Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
“Şimdiye kadar ne yeleği ne de yeleğinden çıkarabileceği saati olan bir Tavşan’a rastlamıştı! Öyle ya! Meraktan çatlayarak ardı sıra tarlaya doğru koştu. Tavşan tam çitin altındaki kocaman deliğe atlayacağı sırada yetişti ona. Bir daha dışarı nasıl çıkabileceğini hesaplamaya kalmadan da kendini deliğe bıraktı.

//php print_r ($fields); ?>
SabitFikir'in sadık takipçileri "Kararsız Okur" dediğimizde neyi kastettiğimizi hemen anlayacaktır. Dergimizin orta sayfalarını kaplayan eğlenceli ve bilgi dolu infografiklerimizden bahsediyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Acaba bu yaşlı dünya, hala ne çok sürprize gebe. Henüz geçiş evresinde olduğumuz dijital çağ mesela... Getirebileceği büyük değişimlere bakarken, en aklıselimim sahibimiz bile küçük bir çocuğun heyecan ve şaşkınlığına bürünüyor. Çünkü, biraz dikkat ettiğinde, henüz buzdağının görünen kısmıyla haşır neşir olduğumuzu herkes fark ediyor.

//php print_r ($fields); ?>
Arkadaşlarınızı sizin çok sevdiğiniz bir diziyi seyretmeye ikna etmeniz bazen epey güç oluyor. Bırakın ikna etmeyi, söz konusu diziyi tarif etmek bile başlı başına bir problem halini alabiliyor. Geçenlerde başıma geldi. Kalanlar'ın (The Leftovers) sonlarına yaklaşmıştım ve hayatımda seyrettiğim en güzel dizilerden birisi olduğunu düşünüyordum.

//php print_r ($fields); ?>
Kafka’nın, kitaplarını Max Brod'a bırakmak yerine ölmeden önce hepsini bir bloga yüklediği anakronik bir hayal kuralım. Aynı etkiyi yapabilir miydi? Çok daha önemsiz metinler yayımlamış gibi davranılmaz mıydı?

//php print_r ($fields); ?>
Haziran ayının, yani bir anlamda yaz mevsiminin gelişini adada karşılamaya karar vermiştik. Kelebek ile birlikte ilk ada vapuruna atladık ve kendimizi sahile attık. Aynı Sait Faik’in Dülger Balığının Ölümü’nde anlattığı gibi, bizim üstümüzde de etrafımızdaki güzellikten kaynaklanan cazip bir titreme vardı. “Hani bazı yaz günleri hiç rüzgar yokken deniz üstünde bir meneviş peydahlanır.

//php print_r ($fields); ?>
Sürrealist ressam Salvador Dali, yeteneğini birçok defa edebiyat eserlerinin hizmetine sundu. 1946'da Miguel de Cervantes'in Don Kişot'u, 1947'de Montaigne'nin Denemeleri, 1969'da ise Lewis Carroll'un Alice Harikalar Diyarı'nda adlı kitabı için çizimler yaptı. William Shakespeare'in Romeo ve Juliet'i ise Dali'nin "ustalık" dönemine denk gelecek kadar şanslıydı.

//php print_r ($fields); ?>
Bir yıl daha biterken, aslında her yıl olduğu gibi, "yılın enleri" listeleri yayımlanmaya başladı. The New York Times Book Review sanat yönetmeni Matt Dorfman, 2016 yılının en iyi kitap kapaklarını The New York Times için seçmiş. İşte o kapaklar:
- The Mothers - Britt Bennett - Riverhead Books

//php print_r ($fields); ?>
Kişiye kalan alanın her teknolojik ve idari gelişmeyle daha fazla arttığı dönemlerde, insanlar ne yapacaklarını ve neyle oyalanacaklarını bilemez hale geliyorlar. Bir acıdan veya sıkıntıdan kurtulma mücadelesi değil de, benliğiyle veya varlığıyla ne yapacağını bilememe mücadelesi başlıyor.

//php print_r ($fields); ?>
Edebiyat coğrafyasının yükseltileridir bana kalırsa romanlar. Kimisi insana rahat bir gezinti vaat eden, güzel manzaralar gösteren tepeliklerdir kimisiyse sarp kayalıklardan, vahşi tabiattan, yükseklik korkusundan bahsettiren ulu dağlardır.
