Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Keşfet'in bu ayki konuğu Yekta Kopan, Tirza'yı neden seçtiğini kendi el yazısıyla yazdı!

//php print_r ($fields); ?>
Ben kaç parktan geçtim ömrümde? Birkaç kuşağın kesintisiz kullandığı, sevgililerin yüce ağaçların altında el ele dolaştığı, sevdiğimiz yazarların gençlik anılarında yer etmiş kaç park tanırım memlekette? Özgürlük soluduğumuz mekanlar olarak parklar. Kırsal alanda doğayla kurduğumuz ilişkinin şehirli yüzü olarak parklar. Çocuklarımızın sokakla buluştuğu neredeyse tek nokta olan parklar.

//php print_r ($fields); ?>
Ozan şarkıcı denince, geçen yıllarda, gökte dolunay eşliğinde izlediğim Leonard Cohen geliyor aklıma. Ülkemizde ise ozan deyince aklıma Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Neşet Ertaş, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Selda Bağcan, Jehan Barbur.

//php print_r ($fields); ?>
Shakespeare’in ölümünün üzerinden tam 400 yıl geçti. Bu 400 yıl zarfında Shakespeare’in tüm dostları, ailesinin her ferdi hayata gözlerini yumdu. Bu durumda, Shakespeare’in, tarihin sayfaları arasında kaybolmuş olması gerekirdi. Lakin bunun tam tersi oldu. Gelmiş geçmiş en büyük edebiyatçılardan olan Shakespeare’in eserleri günümüzde hâlâ okunmaya ve sahnelenmeye devam ediyor. Ölümünün 400.

//php print_r ($fields); ?>
Edebiyat eseri sizi bir yerden diğerine götürebilir. Beklenen de budur zaten. Otobüste romanın sayfalarını tembelce çevirirken aslında babaannenizin mutfağındaki masada da olabilirsiniz. Ya da başka bir kitap size salonunuzda dünyayı gezme planları yaptırıyor olabilir içten içe. Aynı şekilde bir eser, size bu eserin bir benzerini yaratma isteği de verebilir. Neden olmasın.

//php print_r ($fields); ?>
Edebiyat denizi öyle büyük ki, içinde itinayla günümüze aktarılan bilgiler kadar, kesinliğinden emin olunmayan, nedeni ve sonucu bilinmeyen çok fazla hadise de var.

//php print_r ($fields); ?>
Ömer Türkeş
80'li yıllara damgasını vuran sözcük 'birey'di. Yeni kültürel iklimde esen birey, cinsellik, özgürleşme ve özel hayat fırtınaları, 12 Eylül 'edebiyatı'nın merkezi temasını oluşturur. Ancak belleklerde yer edecek bir '12 Eylül Romanı' külliyatından söz etmek zor.

//php print_r ($fields); ?>
Türk edebiyatında alçak kahramanlar, şeytani karakterler var mı? Türk edebiyatının da karanlık sayfaları, bir yeraltı ve gerçek kötüleri vardır elbet ama ne kadar özgündürler, ne kadar inandırıcıdırlar? Bizim niçim bir Moriarty’miz, bir Patrick Bateman’imiz, bir Kayıp Cennet’teki Şeytan’ımız yok?

//php print_r ($fields); ?>
Her kavramın, kolayca tüketildiği bir dünyada yaşıyoruz. Öyle ki, “Her kavramın, kolayca tüketildiği bir dünyada yaşıyoruz” cümlesinin bile anlamının ne kadar tüketildiğini fark ediyorum yazarken... Nasıl da klişe geliyor kulağa!

//php print_r ($fields); ?>
Bazı kadınlar vardır ilk başta varlığını çok hissedemezsiniz, coşkulu ya da farklı değillerdir. Sanki hep oradadırlar, olmaları gereken yerde. Fakat bir şekilde dikkat kesilirseniz o durağanlığının içinde bambaşka denizlerin var olduğunu görürsünüz. Doğru yerde susar doğru yerde konuşurlar. En çok da dinlerler.
