Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Böylesi bir fikir ancak Fernando Pessoa’nın hayal gücünden beklenirdi. Beyefendiler, Portekizli yazar Gonçalo M. Tavares’in “O Bairro” adını verdiği büyük bir projeye ait kitaplardan ilki. “O Bairro,” sakinleri ünlü edebiyatçılar ve sanatçılar olan, kurmaca bir mahalleyi anlatacak.

//php print_r ($fields); ?>
Üçü tam göbeğinde olmak üzere, neredeyse sekiz yılı Samatya ve civarında geçirince, oranın raconunu da kapıyorsunuz tabii. Semtin abilerini, onların neye tilt olup neyle keyiflendiğini de öğreniveriyorsunuz. Sonra geriye hoş bir anı ve dostluklar kalıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Uzak bir dağ kasabasına yetim bir çocuk olarak gelen, fiziksel gücü sayesinde ağır şartlar altında ses çıkarmadan çalışan, âşık olan, savaşa katılıp esir düşen Andreas Egger’in hayatını, tam da onun ömrü gibi basit ve yalın bir biçimde anlatıyor Bütün Bir Ömür. Son zamanlarda okuduğum en çarpıcı romanlardan biri.

//php print_r ($fields); ?>
Fatih Öcal ilk romanı Mayıs’ta yakın tarihin güncel siyasi olayları etrafında gelişen, gerilimli bir polisiye hikaye anlatmış. Mayıs, siyasetle iş dünyasının, iş dünyasıyla uluslararası sermayenin iç içe geçmiş ilişkileri ve üçüncü dünyada çevrilen karanlık oyunlar etrafında kurgulanmış bir roman.

//php print_r ($fields); ?>
Edebiyat üzerine söylenen beylik lafların nihayeti yoktur. Bunlardan biri de, edebiyatın ötekinin ve ötekiliğin deneyimini sunarak ben ile ben-olmayan arasına bir halat germesidir. Ben-olmayan’ın deneyimi okundukça halatın boyu kısalır. İnsan kendisini ve ötekini bu karşılaşma ile tanır. Halat kaybolur. Tüm edebiyata mal edilebilecek beylik laflardan biridir bu.

//php print_r ($fields); ?>
İnsanın mana karşısındaki netameli duruşu, manayla kurduğu ilişki ve onu dile getirişi yüzyıllarca farklı farklı kalıplara girdi. Yeri geldi mit oldu, efsane söyledi; fikir oldu felsefe yaptı, şiir oldu Derviş Yunus’un dilinden “Ya ben öleyim mi söylemeyince,” dedi. Bugünse bize hikayesini anlatmak düştü.

//php print_r ($fields); ?>
İngiliz yazar Tarquin Hall, Vish Puri polisiyelerine Kayıp Hizmetçi Vakası ile 2009 yılında başlamış. Ardından Gülmekten Ölen Adam Vakası (2010) ve Praise for The Case of the Deadly Butter Chicken (2012) yayımlanmış. The Case of the Love Commandos isimli dördüncü macera da geçen sene içinde okuyucuyla buluşmuş.

//php print_r ($fields); ?>
“Ben,” demişti Kafka, “ya bir sonum ya da bir başlangıç.” Bu cümle, modern insanın varoluşla kurduğu şüpheli ilişkiyi özetlemekle kalmaz, Kafka’nın kendisini modern bir yazar olarak nasıl konumlandırdığını da gösterir.

//php print_r ($fields); ?>
Tarihin tekrarlarıyla ünlenmesi, insanın kuvvetler ve zaaflar toplamı denebilecek hammaddesi dolayısıyla, tarihi başka türlü yazma acziyetinden ileri geliyordur belki de. Belki de hem bireysel hem toplumsal boyutta, olası tüm davranış kombinasyonları denenmiştir ve tam da bu yüzden, gelecekte yaşanacakların bizi şaşırtmasının mümkünatı kalmamıştır artık.

//php print_r ($fields); ?>
1969 yılında doğan Tom McCarthy, Oxford Üniversitesi’nde İngiliz dili eğitimi almış. Sanat dünyasında yarı-kurmaca bir avangard sanatçılar ağı olan International Necronautical Society’nin Genel Sekreteri sıfatıyla yazdığı raporlar, manifestolar ve gerçekleştirdiği medya müdahaleleriyle tanınıyor.















