Dosya Arşivi

Dosya
Booker ödüllü yazar A. S. Byatt’ın Çocukların Kitabı’nın adı çocuklar için de büyükler için de fena halde yanıltıcı. 20.

Düzen sağlanmış, ekonomi gelişiyor, aileler daha geniş mekânlara geçiyor, daha fazla imkânları oluyor, kalkınma gerçekleşiyor işte, peki neden daha fazla sayıda huzursuz ve bağımsız insan çıkıyor, neden dirlik ve düzeni tehdit ediyor insanlar? Neden yöneticilerinin, akıl vericilerinin, aile reislerinin istediği gibi davranmıyorlar da, kendi başlarına hareket etmeye devam ediyorlar?

Şarkı sözleri şiir midir, değil midir diye tartışmayalım. Müzikle edebiyat arasındaki bağlar tartışılmaz. Bu iki yaratıcı ifade şekli birbirini besliyor, birbirine dönüşüyor sık sık. Müzisyenler bu edebiyat işini epey ciddiye almaktalar. Şiirler, romanlar, hatta senaryolar yazıyorlar müzikle ilgisi olan ya da olmayan. Edebiyatçılar müziği tema ediniyorlar romanlarında.

Yılmaz Güney aramıştı bir gün. Önemli bir konuyu görüşmek istiyordu. Yeni çevirmişti Umut filmini Yılmaz. Çok başarılıydı. Herkes kıskanmıştı. Geçmişini karıştırmak istiyorlar, aleyhinde kampanyalar yürütüyorlardı.
Buluştuklarında “Kardeş” dedi, “Benim için çok önemli olan bir sorun var. Bizim film Cannes’a seçildi.”

Cannes deyince akla auteur sineması gelir. Yani senaryolarını bir edebi kaynağa dayandırmadan kendisi yazan, tamamen biricik, kendine özgü bir dünyası ya da vizyonu olan yönetmenler yarışır Cannes’da. Terrence Malick, Apichatpong Weerasethakul, Michael Haneke, Yılmaz Güney ve Michelangelo Antonioni gibi auteurler hep bu ilkeye uyar.

Ülkemizde “Dime Novel”lar, yani Erol Üyepazarcı’nın çevirisi ile “On Paralık Romanlar”, çoğunlukla hafiye, casusluk ve polisiye konularını işlemiş olsalar da fantastik ve korku ögelerine de yer vermişlerdir. Salt spekülatif türlere dahil edilebilecek on paralık romanlar olduğu gibi pek çok polisiye roman da doğaüstü unsurları ya da korku edebiyatının arketiplerini kullanmıştır.

Üç kitabı baskısı, kapağı ve iç sayfaları yönünden değerlendirdiğimiz Karne'nin baskı kritikleri Libris Lipum, tasarım kritikleri Bila Perve tarafından yapılmıştır.
Salı, Cihat Taşçıoğlu, April Yayıncılık
Baskı

Yazar Orhan Pamuk’un son romanıyla aynı adı taşıyan ve 10 yılı aşan hayalini görünür kılan Masumiyet Müzesi, İstanbul Çukurcuma’daki 1897 tarihli eski bir Rum yapısı olan tarihi, üç katlı ‘Bruckner Apartımanı’nda (romandaki namı diğer, Merhamet Apt.) kültür ve sanat dünyasının ilgisine sunuldu.
