Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Ressamlar siyahtan çok, içi boşaltılmış beyazdan ürkerler diye düşünürüm hep; çünkü siyah ilham taşıdığı kadar umut etmeyi, hayal kurmayı da barındıran bir renktir. Başlangıçtır bir bakıma. Beyaz öyle mi; sonuç itibariyle teslimiyeti, kabullenmeyi, hatta tapınmayı çağrıştırır.

//php print_r ($fields); ?>
Eski uygarlıklardan günümüze armağan gibi aşk, hiciv, inanç, övgü, eleştiri, sevinç şiirleri, türküler, ağıtlar, ninniler, güzellemeler... Talât S. Halman tarafından derlenen Eski Uygarlıkların Şiirleri’nin ilk baskısı 1974’te yapılmış.

//php print_r ($fields); ?>
Rus romanının iki ustasından biri olan Fyodor Mihailoviç Dostoyevski, arkasında tarihe geçen bir çok romanın yanı sıra, Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları (1863) ve Bir Yazarın Günlüğü (1873-1881) isimli iki kurgu dışı eser bıraktı.

//php print_r ($fields); ?>
Yıllar önce aklıma harika bir roman fikri gelmişti. Aman unutmayayım diye her ayrıntısını ince ince not etmiştim defterime. Sonra da yarın ne yazacağını bilen bir yazarın iç huzuruyla uykuya dalmıştım. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, artık şu harika fikri romana dönüştürmenin sırasıdır diyerek masaya oturduğumda gözlerime inanamadım.

//php print_r ($fields); ?>
Kadınlar, dünyayı var eden, düğümler çözen, büyüler bozan, hayata üfleyen, kudretli kadınlar. Bileni, anlatanı seyrek olsa da şehirler kuran, ordular deviren, destanlar yazan, her biri birer tanrıça donunda kadınlar. Dido, El Kâhina, Haypatya, Ümmü Gülsüm, Amy Winehouse, adını duyduğunuz duymadığınız daha niceleri.

//php print_r ($fields); ?>
''Gençliğim yalnızlığın karanlık zindanlarında geçti sayılır.'' NBC. Bazı kitapların tarifi zor. En çok da kime, hangi koşulda, neden hitap ettiğini anlatmak konusunda zor.

//php print_r ($fields); ?>
1944 yılında Londra (bir başka versiyona göre St. Louis) hayvanat bahçesinde yangın çıktığı bir gerçek; ama hipopotamların tanklarında haşlandıklarına dair kesin bir bilgi yok elimizde. Hayvanat bahçesinde o kadar hipopotamın olduğu da su götürür.

//php print_r ($fields); ?>
Merakımızı çeken ancak daha önce hiç okumadığımız bir yazarın, bir roman bir de öykü kitabı konulsa önümüze, çoğumuzun eli önce romana gidecektir. Çok konuşulmuş, tartışılmıştır öykünün daha zor okunur bir tür olduğu.

//php print_r ($fields); ?>
Yusuf Atılgan, öyküleri ve biri yarıda kalmış üç romanı ile hakkında en çok yazılan ve konuşulan yazarlarımız arasında. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan mektupları yazara yönelik bu ilgiyi biraz daha arttıracağa benziyor. Atılgan’ın mektuplarının adresi, memleketi Manisa’nın Hacırahmanlı köyünden, Halil Şahan.

//php print_r ($fields); ?>
Hüznü en çok eşya ile insan münasebetinde aramışımdır. En geniş anlamıyla eşyayı yitip giden bir zaman algısıyla ele alan metinlerde okumaktan haz almışımdır. Bunları bana düşündüren de Mustafa Kutlu'nun son kitabı Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı adlı uzun hikâyesi oldu. Kitabı bitirdiğimde bir yaprak dökümü misali solup giden Tahir Sami Bey'in hikâyesinin buruk tadı kaldı dilimde.
