Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Editörden: Tehlike, güzeldir

Her kavramın, kolayca tüketildiği bir dünyada yaşıyoruz. Öyle ki, “Her kavramın, kolayca tüketildiği bir dünyada yaşıyoruz” cümlesinin bile anlamının ne kadar tüketildiğini fark ediyorum yazarken... Nasıl da klişe geliyor kulağa!



Sakın evde denemeyin!

Kitapların sadece okumak için olduğunu düşünenlerden misiniz? Bu fotoğraflar sizin gibi birçok insanın düşüncesini tersine çevirecek.

İskoçyalı Georgia Russel, sanat için fırça ya da kalem yerine bistüri kullanıyor. Eserleri peri masallarındaki yaratıklara benziyor.

 

 



Nobelliler Kulübünün yeni üyesi: Tomas Tranströmer

Ödüller. Yaptıklarımızın başkaları tarafından onaylanması. Yaptıklarımızın karşılığını almamız. (İngilizcede bir malın ya da hizmetin ederi anlamına gelen price ile ödül anlamına gelen prize ne kadar da yakınlar birbirine.) İçinde bulunduğumuz yolda, muhtemelen doğru istikamette ilerlediğimizi anladığımız anları işaretleyen ödüller.



Edebiyat uyarlaması olduğunu muhtemelen bilmediğiniz 10 film

Kimi kitaplar daha yayınlanır yayınlanmaz sinema profesyonellerinin radarına giriyor ve henüz kitabın popülerlik dalgası sona ermeden bu kez film uyarlamasıyla karşılaşıyoruz. Öte yandan başlangıçta kıyıda köşede kalmış, fakat dramatik potansiyellerinin keşfedilmesiyle çok ünlü filmlere dönüşmüş kitaplar da var.



Sokaktan // Derin bir nefes al ve ver

Girişte, ellerinde manyetik cihazlar ile üst arama kabinlerinin ardında takım elbiseli bir koruma ordusu… Çepeçevre girişini sardıkları fuar merkezinin G8 zirvesine ev sahipliği yaptığını düşünebilirsiniz. Gerçeği, elinizdeki suyu ''Efendim içeriye dışarıdan su sokmak yasak.'' diyen görevliye bıraktıktan ve giriş ücretini ödedikten sonra öğrenebilirsiniz.



Ürkütücü kitapların ardında yatan gerçek hikayeler

Korkutucu hikayeler okumanın en güzel yanı gözlerimizin önünde cereyan eden bu dehşet verici olayların kurgudan ibaret olduğunu ve bizim içinde yaşadığımız dünyaya sirayet edemeyeceğini bilmektir. Peki bu konfor alanı içine kurulup rahatça okuduğumuz hikayelerin bazılarının gerçek olaylara dayandığını söylesek?  İşte ardında gerçek olaylar yatan ürkütücü hikayeler:

 



Şiirin Türkçe Karakter’i

İnsan karakter özellikleriyle tanınır daha çok. İnsanın kelimeleri, yürüyüşü, dinleyişi, konuşması hepsi birlik olup karakter denilen hususiyetler toplamını oluşturur. Dil de bir karakter taşır sonuçta. Her dilin ayrı bir karakteri vardır. Çünkü dil, konuşulan ağızlarda, susulan gönüllerde bir kimliğe, bir aidiyet bilincine dönüşür daha çok.



Güvercin Bozlağı

Orta mektebe gidiyordum. Kara kuru bir köylü uşağıydım. Sınıfa girerken burnumu çekerdim. Utanırdım kara kuruluğumdan. Okul yolunda Nefarettin abiyi görürdüm. Köylümüz, uzaktan akrabamızdı. Karateciydi. Burası çok önemli işte! Anadolu’nun tüm taşra vilayetlerinde, eğer bir akrabanız karateciyse siz de onun yaptığı hareketleri yapabiliyormuşsunuz hissi olurdu. Türkiye şampiyonasına katılmıştı.



Hani O Hep Bildiğimiz Kadın

Bazı kadınlar vardır ilk başta varlığını çok hissedemezsiniz, coşkulu ya da farklı değillerdir. Sanki hep oradadırlar, olmaları gereken yerde. Fakat bir şekilde dikkat kesilirseniz o durağanlığının içinde bambaşka denizlerin var olduğunu görürsünüz. Doğru yerde susar doğru yerde konuşurlar. En çok da dinlerler.



Sokaktan: Sizce ozan kimdir?

Ozan şarkıcı denince, geçen yıllarda, gökte dolunay eşliğinde izlediğim Leonard Cohen geliyor aklıma. Ülkemizde ise ozan deyince aklıma Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Neşet Ertaş, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Selda Bağcan, Jehan Barbur.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.