Dosya Arşivi

Dosya
Ülkede sular durulmuyor, siyaset her yerimize nüfuz etmiş durumda ve nefes almaya her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Bitmeyen yasaklar ve genel olarak iktidar ve erkeklik mücadelesinden geriye ne kalır bilinmez ama aslolanın sokak olduğu açık. Hem mücadele hem de yaşam alanı olarak sokağın önemini geçen bir yılda çok daha iyi anladık.

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.

Birileri çok satar, çok ve uzun satar, birileri çok satanlara bakar. Öyle mi gerçekten? Destekli ya da desteksiz çok satan kitapların kendi yazarlarını ve yayıncılarını beslemekten başka işlevi yok mudur? Aslına bakarsanız var.

Keşfet'in bu ayki konuğu Aydilge.
Sizlere keşfetmeniz için Antoine de Saint-Exupéry'nin Küçük Prens isimli kitabını öneriyor, hem de kendi el yazısıyla!
Bu kitaptan altını çizdiği cümle ise şöyle: “İnsanlar hızlı trenlere biniyorlar, ama ne aradıklarını bildikleri yok. Kaşıyor heyecanlanıyor, dönüp duruyorlar. Bunca çabaya değse bari…”

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.

ANNEM VE BEN VE ANNEM Maya Angelou
Everest Yayınları, Çeviren: Sinem Er (13,5 cm x 19,5 cm)
BASKI – 1,5 yıldız

Osmanlı mirasıyla yola çıkan Türkiye, kuruluşundan bu yana bir kültür savaşı veriyor. Özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında devlet eliyle ve Batılı saiklerle icra edilen kültür-sanat, muhafazakar iktidarlar döneminde defalarca sorgulandı.

Türkiye’deki yayıncılık piyasasında bir süredir bir hareketlenmenin olduğu aşikar. Her geçen gün yeni bir yayınevinin kurulduğuna tanıklık ediyoruz, dolayısıyla yayımlanan kitap sayısında da ciddi bir artış var. Dünyadaki görünürlüğümüz de artıyor.

Twitter'a erişimin dün gece mahkeme kararıyla engellenmesinin ardından totalitarizm üzerine yeniden düşünmeye başladık. Bunun siyaseten ne anlama geldiği televizyon programlarında ve üniversite kürsülerinde de çokça tartışılıyor ve tartışılacak da şüphesiz. Fakat böylesi rejimlerin bireyler üzerindeki etkisine hiçbir dal edebiyat kadar yakından bakamayacak.

Terry Gilliam”ın Brazil’i gibi bir atmosfer, retro futuristik tasarımlar, karanlık, boğucu bir dünya... Simon için böyle bir dünyadan daha kötüsü ise çevresindeki insanlar. Ya da kendisi. Annesi için Simon tam bir hayal kırıklığı. İşyerinde de silik bir adam. Sevdiği kadına açılamayacak kadar utangaç. Kimse tarafından fark edilmiyor.
