çocukken içindeki gücü fark edip onu kullanmayı öğrenmesi. Ve kendisine çok ama çok önemli bir söz vermesi: Güçlerimi asla kendi çıkarım için kullanmayacağım…  

 

Yaratıcıyla yok edicinin, varlık ile hiçliğin mücadelesi üzerine inşa ediyor Card hikayesini. Hikayenin geçtiği (her ne kadar hayali gibi görünse de) zaman ve yer de oldukça manidar. Belli ki yazara göre, Amerika’nın Amerikalılaşması, varlık ile hiçlik arasındaki mücadelenin ta kendisi. Bu anlamda bazı gerçek olayları ve karakterleri çarpıtarak hikayesine koymaktan çekinmemiş yazar. Franklin, Ben Franklin adıyla ve bir büyücü olarak çıkıyor karşımıza mesela. Kızılderili hareketin öncülerinden Tecumseh, Kumsaw Ta ve kardeşi Tensquatawa ise Tenskwa Tawa olarak romanın önemli karakterlerini oluşturuyorlar. Kısacası Orson Scott Card, Amerikan folklorundan her anlamda yararlanarak kendine büyüleyici bir fantastik dünya yaratmayı başarıyor.

 

Doğacıl, hemen hemen yaşayan her canlının içindeki güce inanan bir dünya bu. Sırası gelmişken yazarın Mormon yaratılış mitolojisinden oldukça etkilendiğini, bu etkinin satır aralarında görülebildiğini de söylemeden geçmeyeyim.  Ancak daha önce de dediğim gibi sadece Mormon yaratılış inancı değil, kolonyal dönemden itibaren Amerikan folklorunun, Batı Avrupalı Beyazları, Kızılderilileri ve Siyahları kapsayan, pek çok özelliğinin işlendiğini görüyoruz hikaye boyunca.

 

Orson Scott Card’ın son derece sade dili, hikayesinin büyüleyiciliğini hiç sarsmıyor ve dizinin her iki kitabını da son derece akıcı kılıyor. Alvin Maker serisinin ilk iki kitabı için rahatlıkla bir solukta okunabilecek ve okurunu fazlasıyla memnun edecek kitaplardır, diyebilirim. Önerim, Ronald Wright’ın bir karşı tarih anlatısı olan “Çalıntı Kıtalar” adlı kitabıyla birlikte okunmaları.    

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Şahane Bir Kitap Yazıları

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Yazının başlığı da methiye cephesini epeyce açığa çıkarıyor ama en sonda ulaşmam gereken yargıyı en başa taşıyarak atayım ilk adımı: Türkçe yazılan ya da Türkçeye çevrilen kalburüstü bütün tarihî romanları okuduğunu varsayan, kendisi de az çok ilgi görmüş hacimli üç örnekle bu alana katkıda bulunan biri olarak, bugüne dek Moğol Kurdu’ndan daha iyisine rastlamadım.

Ölmek ve gülmek kelimeleri yan yana çok da gelmez. Belki fonetik olarak ya da bir şiirin kafiyesi olduğunda yakalanan uyum kulağa hoş gelse de ölüm ne olursa olsun acı verir insana. Gülecek yanını bulmak zordur ölümün. “Sen adamı öldürürsün” diyerek kahkaha atarken bile güldürmek ve öldürmek aynı cümlede geçti diye kısa süreli bir sarsıntı geçirdiğimiz olur.

Mehmet Akif’in seciyesini en çok şu üç şey inşa etti der Mithat Cemal Kuntay: Kur’anlı ev, pehlivanlı mahalle, müspet ilimli mektep. Bu üç dayanağı anlamak, Türkiye’nin ve şiirin zeminine dair iyi bir fikir verecektir. Akif’te tarih kültürel bir miras değil. O bunu çok erken zamanda anlıyor ve Namık Kemal’in korktuğu varoluş krizinin ortasında kendisini buluyor.

Reenkarnasyon, tarih boyunca birçok coğrafyada bazı farklılaşmalarla olsa da kendisine yer buldu. Dilimize de ruh göçü adıyla aktarılan bu kavram, ruhun bir bedenden diğerine geçerek varlığını sürdürdüğüne dair bir inanç.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.