Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Naipaul şöyle demişti de hepimiz kızmıştık: “Bir iki paragraftan sonra, bir yazı, bir kadın tarafından mı yazılmış, anlarım. Ve benimle eşit olmadığını düşünürüm.” Cinsiyet vazgeçilmesi, saklanması gereken bir şey midir? Yoksa duyurulması gereken bir ses, kuşanılması gereken bir kılıç mıdır? Yazarken? Okurken? Önkabullerle yaklaşabilirsiniz.

//php print_r ($fields); ?>
F. Scott Fitzgerald dendi miydi akla ilk gelenin Muhteşem Gatsby olması ya da Herman Melville'in adını duyar duymaz Moby Dick'i hatırlamak oldukça normal ve anlaşılabilir. Fakat bu usta isimlerin bu ünlü eserlerinin gölgesinde kalmış, öne çıkma fırsatı bulamamış kitapları da var. İşte pek çoğunu yakından tanıdığımız, ünlü yazarların gölgede kalmış eserleri:

//php print_r ($fields); ?>
Her ay yeni bir olayla dünyanın çığırından çıktığını daha iyi anlıyoruz. Her yerde patırtılı gürültülü gelişmeler ortaya çıkıyor; eski yapılar yıkılıyor, kurumların içi boşalıyor, birileri yepyeni kimlikleriyle ortaya çıkıyor. Kafamız çok karışık, bizi nelerin aydınlatacağını anlayamıyoruz artık.

//php print_r ($fields); ?>
Gençlerin kendilerine sadece meşgale olarak değil, kariyer olarak da yazarlığı düşündüğü bir çağda yaşıyoruz; her daim geçerli olan “yazmasaydım çıldıracaktım” halini de unutmamalı tabii. Elbette yazarlık, birkaç büyük kariyer dışında, pek de kolay bir ekmek teknesi değil. Yazmanın güçlüğü bir yana, çok uzun bir süre boyunca alıcı bulmak da mümkün olmayabilir.

//php print_r ($fields); ?>
Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Homeros'u niçin okuyorsunuz?

//php print_r ($fields); ?>
Hayatımı değiştiren kitapları listeleyebilmem çok zor. Benim bugüne gelebilmemin arkasında çok çeşitli etkenler, unsurlar var çünkü. Bu sebeple “bu kitabı okudum, şöyle değiştim” demek diğerlerine haksızlık olur. Faulkner “bu kitapta ne anlatmak istedin?” diye soranlara çok kızarmış.

//php print_r ($fields); ?>

//php print_r ($fields); ?>
Yumuşak Makine, Nova Ekspresi, Junky gibi kitapların ABD'li yazarı William Burroughs, 100 yıl önce bugün doğdu. Guardian da bu vesileyle yazarın fotoğraflarını yayınladı.

//php print_r ($fields); ?>
İnsanlık, insanlarca şekilleniyorsa; metin de metinlerce şekillenmez mi? 1960’larda Roland Barthes, Julia Kristeva gibi Post-Yapısalcılar tarafından ortaya konulan metinlerarasılık kavramı tam da bu soruya cevap veriyor.

//php print_r ($fields); ?>
Çocuk kitapları yazan Müzeyyen Engin Erim’in kaleme aldığı bir kitabın ismi Kedinin Büyüttüğü Çocuk’tu. Küçük bir kedinin sahiplendiği çocukla yaşadıklarını anlatan bu hafif fantastik öykünün başlığı henüz daha ilkokuldayken aklıma kazındığı için, Fritz the Cat: Kedi Fritz Yaşamı ve Ölümü adlı kitap ve yaratıcısı Robert Crumb’ın hikayesi bu başlığı kolayca çağrıştırdı.
