Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Yazma motivasyonunuzu artıracak 10 öneri

"Başlamak bitirmenin yarısıdır," derler. Konu yazmak olduğunda bu söz hayli geçerlidir. Gerçekten de yazmaya başlamak zordur, yazmaya devam etmekse çoğu zaman daha da zordur. Özellikle de söz konusu bir roman olduğunda. Çünkü roman yazmak bir yönüyle maraton koşmaya benzer, belli bir standardı geniş bir zaman diliminde sürdürmeyi gerektirir.



Edebiyat Hatları Vapuru Kalkıyor

Birbirlerine düşman iki kişi gemiye binerler; üstelik aynı gemiye. Birbirlerinden olabildiğince uzakta durmak için, biri geminin pruvasına, diğeri de kıça geçer. Ve oldukları yerden kıpırdamazlar. Gemi ansızın bir fırtınaya yakalanıp batmaya başladığında, kıçta duran, gemicilerden birine geminin önce hangi taraftan batacağını sorar. “Pruvadan,” olur cevap. Adam rahatlar.



Keşfetmeniz için Jehan Barbur öneriyor: AZ

Keşfet'in bu ayki konuğu Jehan Barbur, AZ'ı neden seçtiğini kendi el yazısıyla yazdı! Hakan Günday'ın AZ romanı için "Dahiyane bir kurgu. Bana iyi bir tokat attı," diyen Barbur'un seçimini kendi el yazısından okuyun.

 

 

 



Kitaptan gerçeğe

Bir kitap okurken, romandaki tasvirler üzerinden o karakterleri kafamızda canlandırırız. İngiliz sanatçı Brian Joseph Davis'in projesi ise bu hayali süreci gerçeğe dönüştürdü.

 



Televizyon// Kitle tecavüze doydu mu?

2012’nin ilk aylarıydı. Yılmaz Güney’in Duvar filmine konu olan sahneler dile dökülmeye başlandı bir kez daha, bu defa Pozantı Cezaevi’nde: 14 yaşında bir "taş atan çocuk" anlatıyordu: “Bazı arkadaşlarımıza adli tutuklular tarafından defalarca tecavüz edildi. Bazen zorla pantolonlarımızı indirmeye çalışıyorlardı. Yaşadıklarımız anlatılır gibi değil.”

 

 

 



Editörden: O şarkıdan bir tane var

Kulaklığınızı taktınız, Leonard Cohen ya da ne bileyim Aşık Mahzuni, fısır fısır bir şeyler söylüyor. Dikkatli dinlerseniz, sizi ayan beyan edebiyatın sularına buyur ediyor.

 



Gölgede Kalanlar// Cinayet, aşk, gerilim ve korku

Cinayet romanları için bir kraliçe seçimine girişilse eğer, bu seçimin sonucunda ortaya çıkacak isim elbette Agatha Christie’den başkası olamazdı.



Romanın Zaferi Ve Ölümü

Marguerite Yourcenar, 1951’de yayınlanan Hadrianus’un Anıları’nın girişinde “Zamanımızda, roman tüm öteki biçimleri yiyip yutuyor; anlatım aracı olarak insan sadece roman biçimini kullanmaya zorlanıyor.” demişti. Romanın zaferini ilan eden epey bir metne sahibiz. Ancak bir not düşmek zorundayız ki 20. yüzyılın ilk yarısında Netflix abonesi olmamıştı Yourcenar.



Öksüz Yusuf'un Deli Dolu Hayatı

Murat Uyurkulak’ın yeni romanı Delibo’da üç farklı karakterin -edebiyat öğretmeni Sefer Kavala’nın, onun oğlu Yusuf’un ve zihinsel engelli İbrahim’in- hayat hikâyesini okuyoruz. Anlatıcımız Yusuf. Onun ağzından dinliyoruz hikâyeleri. Ayrıca Yusuf ana karakter. Diğer ifadeyle romanın merkez kahramanı. Hem anlatıyor, hem yorumluyor olayları.



Totalitarizmi bir de romanlardan okuyun

Twitter'a erişimin dün gece mahkeme kararıyla engellenmesinin ardından totalitarizm üzerine yeniden düşünmeye başladık. Bunun siyaseten ne anlama geldiği televizyon programlarında ve üniversite kürsülerinde de çokça tartışılıyor ve tartışılacak da şüphesiz. Fakat böylesi rejimlerin bireyler üzerindeki etkisine hiçbir dal edebiyat kadar yakından bakamayacak.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.