Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Güncel // Kitaplarla Define Avı

Define avlarını kim sevmez? Özellikle de çocukken; bir mekandan ötekine ipuçlarını çözmeye çalışmak, sonunda bir torba dolusu şeker ya da çikolatadan oluşan “defineye” ulaşmak... Açıkçası, çocukluğumdan hatıra bu maceraları özlemiyor değilim.



Bir dünya polisiye

Merak, insana bahşedilen en temel duygulardan biri olarak benlikteki mevcudiyetini beşikten mezara dek sürdürür. Bebekken gördüklerini, duyduklarını, dokunduklarını merak ederek çıktığı keşif yolculuğunda, insanın bu dünyadan ayrılırken hissedeceği son “şey” de pekâlâ merak ile ilintili olabilir; “demek artık ben de ölüyorum, peki sonra ne olacak?”

 



John Berger ve Selçuk Demirel'le zamanın anaforlarında...

John Berger ve Selçuk Demirel işbirliğine daha önce Kıyıdaki Adam (1998), Katarakt (2011) ve Duman (2016) gibi kitaplarla tanık olmuştuk.



Fazilet Hanım'ın Tımarhanesinde Sekizinci Senfoni

Serkan Üstüner, Hükmen Mağluplar adlı ilk hikâye kitabının ardından Ötüken Neşriyat’tan çıkan ikinci kitabı Fazilet’in Tımarhanesinde Sekizinci Senfoni ile okuruyla buluştu.



Şaman Blues

The Doors’un Shaman’s Blues şarkısını her dinlediğimde, nedense Jim Morrison’un çocukken yaşadığı bir olayı ve bu olayın şarkının yorumuna, tavrına etkisini düşünmeden edemem.



Kendilik ve kayboluş üzerine Bir anlatı: hayvan müzesi

Nietzsche, Ecco Homo’da bambaşka bir bağlamda ele alsa da çok sahici, herkesi, hepimizi derinden ilgilendiren bir soru soruyordu: Kişi nasıl kendi olur? İnanç sistemleri, ideolojiler, modalar, spritüal akımlar bu soruya alternatif yanıtlar vermeye çalışıyor.



KararsızOkur // Taşradan da kentten de seslenebilenler

Sınıflar arası gerilimlerin Doğu toplumlarını, Batı toplumları kadar derinden etkileyip dönüştürememesinin nedenlerinin başında Doğu’nun kent-kır gerilimini bir türlü aşamaması geliyor.



BATTLESTAR GALACTICA: SÜRGÜNÜN 40 YILI

Bin yıllar önce kendi elleriyle yarattıkları yapay zekânın kıyımına uğrayıp geri dönülemez bir sürgün ile ana yurtları Kobol’dan ayrılan 12 koloninin insanları için işler hiçbir zaman yolunda gitmedi.



GrafikRoman // Bozgun hikayesi

Çizgi romanlar yaşlılarla pek ilgilenmezler. Çocuklara yönelik olarak üretildikleri uzun senelerde “dede” imgesi dışında yaşlıları pek aklına getirmiş değillerdir. Eski çocuk dergilerinde torunuyla aynı esprilere gülen dede imgesi sık başvurulan klişelerdendir. Dedelerin, torunları için dergiyi satın aldığı, onlarla ebeveynlerinden daha fazla vakit geçirdiği düşünülmüş olabilir.



“Ben Senin Ne İstediğini Biliyorum, İncir İstiyorsun Sen”

Yaşamın ta kendisi olduğu için mi yazdığını yoksa bizzat yazdığı için mi yaşamla bağ kurduğunu bilemez yazan kişi. Bir şey konuşturur onu, fakat nedir o şey? Beşiğinde dile gelen İsa gibi, daha doğar doğmaz talihin nasıl işlediğinin gizli bilgisini anlamaya yazgılıdır sanki. Bilgedir, budaladır, trajik ve gülünçtür. Ve sırf bu yüzden usta bir “yaşam acemisi” olup çıkacaktır.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.