Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
1972’de piyasaya çıkan Pink Floyd albümü Obscured by Clouds’da yer alan “Childhood’s End” adlı şarkıyı David Gilmour, Arthur C. Clarke’ın aynı adlı romanından (Çocukluğun Sonu) esinlenerek yazmıştı.

//php print_r ($fields); ?>
Keşfet'in bu ayki konuğu Tuna Orhan.
Sizlere keşfetmeniz için Gündüz Vassaf’ın Mostari isimli kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!
Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şu: “Erkek, düşmanının göz renginin güzel olduğunu görebilir mi?”

//php print_r ($fields); ?>
Ağaçların, doğal dokunun ve parkların önemi, birçok kişi gibi, benim için de büyüktür ama bir yandan da ahşap mobilyalara ve daha da önemlisi kâğıtlara (kitaplardan defterlere) muazzam bir düşkünlüğüm vardır.

//php print_r ($fields); ?>
İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Çehov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.

//php print_r ($fields); ?>
Adab-ı muaşeret, ilk anda akla gelebileceği gibi, bir yemek masasında çatal ve bıçakları doğru bir sırayla dizmek yetisi değil. Bu kavramın içinde bugünkü kutuplu toplumumuzun bir fotoğrafını da bulabilirsiniz, cinsiyet eşitsizliğinin ince uçlarını ya da dünya haritasının kültürel kodlarını da.

//php print_r ($fields); ?>
Birileri çok satar, çok ve uzun satar, birileri çok satanlara bakar. Öyle mi gerçekten? Destekli ya da desteksiz çok satan kitapların kendi yazarlarını ve yayıncılarını beslemekten başka işlevi yok mudur? Aslına bakarsanız var.

//php print_r ($fields); ?>
Bazı anlarda öyleymiş gibi gelebilir; ama adaleti, insanca yaşamayı savunan öyle çok sayıda insan yok dünyada. Türkiye’de de durum farklı değil. Bir turnusol kağıdı olarak Suriyeli mülteciler meselesini ele alabiliriz.

//php print_r ($fields); ?>
Türkiye sinemasının yüzüncü yılı kutlu olsun! Sansüre, yokluğa, yoksulluğa, kazandığı/ kazandırdığı paranın ona hiçbir zaman geri dönmemesine rağmen yaşadı, yaşıyor sinemamız. Yüz yıl boyunca hikaye anlatmanın en iyi yolunu aradı durdu, aradığının bir kısmını da elbette edebiyatın içinde buldu. Kararsız Okur, sinema tarihimizin edebiyat tarihine karışan hikayesinde geziyor bu ay.

//php print_r ($fields); ?>
Mary Shelley’nin adını edebiyat tarihine yazdıran romanı Frankenstein’ı bilmeyen yoktur. İnsanın ölümsüzlüğe duyduğu saplantılı arzunun bir meyvesidir Dr. Frankenstein’ın elinden çıkan bu insana benzer canavar. Her ne kadar film uyarlaması okurların zihnindeki canavar imgesini belli bir kalıba soksa da esasen neye benzediği tümüyle belli değildir, Dr.

//php print_r ($fields); ?>
Eylül Fırtınası filminin ve Bir İstanbul Masalı, Hırsız Polis, Bıçak Sırtı gibi televizyon dizilerinin senaristi olarak da Gaye Boralıoğlu bir süredir senaryo yazmıyor belki ama kendisini ziyaret ettiğimizde yeni bir roman müjdesi aldık.
