Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

   

Şahane Bir Kitap


Şahane Bir Kitap

Dickens 40 milyon pound’u nasıl kazandı?




Toplam oy: 1005
Charles Dickens
Yapı Kredi Yayınları

William Shakespeare’den sonra İngiliz edebiyatının herhalde en tanınmış yazarıdır Charles Dickens. “Oliver Twist”, “Bir Noel Şarkısı”, “Büyük Umutlar” ve “İki Şehrin Hikayesi” ile tanınır en çok. Çünkü 800 sayfadan az olan bir tek bu dört kitabıdır! Charles Dickens’ı Dünya edebiyat sahnesinin başköşesine oturtan ise ilk romanı Mister Pickwick’in Serüvenleri’dir. Türkçeye çevrilmesinin 173 yıl almasının sebebi romanın 800 sayfayı aşmasından mıdır bilemem ama, Dickens’ın yazar olmasında, sonraki hayatında bu romanın ilginç hikayesinin çok büyük etkisi olduğunu biliyorum.

 

 

Aslında edebiyat tarihine damgasını vuran yapıtlarından çok daha ilginç, çok daha büyüleyici bir yaşamı vardır Dickens’ın. Yazarlıktan 40 milyon paunt gibi görülmemiş bir servet kazanmasının da bu büyüleyici hayata katkısı vardır. Şöyle ki: Yirmili yaşlarında kısa öykülerden oluşan küçük bir kitabı yayımlanır Charles Dickens’ın, göze çarpmayacak, satmayacak bir ilk kitap. Ancak, dönemin ünlü bir illüstratörü çizimlerini yapacağı yeni kitabına eşlik edecek genç ve tanınmamış bir yazar aradığında hatırlanmasına yol açacak bir ilk kitap… Yayınevinin sahipleri teklifi Dickens’a götürdüklerinde Dickens beklenmedik şartlar ileri sürer: Bir; yazacağı kitabı aylık fasiküller halinde yayımlayacaklar, iki; fasiküllerin kapağı da içi gibi ucuz hamur kağıttan olacak(bu kapak şekline paperback adının verilmesini de öneren Dickens, bu şekilde kağıt ciltli kapağı da icat etmiş oluyordu) ve üç; Dickens hikayeyi iki yıl boyunca uzatabileceği kadar uzatacak.

 


Her şeye tamam demişti yayınevi sahipleri ama okurlar her ay bu fasikülleri niye alsındı ki? Bu soruya da cevabı hazırdı yazarın, her ay üçüncü fasikülün sonunda hikayeyi öyle bir noktada bırakacaktı, okurlar bir sonraki ayı iple çekeceklerdi. Öyle de oldu. İlk fasiküller basılır basılmaz, İngiltere’de binlerce okur hikayesin devamını okumayı iple çekmeye başladı. 

 

 

Charles Dickens’ın burada bir icadı daha kendini göstermişti; yazar hikayeyi bu şekilde işlemeye “ertelenmiş gerilim” adını veriyordu. Böylelikle iki yıl boyunca “Mister Pickwick’in Serüvenleri” peynir ekmek gibi satıldı.

 

 

İki yılın sonunda okurlar romanın son üç fasikülünü almaya geldiklerinde kitapçılarda romanın bütün halinde ciltli basımını gördüler, dolayısıyla son üç fasikülü almak yerine kitabın tamamını satın aldı pek çoğu.

 

 

Devamında, yayımcılar çok ucuza basılmış olan ve çoğu henüz okunurken elde kalan eski fasikülleri kapı kapı dolaşıp topladılar. Topladıkları fasiküllerden de çok satan kitabın ilk basımı olarak bir koleksiyon kitabı yaptılar. Kenarları altın sırmalı, ciltli, çok pahalı bir basım. Sonuç ne oldu? Elbette ki koleksiyon basımı da kapış kapış gitti. Dickens’ın dehası bir romanı tek okura üç kez aldırmış oluyordu. Eminim bu hikayenin üzerine, Dickens’ın 40 milyon paundluk servetinin şaşılacak bir yanı kalmamıştır sizin için. Tabii, onu okumak da nasıl zengin olduğu hakkında bir fikir verebilir size, zira ticari zekasının yanında müthiş yazarlık yeteneğini es geçmek mümkün değildir.

