Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Şiir ve roman gibi edebî eserlerin yanında çok sayıda deneme ve incelemeye de imza atan Ümit Aktaş’ın ilk romanı Âdem. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’i tarihin sıfır noktasına inerek sancılı bir başkaldırının, ilk büyük kaçışın, en uzun sürgünün yongalarını hayata ve tabiata serpiştirerek ele alıyor.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
“Yazılmamış oldukları için okunmaları mümkün olmayan, yani gerçekte var olmayan ve ama ‘gerçek’ kelimesini kullanırken dikkatli olmayı öğütleyen hayali kitaplardan söz edelim...” Daha önce bir yılın başında, SabitFikir’in Ocak 2015 tarihli 47. sayısında "Olmayan Kitaplar Kütüphanesi" hakkında yazmıştı F. Cihan Akkartal.

//php print_r ($fields); ?>
Hayatın diğer alanlarına sızan rekabetçi ruhtan edebiyat da payını alıyor hiç şüphesiz. “İyi” yazarların birbirleriyle yarıştıklarını, alanlarında zirveye yerleşmek istediklerini düşünmek pek zor değil. Fakat sevginin gücünü arkasına almayı başaran bazı dostluklar, bu rekabetçi ruhtan da sıyrılmayı başarabiliyor.

//php print_r ($fields); ?>
Garip Akımı ile Türk şiirine yeni bir tavır getiren Orhan Veli, 36 yıllık hayatında şiir başta olmak üzere hikâye, deneme, çeviri, eleştiri gibi edebiyatın çeşitli alanlarında metinler yazdı. Cemal Süreya der ki, “Orhan Veli Türk şiirine kasket giydirdi.” Attila İlhan’a göre ise Türk şiirine geleneksel sesini kaybettirmiştir.

//php print_r ($fields); ?>
Şebnem İşigüzel, geçen seneye iki roman “sığdırmıştı.” Çalışma masasının fotoğrafını çekmek üzere, bu üretkenliğinin devam ettiğini düşünerek ziyaret ettik kendisini. Yanılmamışız!

//php print_r ($fields); ?>
Korku, çocuklarda olduğu kadar her yaştan insanın yaşadığı temel duygulardan birisi. Anlamlandırılamayan, sonucunu öngöremediğimiz bu ruhsal anlar hiç şüphesiz her insanın hayatının çeşitli aşamalarında değişerek varlığını sürdürür. Çocuklardaki korku ise bir yetişkininkinden bambaşka ve daha fantastiktir.

//php print_r ($fields); ?>
Kitap Berlin’de açılıyor, Wansee’yi aşıp Kladow’a giden bir feribotta. Üzerinde smokini, elinde evrak çantasını andıran tavlası, gözlerinde görüşünü bulandıran tavla taşını andıran bir leke... Roman boyunca odağımızda olacak kumarbazımız zengin bir iş adamının malikanesine tavla oynamaya gidiyor.

//php print_r ($fields); ?>
Oryantalizm aslında bir tür misyonerlik ve siyasi gayelere sahip.
Batı şarkiyatçılarının bilerek veya bilmeyerek İslam’ı tahrif etmeleri bilinen bir vasıf.

//php print_r ($fields); ?>
Tamamı “uydurma” sözcüklerden oluşan The Dictionary of Obscure Sorrows’u (Müphem Kederler Sözlüğü) duymuşsunuzdur belki.
