Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Rap müziğinin “istihza ustası” Gil Scott-Heron’un 2010 yılındaki Brixton konserinden önce, albümlerinin satıldığı tezgahta şiirleri de vardı, romanı da. The Vulture’ı ilk defa orada gördüm. Satın almadım ve tabii çok kısa bir süre sonra da bundan pişmanlık duydum.

//php print_r ($fields); ?>
Keşfet'in bu ayki konuğu Jehan Barbur, AZ'ı neden seçtiğini kendi el yazısıyla yazdı! Hakan Günday'ın AZ romanı için "Dahiyane bir kurgu. Bana iyi bir tokat attı," diyen Barbur'un seçimini kendi el yazısından okuyun.

//php print_r ($fields); ?>
Alt türlere “edebi nitelik” üzerinden kuşkuyla bakılır ama o alt türü ortaya çıkaran ortamın ve koşulların toplumsal boyutu her zaman ciddiye alınır. Feminist ütopya için de durum böyle. Feminist ütopyayı alt tür yapan, içeriğinden, savunduğu temalardan, hicvettiği kavramlardan ziyade, bilimkurgu özelliklerinin baskınlığıdır. Gelecekte, başka bir gezegende ya da evrende geçer.

//php print_r ($fields); ?>
Evrendeki farklı yaşam formlarıyla ilk teması konu alan yapıtlarda birbirini besleyen iki temel mesele yüzeye çıkar. Hayali çizgiler ihlal edilip de öteki’nin kozmik ölçekteki karşılığı olan birtakım varlıklar bizimle iletişime geçtiklerinde, kendi bedenimizin, tarihimizin, dilimizin gelişigüzelliğiyle yüzleşmek zorunda kalırız öncelikle.

//php print_r ($fields); ?>
Twitter'a erişimin dün gece mahkeme kararıyla engellenmesinin ardından totalitarizm üzerine yeniden düşünmeye başladık. Bunun siyaseten ne anlama geldiği televizyon programlarında ve üniversite kürsülerinde de çokça tartışılıyor ve tartışılacak da şüphesiz. Fakat böylesi rejimlerin bireyler üzerindeki etkisine hiçbir dal edebiyat kadar yakından bakamayacak.

//php print_r ($fields); ?>
Çok değil iki ay önce, 74 yaşındaki ozan Joan Baez, Berlin’de Amnesty International’ın “Vicdan Elçisi Ödülü”nü sanatçı Ai Weiwei ile paylaştı. Henüz 21 yaşındayken, yani 1962’de, Life dergisi onu “en iyi folk şarkıcısı” ilan etmişti ama daha da öncesinde, 1959’da Newport Folk Festivali’nde iki düet için sahneye çıktığında, “çıplak ayaklı madonna” olarak belleklere kazınmıştı zaten.

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Raymond Carver'ı niçin okuyorsunuz?

//php print_r ($fields); ?>
Muhafazakarlar, gençler arasında sorumsuzluğun yaygınlaştığı, sosyal düzenin sekteye uğradığı bir dönem olarak tanımladı 1960'ları. Geri kalanların büyük çoğunluğu ise özellikle ırkçılık, cinsiyetçilik, militarizm konularındaki tabuların sorgulandığı bir dönem olarak gördü o yılları.

//php print_r ($fields); ?>
J.K. Rowling, başka yazarların kitapları üzerine pek konuşmaz. Buna rağmen Jessica Mitford'un mektuplarını bir araya getirerek, 2006'da basılan Decca için bir makale yazdı.

//php print_r ($fields); ?>
Ev dediğiniz şey hatıra kumbarası. Kumbarada ne kadar hatıra varsa o kadar uzağa gidebiliyor, uzaklaştıkça biriktirdiklerinizi harcıyorsunuz. Harcadıklarınızı yerine koyacak imkana sahip değilseniz, ev bilgisini gittiğiniz yollarda tüketiyorsunuz. Evden uzaklaşmayı heyecanlı olduğu kadar hazin kılan da bu.
