Arşivi

//php print_r ($fields); ?>
Eskiden kelimeler sadece bir ayrıntıydı. Sayfaların arasında gezinen, paragrafları dolduran kum taneleri gibi. Zamanla kelimeler üzerine daha çok yoğunlaştım. Taşıdıkları derin anlamdan ziyade, insanların kelimelere yükledikleri anlamlar beni şaşırtıyor. Mesela “canavar” dediğimizde herkesin aklına farklı bir görüntü düşüyor.

//php print_r ($fields); ?>
Ne zaman bilimkurgu bir roman veya öykü okuyacak olsam, kitabın kapağını büyük bir beklentiyle açarım. Beni yarattığı dünyanın içine çekebilmesi, kendi içinde anlamlı bir âlem kurması, hayal gücünü zorlayan bir teknoloji, gelecekteki toplumsal sorunlar, distopik manzaralar, uzay gemileri, ışın kılıçları, dünyayı ele geçiren robotlar... Bunların olup olmaması inanın hiç ilgimi çekmez.

//php print_r ($fields); ?>
Tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Dijital dönüşüm sonrası sosyal yanımızı sentetik, holografik bir düzleme hapsederken, -durup anlamaya fırsat bırakmadan ardı ardına- gerçekleşen küresel olaylar karşısında bocalıyor, bocaladıkça yüzeyin güvenli ve tanımlanmış alanında kalmaya ikna oluyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Kütüphanemi karıştırırken bir köşede bulduğum kitap bu hafta derin düşüncelere dalmama sebep oldu. Yeterince vaktim vardı. Koronavirüs pandemisi dolayısıyla bir süre için evde çalışma sistemine geçmiştik ve bu, herkes gibi benim de eskisine göre çok daha fazla okuduğum, yazdığım ve düşündüğüm anlamına geliyordu.

//php print_r ($fields); ?>
Ellerim başımın altında, tandırın yanındaki peykede, yatak yorgan yığınına yaslanmış uzanıyorum. Ninemin büyük duvar taşlarının aralarına sokup askı yaptığı çengellerde süzme yoğurt torbalarını, bakliyat, mısır ve kete çuvallarını, süt makinasının yıkanıp kurumaya bırakılmış çanaklarını, ilk kez görüyormuş gibi gözden geçiriyorum.

//php print_r ($fields); ?>
Kurt Vonnegut, Türkiye’de denemeleriyle pek gündeme gelen bir yazar değil. Geçtiğimiz yıllarda ilk kez yayınlanan mezuniyet konuşmaları Daha Ne Olsun’un birkaç baskı yapması sevindiriciydi. Şimdi yine, Algan Sezgintüredi çevirisiyle, bir başka denemeler toplamı okurla buluştu: Ülkesiz Bir Adam.

//php print_r ($fields); ?>
Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, UNESCO’ya sunulan ve dünya mirası olmanın ilk adımı olan geçici listeye Türkiye’den beş yeni kültür varlığı daha eklendi.

//php print_r ($fields); ?>
Koronavirüs önlemleri kapsamında kapatılan müzeleri yerinde geziyormuş hissi uyandıran sanal müze uygulaması ile Türkiye’nin en büyük 13 müzesi 810 bin 410 kez ziyaret edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen sanal müze uygulamasında tarihin sıfır noktası Göbeklitepe, en çok ilgi gören yer oldu.

//php print_r ($fields); ?>
Tüm dünyada 90’lı yıllara duyulan özlemin sebebi, o dönem çocukluğunu - ilk gençliğini yaşamış neslin ellerinden yitip giden zaman için tuttuğu bir yas mı, yoksa internet ile yeni bir çağa başlayan insanlığın “eski dünya”ya en yakın, tarihi “bozulmanın” henüz başlamadığı milenyum öncesi 90’lar olarak görmesi mi, veyahut bunlar dışında bir ya da birden fazla çeşitli nedenler mi bilemiyorum.
