Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Editörden: Yeni flört hayırlı olsun

Yaşam şartları, hem şehirde hem kırsalda git gide çekilmez hale gelirken, beynimize katlanabilmek için elektrik prizlerine bağımlı hale geldik. Mesela televizyonlar... Değil mi ki, televizyon dizilerine romantikçe değil, çaresizce bağlanıyoruz artık.



Aynı anda birden çok kitap okumak isteyenler için öneriler

Kimi zaman tek bir kitap okumaya dahi vakit bulamıyoruz gündelik hayatın koşturmacasında, kimi zamansa usta bir jonglör gibi aynı anda birden çok kitabı "çevirmemiz" gerekiyor elimizde. Kimi zaman yalnızca yatmadan önce, kimi zaman sadece bir yerden bir yere giderken okuduğumuz kitaplarımız oluyor. Aynı anda birden çok dünya içinde gezinmek, birden çok maceraya ortak olmak gerekiyor.



On paralık romanlara fantastik bir bakış

Ülkemizde “Dime Novel”lar, yani Erol Üyepazarcı’nın çevirisi ile “On Paralık Romanlar”, çoğunlukla hafiye, casusluk ve polisiye konularını işlemiş olsalar da fantastik ve korku ögelerine de yer vermişlerdir. Salt spekülatif türlere dahil edilebilecek on paralık romanlar olduğu gibi pek çok polisiye roman da doğaüstü unsurları ya da korku edebiyatının arketiplerini kullanmıştır.



Niçin Okumalıyız? // Adalet Ağaoğlu

Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Adalet Ağaoğlu'nu niçin okuyorsunuz?

 



Sait’in Kardeşi: Reha Mağden

 



Edebiyat dergisinin keyiflisi de olur!

Günümüzde edebiyat dergilerinin geleceği kuşkusuz en çok tartışılan meselelerden birisi. Özellikle dijital medyanın son dönemlerdeki baş döndürücü gelişimiyle birlikte bu sorun giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ülkemizde de edebiyat dergilerinin genel kaygılarını göz önünde bulundurduğumuzda kendimizi ister istemez, bir kaosun ortasında buluyoruz.

 



Yoldaş Şair!: Orhan Alkaya

2011 yılının Mart ayı. Bir vakıf üniversitesinde yarızamanlı öğretim görevlisi olarak Türk Şiiri derslerine giriyorum. Ders seçmeli diye, şiir diye, hoca da yüzü yumuşak bir adama benziyor diye, kabasakallarımın arasından nasıl belli oluyorsa, notu da boldur diye sanırım, öğrenci sayısı da bol.

 



Dünya Kiracısı'ndan Öyküler

Her öyküde farklı bir arayışın, oyunun peşinde Doğukan İşler. Her öyküde dilinde, üslubunda bir farklılık getirmeye çalışıyor. Bu gayret onun öykü sayısında bir sınırlama getiriyor ister istemez. Ancak şunu net bir şekilde söylemem gerek. Onun hiçbir öyküsü, okurda “bunu daha önce okumuştum” duygusu uyandırmıyor.



'Uçta'ki usta: küçük İskender

Hafızamı zorluyorum, bulamıyorum, nerde yazmıştım onu da bulamıyorum, İskender’e sorsam söyler de, galiba bulamamaktan da biraz zevk alıyorum. Nedense ve nedensiz yere Michel Foucault’nun en çok Ece Ayhan’dan, belki de yalnızca Ece Ayhan’dan doğru bildiğim sözü geliyor aklıma: “Fazla anlaşıldığım için karanlıkta kalıyorum.”

 



Dünyanın en muhteşem kütüphaneleri

Bu dünyada hiçbir kitap kurdu yoktur ki kütüphaneleri sevmesin. Kimi zaman kitapçılarda bulamadığımız bir kitabı aramak, kimi zaman o sessiz ve sakin ortamda rahat bir biçimde çalışmak, kimi zamansa sadece rafları dolduran yüzlerce kitapla vakit geçirmek için gittiğimiz yerlerdir kütüphaneler.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.