Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Bir müzisyenin biyopsisi

Karşısına geçip durduğum ya da elime aldığım her müzik aleti evrenin en uzak noktalarından, hatta aklın en uzak noktalarından buralara gelmiş başka bir canlıymış hissi uyandırır bende. Dokunmadığım sürece hareket etmemesi, ses çıkartmaması kendi beceriksizliğimdendir; eğer gerçekten doğru bir iletişim aracı bulabilirsem, anlatacağı çok şey olduğu gibi, mutlaka fiili tepkiler de gösterecektir.



Geçmişin hayaletleri

Herkesin bildiği bir kabusu anlatmanın birden çok yolu var; Holocaust üzerine yazılmış yüzlerce kitap, çekilmiş onlarca film ve belgesel de bunun kanıtı.



Geçmişten gelen bir çağrı

Arkasında Dracula gibi ölümsüz bir kahraman bırakırken, kendisinden önceki vampir edebiyatını altüst edip sonra gelecekler için de bir popülerlik yolu açan Bram Stoker, bir kasım günü doğmuştu.



Kalabalık caddelerden arka sokaklara

Kitaplarla belli bir zamandır iyi kötü haşır neşir olduktan sonra farklı ve şaşırtıcı şeyler aramaya başlıyorsunuz. Aslında bu garipsenecek bir durum değil. Çünkü bir şekilde ve belki istemsizce gelişiyor. 

 



Yirmi beşine basmak ve hayatın anlamı

İskandinav edebiyatı (ve sineması) deyince birçoğumuzun içinde tatlı bir his belirdiğini biliyorum. O bizimkine hiç benzemeyen, buradan bakınca neredeyse efsunlu görünen nevi şahsına münhasır coğrafyadan yazılmış metinler, bizim buralarda hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip. Ben de konu hikaye anlatıcılığı olunca “Kuzey sever” ekipten biriyim.



Gece, melek ve bizim Sami

Melek ticareti yapılan bir yerde geçti gençliğim. Bir tür köle pazarıydı sanki ve siz âşık olabileceğiniz kişiyi beğenip satın alıyordunuz. O, sesini çıkartmadan peşinizden geliyordu. Kıyasıya rekabet ve çekişmeden sonra elde ettiğiniz meleğinizi yanınıza alıp pazar alanından çıkıyor, en yakın berbere yürüyordunuz. Berber, biraz ağır olsa da özenle meleğin kanatlarını tıraş ediyordu.



Toplum fragmanlarından öyküler yaratmak

Günümüzde Türkiye toplumunun yaşadığı kriz ve sıkıntıları dile getirmeyi, bunlarla başa çıkmayı, hatta karşı koymayı başaramıyoruz. Yeri geliyor, bu karşı koyma çabasının hakkını veremediğimiz zamanlar da oluyor. Süreyyya Evren bu çabanın üzerine son zamanlarda yoğun biçimde eğilmiş durumda.



Durup düşünmek için bir mola

Yukarıdaki alıntı Ernst Jünger'den. On dokuzuncu yüzyılın son dönemecinde, 1895’te, Heildelberg’de doğan Jünger, lise çağında Fransız Yabancı Lejyonu’na katılır. Babasının araya girmesiyle hemen oradan ayrılır. Birinci Dünya Savaşı’yla, gönüllü olarak cepheye gider. Almanya’nın yenilgiye uğradığı savaştan sonra da orduda kalır.

 



Litvanya'nın trajedisi, Doğu Avrupa'nın hikayesi

14 Haziran 1940, Litvanya’nın başkenti, Moskova’dan gönderilen ültimatomla sarsılıyor. Kızıl giyinmiş Azrail, II. Dünya Savaşı’nın bulutları üzerinde, orağıyla çekicini tehditkar bir biçimde Baltık devletlerine savuruyor. Rus İmparatorluğu’nun “Ancien Régime”ini kendi kanında boğmuş olan Sovyetler, bir konuda selefiyle bütünüyle hemfikir: Rus İmparatorluğu’nun agresif XIX.



Karşı kıyının sürgünü

Sergey Dovlatov, Sovyetlerin çöküşünden sonra nihayet Rusçada da rahatça okunmaya başlanabilen bir sürgün yazar. Yaşadığı süre boyunca Rusya’da yalnızca tek bir kitabı basılabilmiş: Nevidimaia Kniga. Yayımlanmasından kısa bir süre sonra da kitabın tüm kopyaları KGB tarafından toplatılıp mahvedilmiş.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.