Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Her ne kadar edebiyat tarihi münzevilerden geçilmese de kurgu kişiler arasında cemiyet hayatından hoşlananlar da hiç az değil. Ayrıca kalabalık sahneler her daim konuşmalara, çatışmalara, karşılaşmalara gebedir bir yazar için ve hikaye açısından da çok yararlı ve besleyici olabilir.

//php print_r ($fields); ?>
Basılmış kitaplara ya da doğrudan isimlere verilen ödülleri bir kenara bırakırsak; daha önce herhangi bir yayında yer almamış, bir kitapta yayımlanmamış eserlerin kabul edileceğinin duyurulduğu edebiyat yarışmalarının şartnamelerindeki şu cümle hemen hepsinde ortaktır neredeyse: “Edebiyatımıza yeni isimler kazandırmak...” Böyle bir amaç belirlenmiş olmasına karşın, birçok yarışma sonucunda ödül

//php print_r ($fields); ?>
Uzakta, hırçın denizin ortasında bir yer… Kimileri için nefes kesici güzellikte, kimileri içinse ürkütücü ve kasvetli doğası, bize bir hayli yabancı dili, yarım milyondan az nüfusu… Soğuğu ve yanardağları ile ateş ve buzun ülkesi burası; İzlanda. Bulutlar güneşi perdeledikçe, kasvet arttıkça, suç edebiyatı da daha keyifli hale gelir.

//php print_r ($fields); ?>
Ödüller “işaret ederler” okurlara. Yazarlara da, maddi getirilerin ve prestijin yanı sıra, meraklı yeni okurlar kazandırdığı söylenebilir. Dublin’de IMPAC şirketiyle birlikte kütüphanelerin verdiği ödüle, bu yıl Kevin Barry’nin City of Bohane (Bohane Kenti) adlı ilk romanı layık görülünce, meraklı bir okur olarak kitabın peşine düştüm.

//php print_r ($fields); ?>
Bayreuth Festivali, 19. yüzyılda Almanya'nın Bayreuth kentinde besteci Wagner'in opera performanslarının sunulduğu ve her yıl düzenlenen müzik festivali. Bu Festivali Richard Wagner'in kendisi tasarlamıştı. Sanırım 8 yıl önceydi Bayreuth’u ilk duyuşum.

//php print_r ($fields); ?>
Korkularımızdan can bulup yine korkularımızla beslenerek yaşayan canavarlar; genelde hayvansal formlara insani özellikler eklenerek şekillendirilmişler – bazen insanlar gibi dik dururlar, bazen insana özel yüz ifadeleri taşırlar, bazen konuşurlar vesaire… İnsani özellikler; inandırıcılıklarını ve dolayısıyla etkilerini artırırken, kendileriyle ilintili korkuları da cisimleştirir.

//php print_r ($fields); ?>
Ülkesini savaş nedeniyle terk edenlerin acısını, hüznünü çocuklara anlatmak zor iştir. Suriye’deki savaş nedeniyle ülkemize gelen milyonlarca göçmenin yaşadıklarından elbette yüzlerce kitap, onlarca film çıkar. Ve onların yaşadıklarını buradaki çocuklara samimi ve içten bir dille anlatmak, empati kurmalarını sağlamak da kolay iş değildir.

//php print_r ($fields); ?>
Sabitfikir’in Mart sayısında yayınlanan ve Fatih Balkış’ın Karaçam Ormanı’nda kitabını ele aldığım yazının girişinde, Kafka yayınevinin diğer Türkçe edebiyat eserlerinden bahsederken Cahide Birgül’ün de adını anmıştım. Bu defa, müstakil bir yazı ile, ilk baskısı 1998’de yapılan yazarın ilk romanı Gölgeler Çekildiğinde üzerine konuşalım isterim.

//php print_r ($fields); ?>
Abdullah Harmancı’nın yeni öykü kitabı Baltan Taşa Değecek, Muhit Kitap tarafından yayımlandı. Yazar, gerek Kurmacanın Büyülü Sureti adlı kuramsal eseriyle gerekse öykü kitaplarıyla öyküyle olan dostluğundan ödün vermedi. Muhteris’te keşfettiğim bir şey vardı onun öyküsüne dair: Hayatın keşmekeşine kapılıp unutulmaması gereken bir bakış vardır onun öykülerinde.

//php print_r ($fields); ?>
Seri kitaplar okumayı sevenler iyi bilirler: Yeni bir seriye başlamak uzun bir yolculuğa çıkmak gibidir. Bu yolculuğun ne kadar süreceği sizin okuma hızınız kadar serinin yazarının yazma hızına da bağlıdır. Serinin yeni kitabını beklerken yaşlanan da, birbiri ardına eklenen yeni kitapları okuyacağım derken ömrünü vakfeden de çoktur.
