Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar
Osep Minasoğlu, İstanbul Samatya'da, 26 Şubat 1929'da doğmuş. Ermeni cemaatinden bakkaliye toptancısı babası hayattayken iyi sayılabilecek bir hayatları varmış. Minasoğlu, anaokulunu İtalyan Rahibe Okulu'nda bitirmiş. O sıralarda babasını kaybetmiş. Evin büyüğü olarak ağabeyi aileyi sahiplenmiş. Osep’e adeta babalık yapmış.

Edebiyatın tarihi, insanın yazıyı keşfetmesinden çok daha eskilere uzanır. Düşlerini, duygularını, düşüncelerini yazıya dökemedikleri zamanlarda atalarımız sözle ifade etmişlerdi kendilerini. Sözlü edebiyatın kulaktan kulağa fısıldanarak yayılan efsaneleri yazının icadından sonra destanlar, masallar ve folklorik hikayelerle sürmüş, onların mirası modern hikaye sanatına kalmıştı.

Önyargılar nasıldır bilirsiniz. Yani aslında bilmezsiniz ama bir şey sizi durdurmuştur. Varlığından haberdarsınızdır ama yanaşmamışsınızdır. İlgilenmek, yakınlaşmak istememişsinizdir belki.

Hollandalı Rönesans ressamı Pieter Bruegel; hayatı boyunca yer yer karanlık, düşündürücü ve etkileyici işleriyle öne çıkan, sanat tarihinde oldukça önemli yer edinmiş, usta diye addedilen bir isim. Çalışmaları arasında, zamanın ve mekânın ötesine geçen, günümüzde hâlâ adından söz ettiren birçok resim var ve bunlar edebiyattan sinemaya birçok eserin de esin kaynağı oldu.

Hermann Hesse, bilhassa Türk okurunun “Bozkırkurdu” ve “Demian” gibi eserleriyle beğenesini kazanmış, 60’larda, Amerika’daki gençlik hareketinin (kısmen yanlış algılanarak da olsa) ilahlarından biri haline gelmiş, iki dünya savaşı esnasındaki toplumsal nevrozu yaşayarak eserlerine yansıtmış, bireyin; kitle, otorite ve kolektivizm karşısındaki direnişinin simgelerinden biri haline gelmiş, Berlin

Bir öykü kitabını elinize aldınız, içinden prospektüs çıktı. Ne yaparsınız? Çoğumuz prospektüsü okuma zahmetine katlanmadan, alışageldiğimiz şekilde kitabımızı okuruz: Günde iki veya üç öykü, tercihen bol sıvı ile. Bazı meraklı okuyucular ise prospektüsü satır satır okur ve tüm endikasyonlardan haberdar olmak ister. Bazıları yalnızca bir aksilikle karşılaştığında prospektüsü açar.

Behçet Çelik’in Diken Ucu adlı öykü kitabı,’Huzurlu tabloda huzursuz ayrıntılar’, ‘Dünyayı onlardan koru’, ‘Ya da sahiden kayıyorduk zamanda’ bölüm başlıkları altında gruplanmış on dört öyküden oluşuyor.

İnsanın hayatı boyunca yaşadığı hastalıkları, fiziksel, psikolojik ve felsefi hastalıklar olmak üzere üçe ayırmak mümkün mü? Fizyolojik ve psikolojik hastalıklara dair epey uzun bir liste verebileceğimizi sanıyorum. Peki ya felsefi hastalıklar listesine neler dahil olabilir? Ve bunların tedavisi/ çözümü var mıdır? Örneğin can sıkıntısının? Can sıkıntısından ölünür mü?

Elena Ferrante’nin "Napoli Romanları" üstbaşlığıyla yayınlanan dört ciltlik serisinin ilk kitabı Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım Türkçeye tercüme edileli henüz birkaç ay oldu. Ferrante yurt dışında epey ilgi gördü ve kitapları hızla, başta İngilizce olmak üzere, başka dillere çevrildi. Serinin ilk kitabının Türkçeye çevrilmesi içinse dört yıl geçmesi gerekti.

Modern roman Tanzimat’la başladı Türkiye’de. Robert Finn, Türk Romanı adlı çalışmasında Tanzimat romanının sancılarını, emekleme aşamasını tüm açıklığıyla anlatır. Edebiyat bilimi açısından önemsenemeyecek çalışmalardır bunlar ama dönemin toplumsal yapısını başarıyla aktarırlar. İnsanımızın portresini çizer, tüm siyasal gerilimleri aktarır, günlük yaşamın ayrıntılarını verirler.
