Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Adında Titanik olan, Fernando Pessoa’yı, Karl Marks’ı konuşturan, kahramanları Céline, Jean, David gibi isimler taşıyan Avrupalılardan oluşan ve Berlin’de ya da New York’ta geçen “yerli” kitapların sayısının arttığı sizin de dikkatinizi çekti mi?

//php print_r ($fields); ?>
Kitaplarla haşır neşir olanlar bilirler ki, kütüphanenizdeki kitapların sayısı arttıkça bir düzeni sürdürmek de gittikçe zorlaşır. Kitaplar raflara sığmaz olur, gittikçe üst üste yığılır ve en sonunda işler içinden çıkılmaz bir hal alır. Peki bu krizi olumlu bir duruma dönüştürmek mümkün mü?

//php print_r ($fields); ?>
Bol aforizma, bol atasözü ve deyim görünümlü yargı cümleleri, tumturaklı teşbihler, alıntı üzerine alıntılar, gereksiz ama ilginç bilgiler, yan yana durmaktan bir türlü kendini alamayan uyaklı kelimeler…

//php print_r ($fields); ?>
2020 Nobel Edebiyat Ödülü, her ne kadar seçme şiirleri yıllar evvel şair-yazar Güven Turan tarafından dilimize kazandırılarak Türk okuruyla buluşsa da pek de hatırlanmayan, ABD’li şair Louise Glück’e verildi.

//php print_r ($fields); ?>
Kuşaklardır bizden “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” ikilemini çözmemizi beklediler. Yalnız atalarımızın hayat hikâyelerini okudukça görüyoruz ki onlar bunu bir tercih meselesi olarak görmemişler ve hayatları boyunca çok okuyup çok gezmeyi bir arada sürdürmüşler. Seyahat kelimesi Arapça “Suyun yeryüzünde sürekli akması” anlamına gelen “seyh” kökünden türemiş.

//php print_r ($fields); ?>
Ray Bradbury, “Yakmak bir zevkti,” diyordu Fahrenheit 451’in ilk satırında. Neil Gaiman da bu distopyaya yazdığı önsözde, romanın bir uyarı niteliği taşıdığını ve bir nevi “Bu böyle sürerse…” öyküsü anlattığını belirtiyordu. Bu distopyadan etkilenmiş olacak ki, Lidia Yuknavitch de Dünyanın Sonundayız adlı post-apokaliptik bilimkurgu romanına “Yanmak sanattır,” diye başlıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Kapağını gülümseyerek kapattığım “Matilda Etkisi” isimli çocuk romanından söz etmeden önce bir soruyla başlayalım: Bilim dünyasından kaç tane kadın bilim insanının ismini sayabilirsiniz? Belki hepimizin aklına en bilindik Marie Curie ismi gelir. İkincisini hatırlamakta zorlanırız.

//php print_r ($fields); ?>
Kenar mahallelerden birinde büyüdüm, üzerinden seneler geçti; insan, insanın muallimi olmaya teşnedir, bir abimiz, biz çocuklara şöyle demişti, sigarasını somurarak: “Aşkını anlatan yavşaktır.” Çocuksun, dinliyorsun. Anlatmak istediği, kadının illa ki korunup kollanmasıydı. Erkek, çapkın sayılır, maşuk olur ama iş sevdiceğine gelince ve olur ya vuslata erilmezse, kadın "hoppa" sayılırdı.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Osman Özbahçe’nin yeni şiir kitabı Dogma, bana bu alt edişin bir başka veçhesi olarak göründü. Dogmaya karşı dogma, şiire karşı şiir… Bir şiirin çeperleri içinde salınırken şiire karşı nasıl bir vaziyet alınabilir? Bu cümlenin, bünyesinde bir çelişki taşıdığını düşünenler olabilir. Ne var ki, Özbahçe’nin şiirinde yokladığı imge ve içerik alanları tam da böylesi bir çabanın/arayışın
