Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Gölgede Kalanlar // Bırakın artık şu beyaz tavşanın peşini!

“Şimdiye kadar ne yeleği ne de yeleğinden çıkarabileceği saati olan bir Tavşan’a rastlamıştı! Öyle ya! Meraktan çatlayarak ardı sıra tarlaya doğru koştu. Tavşan tam çitin altındaki kocaman deliğe atlayacağı sırada yetişti ona. Bir daha dışarı nasıl çıkabileceğini hesaplamaya kalmadan da kendini deliğe bıraktı.



Kararsız Okur - Bu kez Londra için!

SabitFikir'in sadık takipçileri "Kararsız Okur" dediğimizde neyi kastettiğimizi hemen anlayacaktır. Dergimizin orta sayfalarını kaplayan eğlenceli ve bilgi dolu infografiklerimizden bahsediyoruz.

 



Editörden: Bir de yirmi yıl sonra okuyun

Acaba bu yaşlı dünya, hala ne çok sürprize gebe. Henüz geçiş evresinde olduğumuz dijital çağ mesela... Getirebileceği büyük değişimlere bakarken, en aklıselimim sahibimiz bile küçük bir çocuğun heyecan ve şaşkınlığına bürünüyor. Çünkü, biraz dikkat ettiğinde, henüz buzdağının görünen kısmıyla haşır neşir olduğumuzu herkes fark ediyor.

 



Televizyon // Bittikten sonra geriye kalanlar

Arkadaşlarınızı sizin çok sevdiğiniz bir diziyi seyretmeye ikna etmeniz bazen epey güç oluyor. Bırakın ikna etmeyi, söz konusu diziyi tarif etmek bile başlı başına bir problem halini alabiliyor. Geçenlerde başıma geldi. Kalanlar'ın (The Leftovers) sonlarına yaklaşmıştım ve hayatımda seyrettiğim en güzel dizilerden birisi olduğunu düşünüyordum.



Yılın sözcüğü: Gangnam Style!

Kafka’nın, kitaplarını Max Brod'a bırakmak yerine ölmeden önce hepsini bir bloga yüklediği anakronik bir hayal kuralım. Aynı etkiyi yapabilir miydi? Çok daha önemsiz metinler yayımlamış gibi davranılmaz mıydı?



Adalar bizi “Hişt! Hişt!” diye çağırınca

Haziran ayının, yani bir anlamda yaz mevsiminin gelişini adada karşılamaya karar vermiştik. Kelebek ile birlikte ilk ada vapuruna atladık ve kendimizi sahile attık. Aynı Sait Faik’in Dülger Balığının Ölümü’nde anlattığı gibi, bizim üstümüzde de etrafımızdaki güzellikten  kaynaklanan cazip bir titreme vardı. “Hani bazı yaz günleri hiç rüzgar yokken deniz üstünde bir meneviş peydahlanır.



Dali'den sürrealist Romeo ve Juliet

Sürrealist ressam Salvador Dali, yeteneğini birçok defa edebiyat eserlerinin hizmetine sundu. 1946'da Miguel de Cervantes'in Don Kişot'u, 1947'de Montaigne'nin Denemeleri, 1969'da ise Lewis Carroll'un Alice Harikalar Diyarı'nda adlı kitabı için çizimler yaptı. William Shakespeare'in Romeo ve Juliet'i ise Dali'nin "ustalık" dönemine denk gelecek kadar şanslıydı.



The New York Times'tan yılın en iyi kitap kapakları

Bir yıl daha biterken, aslında her yıl olduğu gibi, "yılın enleri" listeleri yayımlanmaya başladı. The New York Times Book Review sanat yönetmeni Matt Dorfman, 2016 yılının en iyi kitap kapaklarını The New York Times için seçmiş. İşte o kapaklar:

 

 

  • The Mothers - Britt Bennett - Riverhead Books

 



Yok yere sıkıntılar: Narkotik romanlar

Kişiye kalan alanın her teknolojik ve idari gelişmeyle daha fazla arttığı dönemlerde, insanlar ne yapacaklarını ve neyle oyalanacaklarını bilemez hale geliyorlar. Bir acıdan veya sıkıntıdan kurtulma mücadelesi değil de, benliğiyle veya varlığıyla ne yapacağını bilememe mücadelesi başlıyor.



Amerikan edebiyatının sıradağları romanlar

Edebiyat coğrafyasının yükseltileridir bana kalırsa romanlar. Kimisi insana rahat bir gezinti vaat eden, güzel manzaralar gösteren tepeliklerdir kimisiyse sarp kayalıklardan, vahşi tabiattan, yükseklik korkusundan bahsettiren ulu dağlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.