 

Sonsuza kadar yaşayan “yaşamamış” kahramanlar Gelelim romanın içeriğine, “Mister Pickwick’in Serüvenleri”, Pickwick Kulübü’nün kurucusu Samuel Pickwick ile üç arkadaşının İngiltere’nin çeşitli yerlerine yaptıkları sözde bilimsel gezilerini anlatır. Naif bir budala kıvamındaki kahramanımız Pickwick ve arkadaşları gezileri boyunca İngiltere’den gülünç insan manzaraları çıkarırlar karşımıza. Onların anlamsızlıkları yaşadıkları dönemi aynalar. Pikaresk bir romandır “Mister Pickwick’in Serüvenleri”. 16. yüzyılda ortaya çıkan bu türde, maceracı, serseri, vasıfsız bir kahraman çeşitli kişilerin buyruğuna girer, olmadık yerlerde gezer. Dickens da Pickwick aracılığıyla dönem İngilteresi’ni eleştirmiştir. Karakter bolluğu, ayrıntılar denizi içinde tam bir karnaval havası yaratır yazar ve bu karmaşanın içinden “ertelenmiş gerilim” formülünün de etkisiyle son derece sürükleyici bir hikaye çıkarır.

 

 

Dickens’ın tüm diğer kahramanları gibi Samuel Pickwick de kesinlikle gerçekçi bir kahraman değildir. Normal hayatta olamayacak tuhaflıklara sahiptir. Ancak bu Dickens’ın bir yazar olarak bilinçli tercihidir. O, gerçekleri gerçekdışı olanla, absürt olanla göstermeyi tercih etmiştir hep. Ünlü edebiyat eleştirmeni, Charles Dickens uzmanı Elliot Engel’ın da dediği gibi: Dickens’ın yarattığı karakterler sonsuza kadar yaşayacaklardır çünkü aslında hiç yaşamamışlardır…

 

 

 


Fotoğraf: Mister Pickwick kulübe seslenirken (Resimleyen: Harold Copping)

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Şahane Bir Kitap Yazıları

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Yazının başlığı da methiye cephesini epeyce açığa çıkarıyor ama en sonda ulaşmam gereken yargıyı en başa taşıyarak atayım ilk adımı: Türkçe yazılan ya da Türkçeye çevrilen kalburüstü bütün tarihî romanları okuduğunu varsayan, kendisi de az çok ilgi görmüş hacimli üç örnekle bu alana katkıda bulunan biri olarak, bugüne dek Moğol Kurdu’ndan daha iyisine rastlamadım.

Ölmek ve gülmek kelimeleri yan yana çok da gelmez. Belki fonetik olarak ya da bir şiirin kafiyesi olduğunda yakalanan uyum kulağa hoş gelse de ölüm ne olursa olsun acı verir insana. Gülecek yanını bulmak zordur ölümün. “Sen adamı öldürürsün” diyerek kahkaha atarken bile güldürmek ve öldürmek aynı cümlede geçti diye kısa süreli bir sarsıntı geçirdiğimiz olur.

Mehmet Akif’in seciyesini en çok şu üç şey inşa etti der Mithat Cemal Kuntay: Kur’anlı ev, pehlivanlı mahalle, müspet ilimli mektep. Bu üç dayanağı anlamak, Türkiye’nin ve şiirin zeminine dair iyi bir fikir verecektir. Akif’te tarih kültürel bir miras değil. O bunu çok erken zamanda anlıyor ve Namık Kemal’in korktuğu varoluş krizinin ortasında kendisini buluyor.

Reenkarnasyon, tarih boyunca birçok coğrafyada bazı farklılaşmalarla olsa da kendisine yer buldu. Dilimize de ruh göçü adıyla aktarılan bu kavram, ruhun bir bedenden diğerine geçerek varlığını sürdürdüğüne dair bir inanç.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.