Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



TAKSİ ŞOFÖRÜ SAMUEL BECKETT VE BİRKAÇ EDEBİYAT PROBLEMİ

Adında Titanik olan, Fernando Pessoa’yı, Karl Marks’ı konuşturan, kahramanları Céline, Jean, David gibi isimler taşıyan Avrupalılardan oluşan ve Berlin’de ya da New York’ta geçen “yerli” kitapların sayısının arttığı sizin de dikkatinizi çekti mi?

 



Tüneller, kuleler, şelaleler... Üstelik hepsi kitaptan!

Kitaplarla haşır neşir olanlar bilirler ki, kütüphanenizdeki kitapların sayısı arttıkça bir düzeni sürdürmek de gittikçe zorlaşır. Kitaplar raflara sığmaz olur, gittikçe üst üste yığılır ve en sonunda işler içinden çıkılmaz bir hal alır. Peki bu krizi olumlu bir duruma dönüştürmek mümkün mü?

 



ANTİKA TİTANİK YA DA DÖRT KERE AYNI KADER

Bol aforizma, bol atasözü ve deyim görünümlü yargı cümleleri, tumturaklı teşbihler, alıntı üzerine alıntılar, gereksiz ama ilginç bilgiler, yan yana durmaktan bir türlü kendini alamayan uyaklı kelimeler…

 



Kadimzamanlar Ve Diğer Yüzyıllık Yalnızlıklar

2020 Nobel Edebiyat Ödülü, her ne kadar seçme şiirleri yıllar evvel şair-yazar Güven Turan tarafından dilimize kazandırılarak Türk okuruyla buluşsa da pek de hatırlanmayan, ABD’li şair Louise Glück’e verildi.



Seyyahlar, Gezginler ve Sürgünler; Türk Edebiyatına Batı'ya gitmek

Kuşaklardır bizden “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” ikilemini çözmemizi beklediler. Yalnız atalarımızın hayat hikâyelerini okudukça görüyoruz ki onlar bunu bir tercih meselesi olarak görmemişler ve hayatları boyunca çok okuyup çok gezmeyi bir arada sürdürmüşler. Seyahat kelimesi Arapça “Suyun yeryüzünde sürekli akması” anlamına gelen “seyh” kökünden türemiş.



BaşkaDünyalardan // Yana yakıla anlatılan hikayeler

Ray Bradbury, “Yakmak bir zevkti,” diyordu Fahrenheit 451’in ilk satırında. Neil Gaiman da bu distopyaya yazdığı önsözde, romanın bir uyarı niteliği taşıdığını ve bir nevi “Bu böyle sürerse…” öyküsü anlattığını belirtiyordu. Bu distopyadan etkilenmiş olacak ki, Lidia Yuknavitch de Dünyanın Sonundayız adlı post-apokaliptik bilimkurgu romanına “Yanmak sanattır,” diye başlıyor.



Ayrımcılığa Çocuk Gözüyle Bak(ama)mak

Kapağını gülümseyerek kapattığım “Matilda Etkisi” isimli çocuk romanından söz etmeden önce bir soruyla başlayalım: Bilim dünyasından kaç tane kadın bilim insanının ismini sayabilirsiniz? Belki hepimizin aklına en bilindik Marie Curie ismi gelir. İkincisini hatırlamakta zorlanırız.



GrafikRoman // Aşk dediğin laftır derler

Kenar mahallelerden birinde büyüdüm, üzerinden seneler geçti; insan, insanın muallimi olmaya teşnedir, bir abimiz, biz çocuklara şöyle demişti, sigarasını somurarak: “Aşkını anlatan yavşaktır.” Çocuksun, dinliyorsun. Anlatmak istediği, kadının illa ki korunup kollanmasıydı. Erkek, çapkın sayılır, maşuk olur ama iş sevdiceğine gelince ve olur ya vuslata erilmezse, kadın "hoppa" sayılırdı.



Evde Kaldık, Ne Okuyalım?

EDA İŞLER Yazar

“İŞİN ASLI, JUDIT VE SONRASI…”

 



Dogma Dogmaya Karşı

Osman Özbahçe’nin yeni şiir kitabı Dogma, bana bu alt edişin bir başka veçhesi olarak göründü. Dogmaya karşı dogma, şiire karşı şiir… Bir şiirin çeperleri içinde salınırken şiire karşı nasıl bir vaziyet alınabilir? Bu cümlenin, bünyesinde bir çelişki taşıdığını düşünenler olabilir. Ne var ki, Özbahçe’nin şiirinde yokladığı imge ve içerik alanları tam da böylesi bir çabanın/arayışın

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.