Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Edebiyat dünyasının en prestijli ödülü olarak kabul edilen Nobel Edebiyat Ödülü’nün açıklanmasına daha uzunca bir süre varken, ödülü takdim eden İsveç Akademisi farklı bir nedenle gündemde. ABD'de, Harvey Weinstein vakasıyla başlayıp tüm dünyaya yayılan #MeToo hareketinin yarattığı etkiyle, İsveç Akademisi’ne yakınlığıyla bilinen bir isim de cinsel tacizle suçlanmıştı.

//php print_r ($fields); ?>
37. İstanbul Film Festivali bu akşam (6 Nisan) perdelerini açıyor. Festival kapsamında sinema endüstrisi için bir köprü işlevi gören Köprüde Buluşmalar, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da sektörün farklı kesimlerinden isimleri festival takipçileriyle buluşturuyor.

//php print_r ($fields); ?>
Seray Şahiner’in kendi romanından sahnelere uyarladığı Kul, 4 Nisan Çarşamba akşamı TOY İstanbul’da ilk kez izleyiciyle buluştu. Yönetmenliğini Mert Öner’in yaptığı bu tek kişilik oyunda Dolunay Soysert rol alıyor.

//php print_r ($fields); ?>
İskandinav edebiyatı (ve sineması) deyince birçoğumuzun içinde tatlı bir his belirdiğini biliyorum. O bizimkine hiç benzemeyen, buradan bakınca neredeyse efsunlu görünen nevi şahsına münhasır coğrafyadan yazılmış metinler, bizim buralarda hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip. Ben de konu hikaye anlatıcılığı olunca “Kuzey sever” ekipten biriyim.

//php print_r ($fields); ?>
Henüz bu konuya kendini adamış tıp insanları ve klinikler yok, ancak onların varlığından hepimiz haberdarız. Eşimiz dostumuz, komşumuz, iş arkadaşımız ya da daha kötüsü, bizzat kendimiz!

//php print_r ($fields); ?>
Troya savaşını anlatan ve Batı kanonunun kurucu metinlerinden olan İlyada destanının şimdiye dek en iyi muhafaza edilen papirüslerinden biri British Library’de yer alıyor. 24 papirüs halinde yazılan İlyada’nın son kitabı olarak kabul edilen bu muazzam yapıt yaklaşık 2,3 metre uzunluğa sahip.

//php print_r ($fields); ?>
Zombi nedir? Onu kapitalizm ve tüketim kültürüyle mi ilişkilendirmek doğrudur, yoksa sömürgecilik, ırkçılık, kölelik bağlamında ele alırsak mı anlam kazanır? Yerel inanışlarla, karabüyüyle, okültle, doğaüstüyle mi açıklanmalıdır, yoksa bilimin veya akılcılığın alanına da çekilebilir mi?
