Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Aslında öykü yazmaya başlarken ve onları “Heveskuşu” adı altında bir araya getirdiğimde, neden öykü yazdığımı bilmiyordum. Hala da tam olarak bunun nedenini bildiğimi söyleyemem. Sanırım hayatın parçalar halinde üzerime savurduklarını birleştirmek ya da yan yana koymak istemişim.

//php print_r ($fields); ?>
“Bir akşam, dalgın dalgın hoş bir kitabı karıştırırken, bir an bile duraksamadan: ‘Tutkulu ruhların çoğunda olduğu gibi, yaşamdaki inancının tükendiği an gelmişti’ cümlesini okudum. Bir saniye sonra, cümle içimde bir kez daha yankılanıyordu ve gözyaşlarına boğulmuştum.”
Albert Camus

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Andrey Platonov'u niçin okuyorsunuz?

//php print_r ($fields); ?>
Korkutucu hikayeler okumanın en güzel yanı gözlerimizin önünde cereyan eden bu dehşet verici olayların kurgudan ibaret olduğunu ve bizim içinde yaşadığımız dünyaya sirayet edemeyeceğini bilmektir. Peki bu konfor alanı içine kurulup rahatça okuduğumuz hikayelerin bazılarının gerçek olaylara dayandığını söylesek? İşte ardında gerçek olaylar yatan ürkütücü hikayeler:

//php print_r ($fields); ?>
Ödüller. Yaptıklarımızın başkaları tarafından onaylanması. Yaptıklarımızın karşılığını almamız. (İngilizcede bir malın ya da hizmetin ederi anlamına gelen price ile ödül anlamına gelen prize ne kadar da yakınlar birbirine.) İçinde bulunduğumuz yolda, muhtemelen doğru istikamette ilerlediğimizi anladığımız anları işaretleyen ödüller.

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. Öyleyse soruyoruz: Siz Umberto Eco'yu niçin okuyorsunuz?

//php print_r ($fields); ?>
Girişte, ellerinde manyetik cihazlar ile üst arama kabinlerinin ardında takım elbiseli bir koruma ordusu… Çepeçevre girişini sardıkları fuar merkezinin G8 zirvesine ev sahipliği yaptığını düşünebilirsiniz. Gerçeği, elinizdeki suyu ''Efendim içeriye dışarıdan su sokmak yasak.'' diyen görevliye bıraktıktan ve giriş ücretini ödedikten sonra öğrenebilirsiniz.

//php print_r ($fields); ?>
“Şehrin neresinde olursak olalım, ister evden işe koşturalım, ister dost akraba ziyaretine gidelim, okuldan dönüyor olalım ya da bir cenazede sessizce düşünüyor olalım, bu merkezin hayali, kafamızın içinde hayatımıza bir çeşit, bir istek ve anlam vererek ışıldar durur. Orada, hayal ettiğimiz o yerde asıl hayat vardır. Oraya doğru gidilmelidir.

//php print_r ($fields); ?>
Önce kitabını mı okumalı, yoksa filmini mi izlemeli? Cevaplaması kolay bir soru değil... "Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi"nin bir başka versiyonu olarak nitelendirebiliriz. Önce filmi izlemeli diyenlerin de, önce kitabını okumalı diyenlerin de haklı nedenleri olacaktır hiç kuşkusuz.
