Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Elini, gerçekten gerçeğin ötesine uzatan edebi türlerin en tartışmalı olanlarından biri kuşkusuz distopyalar. Baskıcı ve otoriter rejimlerin toplumu ve bireyi ne hale getireceğine dair kaleme alınan bu gelecek tahayyülleri, uzun bir süre komünizm karşıtı sanıldıkları için sevilmedi.

//php print_r ($fields); ?>
PSİKOPAT TESTİ Jon Ronson
Pegasus Yayınları, Çeviren: Elif Kolcuoğlu (13,4 cm x 21 cm)

BASKI – 3 yıldız

//php print_r ($fields); ?>
Kütüphanemi karıştırırken bir köşede bulduğum kitap bu hafta derin düşüncelere dalmama sebep oldu. Yeterince vaktim vardı. Koronavirüs pandemisi dolayısıyla bir süre için evde çalışma sistemine geçmiştik ve bu, herkes gibi benim de eskisine göre çok daha fazla okuduğum, yazdığım ve düşündüğüm anlamına geliyordu.

//php print_r ($fields); ?>
Bugün (27 Haziran) Yusuf Atılgan'ın doğum günü. İpekli Mendil yazarlarından Sinem Cerrah'ın, Yusuf Atılgan'ın öykülerinden yola çıkarak hazırladığı "A'dan Z'ye Yusuf Atılgan Sözlükçe"siyle yazarın doğum gününü kutlarız!

//php print_r ($fields); ?>
SabitFikir'in sadık takipçileri "Kararsız Okur" dediğimizde neyi kastettiğimizi hemen anlayacaktır. Dergimizin orta sayfalarını kaplayan eğlenceli ve bilgi dolu infografiklerimizden bahsediyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Kişiye kalan alanın her teknolojik ve idari gelişmeyle daha fazla arttığı dönemlerde, insanlar ne yapacaklarını ve neyle oyalanacaklarını bilemez hale geliyorlar. Bir acıdan veya sıkıntıdan kurtulma mücadelesi değil de, benliğiyle veya varlığıyla ne yapacağını bilememe mücadelesi başlıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Kafka’nın, kitaplarını Max Brod'a bırakmak yerine ölmeden önce hepsini bir bloga yüklediği anakronik bir hayal kuralım. Aynı etkiyi yapabilir miydi? Çok daha önemsiz metinler yayımlamış gibi davranılmaz mıydı?

//php print_r ($fields); ?>
Haziran ayının, yani bir anlamda yaz mevsiminin gelişini adada karşılamaya karar vermiştik. Kelebek ile birlikte ilk ada vapuruna atladık ve kendimizi sahile attık. Aynı Sait Faik’in Dülger Balığının Ölümü’nde anlattığı gibi, bizim üstümüzde de etrafımızdaki güzellikten kaynaklanan cazip bir titreme vardı. “Hani bazı yaz günleri hiç rüzgar yokken deniz üstünde bir meneviş peydahlanır.

//php print_r ($fields); ?>
Herhangi bir ülkenin istihbarat örgütünde görev almış bir yazarın yazdıklarına salt edebiyat olarak bakmanın ne kadar doğru olduğu tartışılır. Yazarın gerçekleri ne kadar anlattığı, neyi dışarıda bıraktığı ve diğer bütün etik soruları yazardan ve eserinden bağımsız olarak düşünmek zor.

//php print_r ($fields); ?>
Sansür, yasak, engelleme bugünlerde en çok duyduğumuz üç Türkçe kelime. Öyle ki gönlümüzü olduğu kadar artık söylene söylene kulaklarımızı da yakıyor. Bir de kendi kendimize uyguladığımız otosansür var ki, belki en çok onu duymak istemiyoruz. Eğer yasaklara ve sansüre karşı savaşımız devam edecekse ilk önce kendi kendimize kurduğumuz otosansür sisteminden kurtulmamız gerek tabii.
