Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
İnsanın doğadan gitgide uzaklaşarak mahkum olduğu modern yaşamı hedef alan, o modern yaşamın mağduru bireyi merkeze koyup onu yiyip bitiren sisteme hunharca saldıran ve nihayetinde kahramanımızı doğayla buluşturan neredeyse bütün hikayeleri seviyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Turgut Uyar’ın 1978-1984 yılları arasında Elele dergisinde yayımlanan yazıları, geçtiğimiz günlerde Yapı Kredi Yayınları etiketiyle yayımlandı. Kitapta bir araya getirilen metinler, İkinci Yeni'nin büyük şairinin o dönemde okuduklarına dair görüşlerini dolambaçsız bir şekilde paylaştığı bir okuma güncesi olarak da görülebilir.

//php print_r ($fields); ?>
Nabokov’u okumak için okumayı bilmek yeterli değildir, aynı zamanda “Nabokovca” da bilmek gerekir! Bilimsel Rus zekasıyla İngilizcenin dil cambazlığını yoğurduğunuzda, ortaya Nabokovca çıkar. Alışık olmayan bünyede rahatsızlık yaratan Nabokov’un, okurları ilk etapta Nootropic ilaçlara yönlendirmesi muhtemeldir.

//php print_r ($fields); ?>
Ankara'da “aylaklık” yapılacak noktalardan bir rota öneren keşif haritası Pusu’la, kenti deneyimlemek için alternatif yollar sunuyor. Aylaklık, flanörlük, flanözlük gibi kavramlar üzerine de düşünme fırsatı veren haritanın edebiyatla bağı kuvvetli.

//php print_r ($fields); ?>
Gerilim türünü sevenlerin alışık olduğu belli ritimler vardır. Sayfalar boyu süren kovalamaca ve/veya gizemi, bulmaca misali çözme süreci. Sürekli yüksek seviyede tutulan adrenalin duygusu; hikayenin en önemli yerlerinde okuru bekleyen ters köşeler; olay nihayete vardığı zaman yaşanan rahatlama...
